PKK/YPG yazılır ABD diye okunur

Kuzey Irak’taki üslerimize yapılan saldırı yeni bir tür terör dalgasıyla karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor. Aslında bildik ama bölücü terör örgütü PKK’nın boyunu aşan bu saldırılara verilen destekler, alçaklıklar anlamında yeni demek daha doğru. Çünkü daha önceki yıllara baktığımızda terör örgütünün bu dönemde eylemi yok, daha çok kendilerini güvende sandıkları inlerinde kış uykusundalar. Son üç saldırıya bakıldığında ise ezber dışı bir durum söz konusu. Teröristler efendilerinin, sahiplerinin verdiği talimat ve teknoloji-istihbarat desteğiyle imha edileceklerini bile bile saldırdılar. Niyesi malum. TSK terörle mücadelede kaynağında kurutma stratejisiyle psikolojik üstünlük sağladı. Türkiye sınırları içerisinde terör örgütü artık terörist devşiremez ve bir çok bölgede barınamaz hale geldi. Nereye geçildi? Irak’a ve Suriye’ye… Irak’ın kuzeyinde 2019’dan bu yana atılan “Pençe”lerle coğrafyanın konumuna göre 30-40 kilometrelik derinliğe kadar inen TSK’nın terör örgütüne yönelik alan hakimiyetini daraltma, yok etme ve ülkemiz sınırları içine terörist sızmalarını önlenme faaliyetleri var. Harekatlarla güvenli bölgeler oluşturulan Suriye’de de terör örgütünün kontrolündeki sözde askeri, istihbarat, enerji/altyapı tesisi, cephane noktaları gibi stratejik hedeflerin yanı sıra örgütte sorumlu düzeyde faaliyet yürüten kişiler hedef alındı. Dolayısıyla teröristlerle pervasızca tatbikatlar yapan silahlar veren, hiç utanmadan kendi bütçesinden 200-300 milyon dolar ayıran, terörist başlarıyla fotoğraflar çektiren sözde NATO müttefikimiz! ABD rahatsız… 

***

Bu yeni bir durum mu ya da sürpriz mi? Değil. ABD’nin ta 1990’lı yıllarda başlayan Ortadoğu’daki stratejik yönelimi istikametinde gelişen bir süreç. Tek fark, daha önceleri gizli yapılmaya çalışılan desteğin bugün aleniyete, hatta resmiyete dönüşmesi. Yani ABD terör örgütü PKK’yı hep destekledi…Mesela Cudi Dağı’nda TSK tarafından kıstırılan bölücü terör örgütü elemanlarına Diyarbakır’dan kalkan ABD helikopterlerinin malzeme attığı tespit edildi. Bir askeri tim olay yerine PKK’lı teröristlerden önce ulaşarak 27 çuval malzemeyi ele geçirdi. Çuvallardan yiyecek giyecek, sıhhi malzeme çıktı. ABD’liler olayı doğruladı, ancak malzemenin yanlışlıkla atıldığını söylediler. (14 Ocak 1992) 

ABD’nin Kuzey Irak’ta oluşturmaya çalıştığı Kürt devletinin Türkiye’nin zararına olduğunu söyleyen dönemin Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis’in helikopteri Selahattin kenti yakınlarında Amerikan savaş uçakları tarafından taciz edildi ve inişe zorlandı. Bitlis Paşa Türkiye’nin Kuzey Iraklı Kürt liderlerle başlattığı görüşmeler için o bölgede bulunmaktaydı. (17 Aralık 1992) 

Bir yıl sonra 17 Şubat 1993’te de Ankara Güvercinlik’ten havalandıktan kısa süre sonra Orgeneral Eşref Bitlis’in içinde bulunduğu askeri uçak düştü, Org. Bitlis şehit oldu. 

Bugünlerin gelişi 30 yıl öncesinden belliydi yani…Hatta şimdilerde sıkça dillendirilen “Türk askeri ile ABD askeri karşı karşıya gelir mi?” tartışması o günlerde neredeyse gerçekleşecekti. Nasılını 1991-1995 yılları arası Diyarbakır Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı görevinde bulunan merhum Orgeneral Necati Özgen bana şöyle anlatmıştı (09.03.2018 tarihli yazımız): 

“ABD’liler 1991-1993 arasında birkaç defa Cudi Dağı’na malzeme attı. Gece karanlığında Sikorsky’lerle bırakıp gidiyorlardı. Şırnak’a gidip takip ettim. Atılan malzemeleri de ele geçirdik. İçinde botlar, giysiler, sıhhi malzemeler vardı. Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis o tarihte gece görüş cihazları almak için Rusya’da olduğu için durumu doğrudan Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş’e arz ettim. O da ‘Ateş edebilirsin, vurabilirsin’ dedi.” 

Güreş Paşa vur emri mi verdi? 

“Tabii tabii. Ancak Şırnak’la Cudi Dağı arası epey bir mesafe. Bir de bırakıp, kaçıyorlardı, o zamanlar bizim gece imkân kabiliyetimiz de sınırlıydı.” 

Özgen o günlerde Kandil Dağı’ndaki ABD’li subaylarla PKK’lıların yaptığı toplantı bilgilerinin de geldiğini belirtmişti… 

*** 

Özetle; bu saldırılar terör örgütünün kendi inisiyatifiyle yaptığı, yapabileceği bir iş değil. Kalleşin kimliği de daha en baştan beri açık ve net. Bölücü terör örgütü PKK ya da YPG/PYD veya SDG olarak yazılır ama ABD diye okunur… 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir