Yalın ve romansı anlatımıyla sanat tarihini herkes için ilgi çekici ve anlaşılır kılan genç sanat tarihçisi Celil Sadık, okurlarını zamanda yolculuğa çıkarıyor.
Sadık, Epsilon logosuyla okurlara ulaşan ve ilk üç kitabı büyük ilgi gören Uygarlığın Ayak İzleri serisinin yeni üyesi Batı Resim Sanatında Mitoloji’de ise sanatseverlerin en önemli sorularından birine yanıt arıyor:
“Mitolojik resimler nasıl okunur?” Batı Resim Sanatında Mitoloji, içinde yer alan her bir resimle okurların tarihe yolculuk yapmasını sağlayan birer kapı açıyor.
Okurlar, mitolojinin farklı dönemlerde ne amaçlarla kullanıldığını görüyor; ilhamını mitolojik anlatılardan alan resimleri tanıyıp okumayı kolaylaştıracak bir yol izliyor.
Resimlerin dilini öğrenebilmek için vâkıf olunması gereken konulardan ilki, hiç şüphe yokki mitolojidir. Uygarlığın Ayak İzleri serisinin dördüncü kitabı Batı Resim Sanatında Mitoloji, içinde yer alan her bir resimle okurlarıntarihe yolculuk yapmasını sağlayan birer kapı açıyor.
Okurlar, mitolojinin farklı dönemlerde ne amaçlarla kullanıldığını görüyor; ilhamını mitolojik anlatılardan alan resimleri tanıyıp okumayı kolaylaştıracak bir yol izliyor.
Öğrenme imkanı sunan kitap
Sanatseverlere, birden fazla eserde oldukça farklı yorumlanmış mitolojik karakterleri ve hikâyelerini nasıl tanıyabileceğini öğrenme imkânı sunan kitap, eserlerin ait oldukları dönemlere ve özelliklerine değiniyor.
Akımların ünlü sanatçıları hakkında önemli bilgiler veriyor vebirbirleriyle benzerliklerini, farklılıklarını inceliyor.
Dinin görsel dile dönüşmesi
Dinin görsel bir dile dönüşerek halkaneler anlatabileceğini görmenin yanı sıra okurlar Hıristiyanların, Antik Pagan inanışlarını kendi dinlerine, resimlerine ve günlük yaşamlarına nasıl adapte ettiklerine tanıklık ediyor.
Katolik Kilisesi’nin veya Floransalı zengin ailelerin mitolojiyi ne kadar etkili bir resim diliolarak kullandığını gözler önüne seren Batı Resim Sanatında Mitoloji kitabı, aynızamanda mitolojik hikâyeler üzerinden Hıristiyanlık öğretilerini de tanıtıyor.