AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gezi Direnişi davasında çıkan hukuksuz kararların ardıdnan Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde, yüksek yargı mensuplarıyla bir araya geldiği iftar programında konuştu.
Burada yaptığı açıklamada, “İnsanın şahsi hayatında her şeyin başı nasıl sağlıksa devlet ve toplum hayatında her şeyin başı adalettir” dedi. “Adaletin olmadığı yerdu huzur, birlik, kalkınma, ilerleme, refah olmaz” ifadelerini kullanan Erdoğan, yargıya güvenin ‘giderek yükseldiğini’ iddia etti.
Erdoğan’ın Gezi davasında verilen hukuksuz hapis cezası kararlarının hemen ardından düzenlenen programda yargıya ilişkin mesajlar vermesi dikkat çekti.
Erdoğan’ın açıklamaları şöyle:
“Adaleti mülkün temeli gören bir geleneğe mensubuz. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın prensibi Şeyh Edebali’den beri yönetim anlayışımızın köşe taşlarından biridir. Adalet hangi ırk, inanç, renk, coğrafyadan olursa olsun tüm insanlığın ortak arayışı,ortak talebi ve ortak değeridir. İnsanın şahsi hayatında her şeyin başı nasıl sağlıksa devlet ve toplum hayatında her şeyin başı adalettir. Devlet, hukuk, siyaset, ortu, iktisat,toplum arasındaki zincirleme ilişkinin ilk ve son halkası adalettir. Adaletin olmadığı yerdu huzur, birlik, kalkınma, ilerleme, refah olmaz.
Gerek tarihteki önemli dönüm noktalarına gerekse etrafımızda yaşanan huzursuzluklara baktığımızda muhakkak adaletin tesisiyle ilgili sıkıntıları görüyoruz. Adaletle ilgili temel sorunlarını çözme kabiliyetini yitiren toplumlar birçok can yakıcı krizle boğuşmak zorunda kalıyorlar.”
Türkiye son 20 yılda demokrasi ve kalkınma atılımları sayesinde kendini bu ateş çemberinin dışında tutmayı başarmıştır. Milletimize verdiğimiz ülkeyi eğitim, sağlık, adalet ve güvenlik üzerinde yükseltme sözümüze daima sadık kaldık. Atalarımıza rehberlik eden adalet dairesi 2002’den beri bizim de devlet ve siyaset tasavvurumuza istikamet çizdi.
‘YARGIDA CUMHURİYET TARİHİNİN EN BÜYÜK REFORMLARINI GERÇEKLEŞTİRDİK’
Altyapı, mevzuat, eğitimden vatandaşa bakış açısına uzanan geniş yelpazede köklü değişikliklere imza attık. Yargıda da Cumhuriyet tarihinin en büyük reformlarını gerçekleştirdik. AYM’ye bireysel başvuru, lekelenmeme hakkı, kamu denetçiliği ve istinaf mahkemeleriyle iki dereceli yargılama sistemine geçilmesi hukuk sistemine kazandırdığımız önemli yeniliklerdir. Hukukun işlemediği, adalet duygusunun zedelendiği yerde sosyal barış ve istikrardan söz edilemez.
Yüksek mahkemelerimizi modern, ferah ve her türlü teknolojik imkana sahip hizmet binalarına kavuşturduk. Adaletin en hızlı, tarafsız şekilde tecellisinin önünde engel teşkil eden pekçok şeyi ortadan kaldırdık. 17-25 Aralık ve 15 Temmuz gibi darbe girişimlerine rağmen yargıya güven giderek yükseliyor.
Anayasalar her ne kadar maddelerden oluşsa da her birinin aynı zamanda bir ruhu vardır. Mevcut anayasamız maalesef ruhunu darbecilerin üflediği anayasa metnidir.Süngü tehdidi altında yazılan bu anayasa son 40 senede çok kez değiştirilmiş, revizyona uğramıştır. 1982 Anayasası ile ilgili en kapsamlı en köklü değişiklikleri biz yaptık.”
‘YÖNETİMDE ÇİFT BAŞLILIK SORUNUNA SON VERDİK’
Yönetimde çift başlılık sorununa son verdik. Anayasamıza sirayet etmiş vesayetçi ruhu tamamen ortadan kaldıramadık. Değişikliklerle adeta yamalı bohçaya dönüşen çözümsüzlük kaynağı olduğu her sınamada anlaşılıyor. Her tartışmayla birlikte Türkiye’nin demokratik, sivil, özgürlükçü ve kuşatıcı anayasaya ihtiyacını çok daha iyi kavrıyoruz. Doğrudan milleti iradesini yansıtan, evrensel değerlerden beslenen sivil anayasaya sahip olmadıkça bu tartışmalar bitmeyecektir.
Bu meseleyi çözmek siyaset kurumunun öncelikli görevidir. Geçtiğimiz yıl çağrı yapmıştık.Muhalefet partilerin hiçbiri somut anayasa metni koyamadığı için maalesef bu gayreti şimdilik yarım kaldı. İnşallah 2023’te Türkiye bu meselesini de çözecektir.”