‘Her yıl Türkiye’de 2 bin kadın rahim kanserinden hayatını kaybediyor’

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Mehmet Bekir Şen, Türkiye’de rahim kanserinden hayatının kaybeden kadınların sayısı, bu kanserin nedenleri, tedavisi hakkında açıklamalarda bulundu.

Op. Dr. Şen, ‘‘Sağlık sektöründeki gelişmelere tıp bilimindeki yeniliklere rağmen ne yazık ki, Türkiye’de her yıl yaklaşık, bin 500 – 2 bin kadın rahim kanserinden hayatını kaybediyor. Belirti vermediği için kimi zaman ilerlemiş ve metastaz yapmış durumda belirleniyor. Rahim ağzı kanseri ilerleme döneminde her zaman bulgu vermeyebiliyor ve rutin jinekolojik kontrollerini, Smear testini yaptırmayan bir kadın maalesef genç yaşta bu hastalığa yakalanabiliyor. Rahim ağzı kanseri, aşıyla önlenebilen tek kanser türü” dedi.

“HPV ENFEKSİYONU GEÇİREN KADINLARIN RAHİM AĞZI KANSERİNE YAKALANMA RİSKİ 200 KAT ARTIYOR!”

Op. Dr. Şen sözlerine şöyle devam etti: ‘‘Gen mutasyonları, genetik faktörler rahim kanserine neden olabiliyor. Bir diğer etkende, HPV olarak bilinen ‘Human papilomavirus’ olarak bilinen virüs. Virüs, daha çok cinsel yolla buluşuyor, kadınlarda genital siğil, rahim ağzı ve vajina kanserine yol açıyor. HPV enfeksiyonu geçiren kadınların rahim ağzı kanserine yakalanma riski yaklaşık 200 kat artıyor.

HER YAŞTAKİ KADIN İÇİN TEHLİKELİ Mİ?

Kanserin hangi yaşlardaki kadınlar için tehlikeli olduğuna dikkat çeken Op. Dr. Şen, “Açıkçası bu kanser türünün gelişimi için biraz vakte ihtiyacı oluyor bundan dolayı risk 30 yaşında başlıyor ancak 35-45 yaş arasında sık görülüyor diyebiliriz. Yani artık genç hastalarda görüyoruz. Maalesef günümüzde çok daha yaygın. Nedeni, HPV virüsü, çok hızlı yayılıyor. Artık çok daha gençlerde görmeye başladık. Erken yaşta ilk cinsel deneyim, birden fazla cinsel partner varlığı da birer risk faktörü. Her yıl dünya genelinde neredeyse 500 bin yeni vaka bildiriliyor” şeklinde konuştu.

“FARKINDALIK ÇOK ÖNEMLİ”

Op. Dr. Şen, kadınların dikkat etmeleri gereken belirtileri şöyle açıkladı: “Bazen hiç bulgu vermeden sinsice ilerlese de bazen de düzensiz, mens (adet) dönemleri arasında veya cinsel ilişkiden sonrasında anormal vajinal kanama olması, cinsel ilişki sırasında anormal ağrı, sırt, bacak veya kadın cinsel organlarının olduğu bölgede daha önce olmayan anormal ağrı, yorgunluk, kilo kaybı, iştah kaybı, vajinal rahatsızlık veya çok kötü kokulu akıntı bazen bir ön bulgu olabiliyor” diye konuştu.

“GÜNÜMÜZ TEKNOLOJİSİNDE ARTIK RAHİM KANSERİ DE TEDAVİ EDİLEBİLİYOR”

Kanserinin tedavisine değinen Op. Dr. Şen, ”Kimi zaman, rahimi almak son çare oluyor. Yeter ki, iş işten geçmesin. Rahim koruyucu cerrahiler sonraki gebelikleri korumak için de uygun vakalarda yapılabiliyor burada hastalığın hangi evrede olduğu önemli. Hangi evrede olduğuna bağlı olarak değişmekle birlikte kişinin evresine göre kemoterapi ve radyoterapi ihtiyacı olup olmaması süreci belirliyor. Çok erken evrelerde tek ameliyat bile yeterli olabilirken, ileriki evrelerde diğer yöntemleri de kullanmak gerekebiliyor. Kişi normal hayatına tedavi sonrası dönebiliyor. Hastalığın evresi iyileşme sürecini belirleyen en önemli faktörlerden” ifadelerini kullandı.

Hastalığa yakalanmadan önce yapılması ve alınması gereken önlemler de olduğunu belirten Op. Dr. Şen, “Öncelikle burada önemli olan korunmadır yani kanser olmadan önce neler yapılabilir? Bunu düşünmemiz lazım. HPV aşıları ve düzenli Smear kontrolleri yaptırılabilir. Unutmayın ki; rahim ağzı kanseri, aşıyla önlenebilen tek kanser türü” dedi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir