3 yıl sonra: Kokunu özlemişim!

Tuba Büyüküstün günlüğünden parçalar paylaştı. Paylaştığı sayfa 3 yıl öncesine, 27 Ocak 2019’a ait.
O sırada Umut Evirgen’le birlikte.
Yani vaktiyle Umut’a yazılmış bu sözler. Sayfada şöyle notlar var:
“Sevgilim, nasıl özlemişim oranda buranda olmayı. Kokunun burnuma dolmasını nasıl özlemişim…”
Günlük zaten özel bir şey.
Niye paylaşırsın, neden açıklarsın, o ayrı mevzu.
Ama aradan yıllar geçmiş, şimdi durduk yere bunu paylaşmanın başka bir anlamı olmalı.
Çok fazla olasılık da yok aslında.
İlki; eski aşkın depreşmiştir. O günler hatırına düşmüştür, açıp günlüğünü, o zamanki duygularını, hissettiklerini tazelemek istersin… Fakat bu da paylaşmayı gerektirmez.
İkincisi; yine eski aşkın depreşmiştir. Bunu da karşı tarafa belli etmek istersin. Doğrudan “Seni özledim” diyemezsin de eski yazdığın bir şeyi mesaj olarak kullanırsın: “Kokunu özlemişim…”
Fakat bunda da karşı tarafın ilişki durumu önemli. Umut Evirgen, Serenay Sarıkaya ile beraber. Bir ilişkisi olan insana uluorta “Oranda buranda olmayı özlemişim” diye gönderme falan yapılmaz.
Üçüncüsü; yine eski aşkın depreşmiştir. Ama öyle depreşmiştir ki kendine hakim olamıyorsundur, gemileri yakıp kafa göz dalıyorsundur…
Diğer şıklar içinde bana yine de “en masumu” bu gibi geliyor.
Dördüncüsü; eski aşkın maşkın depreşmemiştir. Sırf kötülük olsun diye, karşı tarafta kriz çıkacağını bile bile çomak sokup suyu bulandırmak istersin…
Başka bir olasılık?

Karınızın soyadını alır mıydınız?

Dünya, David ve Victoria Beckham’ın oğulları Brooklyn’in düğününü konuşuyor.
Brooklyn (23) anadan babadan zaten zengindi. Beckham çiftinin toplam serveti 380 milyon sterlin.
Şimdi kayınbabadan da zengin oldu. Çünkü eşi Nicola Anne Peltz’in (27) anne ve babasının serveti de bunun üç katı.
Ama genç çifte, boşanmaları durumunda her ikisinin de ailelerinden kaynaklanan servetten pay alamayacaklarına dair evlilik sözleşmesi imzalatıldı.
Bu sözleşmede daha zengin taraf olan Nelson Peltz’in etkili olduğu söyleniyor.
Ne tuhaf değil mi? Sözleşme dayatılan damat da dünya zengini bir futbolcu, David Beckham’ın oğlu.
Daha ilginci şu:
Brooklyn Beckham eşinin soyadını alacak ve bundan sonra Brooklyn Joseph Peltz Beckham olarak anılacak.
Aile kaynaklarına göre bu kararı almasında, eşine çok âşık olması ve onun için bir jest yapma isteği yatıyormuş.
Güzel bir jest tabii.
Kadın-erkek ilişkilerindeki tabuları yıkması açısından da değerli bir adım.
Ama keşke bu koşullar altında olmasaymış.
Keşke soyadların zenginliğinde de bir eşitlik olsa, kadın-erkek eşitliği vurgusu daha güzel konumlansaymış.
Brooklyn’in yaptığı jestin talihsizliği tam da burada işte.
Hep bu durumun gölgesinde kalacak.
Yoksa gönül rahatlığıyla söyleyebilecektik:
Ne güzel bak, biri öbürünün ailesine girmiş, onların da bir evlatları olup soyadlarını da almış…
Diğeri de öbürünün ailesine girmiş, onların da bir evladı olup soyadlarını almış.
Hatta keşke torunlar da iki soyadlı olsa, ne güzel değil mi?

Sil baştan başlamak…

Evlilik, çocuk yapma gibi konularda ehliyet sistemi getirilsin deniyor ya…
Böyle bir şeye girişilecekse önce dövme yaptırma ehliyetinden başlamak lazım.
Sevgililerinin isimlerini dövme yaptırıyorlar, sonra ayrılınca kurtulmak için çare arıyorlar.
Instagram fotoğrafı değil ki bu bir tuşla silesin. Ya dövmeden daha zor bir işlemden geçmek zorunda kalıyorsun ya da üstüne onu kapatacak daha büyük bir dövme yaptırmak.
Yoksa düşünsenize bir süre sonra vücudunuz bütün eski takıldıklarınızın damgası olan bir evraka dönüşür.
Son örneği, eski aşkı Meedo’nun ismini kolundan sildirmek zorunda kalan Şeyma Subaşı.
O yüzden dövme ehliyeti ilk adım.
Onu kıvırabilen, nişan, nikâh, çocuk diye bir üst ehliyete geçebilir.

Giymeden önce şişirmek mi gerek

Bakalım ilk kim giyecek diye beklerken ilk kare İngiliz tiyatro ödülleri Olivier Awards’tan düştü.
Emma Corrin törene Loewe’nin 2022 sonbahar-kış koleksiyonundaki balonlu tasarımla katıldı.
İngiliz aktrisin amfora desenli tonsürton kıyafetini sutyen ve topuk bölgelerindeki balonlar süslüyordu. Yakışmış mı, bilemem. Ama ilginç olduğu kesin.
Aldı beni deli sorular tabii:
Patlayınca ne oluyor? Askıya asarken söndürülüyor mu? Giymeden önce şişirmek mi gerek?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir