Gazeteci Hüseyin Kanber(44), Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Edebiyat Fakültesi Akdeniz Uygarlıkları Araştırma Enstitüsü’ne 3 yıl önce yüksek lisans için başvurdu. Tez için de ‘Milli Mücadele Döneminde Antalya’da Haberleşme’ konusunu çalışan Kanber, Osmanlı dönemine ait arşivleri inceledi.
Tarama sırasında anı ve resmi kağıtlar üzerinde yoğunlaşan Kanber, çoğunluğu Osmanlıca olan belgeleri de uzmanlara tercüme ettirdi. Kanber, tercüme ettirilen belgelerde kentteki iki önemli mezarın yerine ulaştı.
70 bin mezar taşı incelendi
Şehit Pilot Teğmen Halil Bey ve Moralızade Zülfikar Kılınçarslan’ın kabirlerinin Antalya’da olduğunu tespit eden Kanber, kentteki mezarlıkları tek tek gezdi. 3 yıl boyunca çoğunluğu Osmanlıca yazılı 70 bin mezar taşını inceleyen Kanber, aradığı iki mezarın da Andızlı Mezarlığı’nda olduğunu tespit etti. Tez danışmanı AÜ İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Sami Mencet de mezar taşlarını inceledikten sonra arşiv belgelerinde geçen 2 mezar olduğunu teyit etti.
Hürkuş’tan arkadaşına vefa
Kanber’in incelediği belgelere göre, şehit Pilot Teğmen Halil Bey ve Moralızade Zülfikar Kılınçarslan, Milli Mücadele döneminde önemli görevlerde yer almış 2 isim. Ünlü havacı Vecihi Hürkuş’un da yakın arkadaşı olan Pilot Teğmen Halil Bey, Milli Mücadele döneminde Antalya’da görevlendirildi. Hürkuş ile savaş uçaklarının bakım, onarım ve uçuş testini Antalya’da yaparak Ankara’ya götüren Halil Bey, 1922’de görev başında şehit oldu. Halil Bey’in ölümünün ardından Vecihi Hürkuş, tamamlayıp testini yaptığı ilk uçakla Manavgat’ta bir hava gösterisi yaptı. Hürkuş, bu gösterinin geliri ile de Halil Bey’in mezarını yaptırdı. 100’üncü yılını dolduran mezarın bakımsız olduğu görüldü.
Moralızade Zülfikar Kılınçarslan ise İzmir’in işgal sürecinde yaşananları Mustafa Kemal Atatürk’e bizzat aktaran hem yakın arkadaşı hem de istihbarat görevlisi. Yine Kanber’in incelediği belgelere göre, İzmir’de deşifre olan Kılınçarslan, Atatürk tarafından Antalya’ya gönderilip, haberleşmenin başına getiriliyor.
Milli Mücadele tamamlanana kadar görevini Antalya’da sürdüren Kılınçarslan’ın, 1975 yılında hayatını kaybettiği mezar taşında yazıyor.
Sürekli Atatürk’e bilgi veriyordu
Tüm bu bilgileri arşivleri tek tek tarayarak ortaya çıkaran Hüseyin Kanber, sürecin zorlu ama sonucu itibarıyla mutluluk verici olduğunu söyledi. Anadolu’da toplanan tüm bilgilerin Antalya’daki iletişim merkezinde bir araya getirilip, Avrupa ve İslam ülkelerine gönderildiğini anlatan Hüseyin Kanber, “3 yıllık çalışmada binlerce Osmanlı arşiv belgesini inceledim. Ortaya ilginç tespitler çıktı. Mustafa Kemal Atatürk’ün istihbarat görevlisine ulaştık, aslında bir posta memuru. Sürekli Atatürk’e bilgi veriyor. İstihbarat görevlisi olduğu ortaya çıkınca Antalya’ya görevlendiriliyor. Antalya o dönem İtalyanların işgali altında. Burada haberleşmenin başına getirilen Kılınçarslan, Milli Mücadele süresince Antalya’da görev alıyor” dedi.
Torununu inandırmakta zorlandı
Mezarı tespit ettiğinde Kılınçarslan’ın yakınlarına ulaşmak için girişimde bulunduğunu da aktaran Kanber, 4’üncü kuşak torunu Asuman Öztürk’e (59) ulaştığını söyledi. Kanber, torununa dedesinin bir istihbarat görevlisi ve Atatürk’ün arkadaşı olduğunu söylediğinde Öztürk’ün bir süre inanmakta zorlandığını belirtti. Kanber, Kılınçarslan hakkında daha detaylı bilgilere istihbarat görevlisi olduğu için ulaşamadığını kaydetti.
“Bu olay beni çok etkiledi”
1922 yılında yaşamını yitiren Pilot Teğmen Halil Bey’in yaşadıklarına ve o dönemki çaresizliğe çok üzüldüğünü anlatan Kanber, “Vecihi Hürkuş’un, yaşamını yitiren yakın arkadaşı Pilot Teğmen Halil Bey’in kabrini yaptıracak parası yok. Test uçuşunu yaptığı bir uçakla hava gösterisi yapıyor. Buradan elde edilen gelirle Halil Bey’in kabrini yaptırıyor. Bu olay beni çok etkiledi” diye konuştu.
Antalya’da bir hava şehidi olduğunu ve unutulmaması gerektiği yönünde Vecihi Hürkuş’un anılarında sıklıkla rastladığını da belirten Kanber, iki kabrin koruma altına alınması gerektiğini söyledi.
Tez danışmanı AÜ İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Sami Mencet de bilim dünyasına bu çalışmayı kazandırdıkları için mutlu olduklarını söyledi. Doç. Dr. Mencet, Antalya’nın savaş döneminde iletişim ve istihbarat anlamında önemli bir yer olduğunu kaydetti. Doç. Dr. Mencet, bu iki ismin kabrinin Antalya’da olmasının da kentin önemini bir kere daha gösterdiğini vurguladı.