Son Dakika: Gezi Parkı davasında Osman Kavala’ya ağırlaştırılmış müebbet

Gezi Parkı davasının karar duruşması görüldü. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, davanın tek tutuklu sanığı iş insanı Osman Kavala Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı.

Tutuksuz sanıklar Ali Hakan Altınay, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Çiğdem Mater, Yiğit Ali Ekmekçi, Mine Özerden ve Ayşe Mücella Yapıcı da hazır bulundu. Osman Kavala’nın eşi Ayşe Buğra, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, yabancı konsolosluk temsilcileri, çok sayıda gazeteci de duruşmayı takip etti. Mine Özerden’in avukatı Tuğçe Duygu Köksal’ın savcının mütalaasına karşı son savunmasını yaptı.

KAVALA’YA İNDİRİM YAPILMADI

Geçtiğimiz cuma günü sanıkların savunmaları alınmıştı, bugün ise sanık avukatlarının savunmalarının ardından sanıkların son sözleri alınarak mahkeme kararını açıkladı. Mahkeme Osman Kavala’ya hükümeti kaldırmaya teşebbüsten ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verirken casusluk suçlamasından beraat ve casusluk suçlamasından tahliyesine karar verildi. Kavala’ya indirim yapılmadı.

Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Can Atalay, Mine Özerden, Yiğit Ali Ekmekçi, Tayfun Kahraman’a TCK 312’den yardım etme suçundan 18’er yıl hapis cezası verildi.

SON SÖZLERİ SORULAN SANIKLAR ŞUNLARI SÖYLEDİ;

– Ali Hakan Altınay: Beraatimi istiyorum

– Mücella Yapıcı: Son sözüm olduğunu düşünmüyorum. Ama şöyle bir şey diyeceğim, ben 50 yıllık meslek insanıyım. Olabildiğince aydın olmaya çalıştım hiçbir zaman şiddetten yana olmadım ve toplum yararına mesleğimi onurla yürüttüm. Bugüne kadar tek bir çocuğuma, etrafıma haram lokma yedirmedim. Hırsızlık, yolsuzluk yapmadım. Mesleğimi sadece ilkeler doğrultusunda yaptım ve bu yaşamdan onur duyuyorum. Aynı onuru benim yaşıma gelince sizin de yaşamanızı diliyorum.

– Çiğdem Mater Utku: 2018 kasımından beri karşı karşıya olduğumuz dava, iddianameler, mütalaalar, her şey, gerçek olmayan şeyler içeriyor. Aksini kolayca ispat ettik, gerçekmiş gibi sunmaktan çekinmediniz. Yargılanmayı esef verici buluyorum. Adlarımızın darbecilikle yan yana sayılmasını kabul etmiyorum. 2013 Gezi’ye dair adaletten beklentim, protestolar sırasında öldürülen gençlerin peşine düşülmesiydi, olmadı.

– Mine Özerden: Bakabilir misiniz acaba yüzüme mümkünse? Yürütmenin yargı üzerindeki vesayetinin son bulmasını, güçlünün hukuku yerine hukukun gücünün galip gelmesini diliyorum.

– Can Atalay: Bu bir son değil. Biz harama el uzatmadık, kul hakkı yemedik. Devleti kendi çıkarlarımız için kullanmadık. Kendi yandaşlarımızı zengin etmedik, suç işlemedik. Biz avukatlık, mimarlık, plancılık yaptık. Kendi hukukuna kendisi uymayanlara uymaları gerektiğini anımsattık. İstemediklerinde ısrar ettik. Faaliyetin bir yargılama faaliyeti olmadığını üzülerek ifade ettim. Eğer sorun Gezi direnişini sahiplenmekse sahipleniyoruz. Gezi’nin bakiyesi neyse biz onu taşıyoruz, onurla taşımaya çalışırız.

– Tayfun Kahraman: Sözün bittiği yerdeyiz. Olmayan suç üzerine yargılanıyoruz. Gezi hala İstanbulluların hizmetinde, Taksim’de yerini koruyor. Belki de İstanbul’da elde ettiğimiz tek kazanım budur. Savunma hakkımızı bile kullanamadığımız bir sürecin içinden geçtik. Biz aslında muhalif olmaktan dolayı yargılanıyoruz. Asıl yargılanma nedenimiz siyasal iktidara muhalif olmaktır. Yasal olarak ortada suç unsuru olmadığını bizler beyanlarımızda açık şekilde ortaya koyduk. Hala daha burada sizin karşınızdayız ve sizin vicdanınıza seslenmek istiyoruz. Sizden beklentimiz talimatla yürüyen bu davayı reddetmeniz.

– Yiğit Ali Ekmekçi: Beraatimi istiyorum

– Osman Kavala: Siyasi ve ideolojik saiklerle hazırlanan komplo teorileri tarafsız bir gözle olayları incelenmesini nesnel değerlendirme yapılmasını engeller. Olguları gerçeklikten kopartıp onlara keyfi biçimde subjektif anlamlar yükler. Aynen bu iddianamede ve mütalaada olduğu gibi. AİHM’in tutukluluğumun hak ihlali olduğunu ve tutuklulukta siyasi faktörlerin rol oynadığını tespit eden kararından sonra aleyhime sunulan delillerin hiçbirinin beni suçla ilişkilendirecek, makul şüphe yaratacak durumda olmadığını ayrıntılı şekilde açıklamasından sonra, aynı delil olmayan deliller hakkımda ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenmesi hukuki bir olay değildir. Hukuki bir hatayla açıklanamaz. Bu 2. iddianamede vurgulanan suçlar gibi yargı kullanılarak yapılan suikast eylemidir.

DAVANIN GEÇMİŞİ

Gezi Parkı eylemlerine ilişkin aralarında iş adamı Osman Kavala, gazeteci Can Dündar, Ayşe Mücella Yapıcı ve oyuncu Memet Ali Alabora’nın da bulunduğu 16 sanığın “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan yargılandığı dava, 18 Şubat 2020’de karara bağlandı. Osman Kavala’nın da aralarında olduğu 9 sanığın beraatine, firari sanıklar ise dosyalarının ayrılmasına karar verildi.

Savcılık yerel mahkemenin kararını istinafa taşıdı. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi de 22 Ocak 2021’de Osman Kavalı’nın da aralarında bulunduğu 9 sanığın beraat kararını bozdu. Bunun üzerine 30. Ağır Ceza Mahkemesi 28 Nisan 2021’deki duruşmada, yakalamalı sanıklar Can Dündar, Memet Ali Alabora, Ayşe Pınar Alabora, Gökçe Tüylüoğlu, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu ve İnanç Ekmekçi’nin dosyanın da ana davayla birleştirilmesine karar verdi.

Öte yandan, Osman Kavala ve hakkında yakalama kararı bulunan eski CIA danışmanı Henri Barkey’in FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin “Anayasa’yı ihlal” ve “Devletin gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askerî casusluk maksadıyla temin etme” suçlarından İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandıkları dava da Gezi Parkı ana davasıyla birleştirildi.

ÇARŞI DAVASI DA BOZULMUŞTU

Gezi Parkı olaylarına ilişkin Beşiktaş’ın taraftar grubu Çarşı üyelerinin de aralarında bulunduğu 35 sanığa, İstanbul 13. Ağır Mahkemesi’nce “darbeye teşebbüs” ve “izinsiz gösteri” suçlamasından verilen beraat kararı da Yargıtay tarafından bozuldu.

Bozma kararında davanın İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki aralarında Osman Kavala’nın da bulunduğu Gezi Parkı ana davasıyla hukuki ve fiili irtibatı bulunduğu gerekçesiyle birleştirilmesi yoluna gidilmesine hükmedildi. Birleştirilerek 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden davanın 21 Şubat 2022 tarihli celsesinde ise 35 sanıklı Çarşı davası dosyasının ayrılmasına karar verilmişti.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir