Tuğçe San, 1996 yılında Türkiye’de tekno müziğin ana akımda yer almasını sağlayacak kendi adını taşıyan ilk albümünü yayınladı. Albümün çıkış şarkısı “Neredesin”de sanatçının piton yılanla dans ettiği anlar hafızalara kazındı.
“Güneşten Sıcak” ve “Tempo” da dikkat çekti. Fakat San’ın imzası “Ha Ha Ha” şarkısında “Tuğçe San geliyor ha ha ha” diye kahkaha attığı giriş oldu.
Tuğçe San, nasıl bir ailede büyüdüğünü şöyle anlatıyor:
“Annem ve babam İç Anadolu ve Karadeniz kökenli insanlar. Ama gençlik yıllarında İzmir’e göç ediyorlar. Ben İzmir’de doğup büyüdüm. 5 kardeşimle çok rahat, çok mutlu, cıvıl cıvıl bir ailede büyüdük. Bizim gelişmemiz için kapılar açtılar. Sesimi ilkokul yıllarında fark ettim. Fakir bir aile olduğumuz için öğretmenim folklor, koro, ulusal bayramlardaki etkinliklerde bütün masraflarımı üzerine alır bana yardımcı olurdu. İlkokul sonrası liseye kadar bu böyle devam etti. Koronun ve folklorun önde gidenlerinden biriydim.”
Şarkıcı, keşfediliş hikayesini ise şu sözlerle dile getiriyor:
“Beni İzmir’de kimse keşfetmedi ben kendi kendime bazı kapıları açmaya çalıştım. Çünkü 80’ler çok zor yıllardı. Sadece TRT vardı ve özel TV’ler yoktu. Petrol ofislerinin hafta sonu yaptığı ralliler olurdu. Orası için dansçılar gerekiyordu. Ben de Ogün Yıldırım’ın dans grubunu buldum ve ‘Çok iyi dans ediyorum, size ait olmak zorundayım’ dedim. Ardından rallilerde dans etmeye başladım. TRT’nin İzmir’de yaptığı bir program vardı. Oradaki dansçılardan biri de bendim. 15 yaşımda TRT’de ilk programıma çıktım. Ardından Mithat Körler, Nilüfer gibi birçok sanatçıya turnelerde eşlik ettim. Çok kısa bir dönemde profesyonel oldum.”
Müziğime Türkiye’nin hazır olmadığını söylediler
Tuğçe San’ın hayatını değiştiren olay 90’ların başında Almanya’ya taşınması oluyor:
“80’lerin sonunda Kuşadası, Çeşme, Bodrum gibi yerlerdeki kulüpler ve otellerde dans ediyorduk. Program yaptığımız kulüplerden birinde organizatör bir Alman’la tanıştım.. Bana, ‘Niçin burada kendini harcıyorsun. Gel, gör Avrupa’da nasıl yaşanıyor… Sunulan imkanlar orada çok daha fazla’ dedi. Ben de davetini kabul ettim. 3 ay içinde kendimi Almanya’da buldum. Almanya’daki serüvenimin ilk birkaç yılı kariyer yapmakla geçti. Orada da çok çabuk keşfedildim. İlk gittiğimde Türk kominitesiyle çalıştım. Kulüpler, düğünler derken o sırada bir sürü Avrupalı arkadaşım oldu. Stüdyoları olan prodüktörlerdi. Yetenekli olan insanları çok çabuk keşfediyorlardı.”
Sanatçı, Heidelberg’te yaşadığı dönem Stüdyo 17’nin prodüktörü arkadaşının “Şarkı da söyle” teklifine sıcak bakıyor:
“Arkadaşım, ‘Niçin hem dansı hem müziği bir arada sunmuyorsun’ dedi. Denemelere başladık. Tekno ve underground müziği sevdiğim için birleştirdik. ‘Çok uçta şeyler yapıyorsun. Bu Türkiye için çok erken, Avrupa bile yeni alışırken Türkiye’ye gitme’ dediler. Ben kabul etmedim. Biraz dominant bir karakterimdir. Korkak asla olmadım. İyi şeyler yapmam gerekiyorsa risk almak gerektiğini düşünürüm. Sony Music’in Türkiye’ye geldiğini duyduğum andan itibaren işlerimi hızlandırdım. Yaklaşık 5-6 örnek şarkı hazırladım ve İstanbul’a gelip bunları sunduk. Sony Music dinlediği an hiç korkmadan, ‘Türkiye hazır olmayabilir ama biz bunu sunacağız’ dedi. Korkusuz bir müzik yaptık. Büyük rakamlara klipler çektik. Yılanlı olan!”
Annemin yılan sevgisi
Tuğçe San, “Neredesin” şarkısında piton yılanlarıyla korkusuzca kamera karşısına geçiyor. San, klip fikrinin çıkışını şöyle anlatıyor:
“Yönetmene hayvan sevgimden bahsettim ve anılarımı anlattım. İzmir’deki köy evinde annemin yılanları nasıl sevdiğini söyledim. O yıllarda bahçemizde yılanlar olurdu. Annem korkmazdı. Onlar da şoke oldular. İlham buradan geldi herhalde boa ve piton yılanı getirdiler. Hem göz rengim de bunu çağrıştırıyordu. Video çekerken büyük bir yılan boynuma dolandı. Derisi kıtır kıtırdı. Boynumdan geçerken onu hissetmiştim ve buz gibiydi de… Yılanla dans etmek benim için zor olmadı. Sen ne kadar rahatsan onlar da o kadar rahattılar. Yaklaşık 18 saatimizi almıştı onu çekmek.”
Tuğçe San, klibin yayınlandığında çığlık attığını söylüyor:
“Klip ilk Kral TV’de yayınlandı. Arkadaşım televizyonda beni görmüş ve bağırarak beni aradı. Dünyanın en güzel duygusuydu. Çok hoş bir duyguydu. Gurur duydum. Verdiğim savaşların boşuna olmadığını anladım. Herkes seni vurmaya kalkarken, ‘bu iş olmaz’ derken inat ettim. ‘İşte oldu, yaptık’ dedim.”
MÜZİĞİ NEDEN BIRAKTIM
Tuğçe San, 1998 yılında çıkardığı “Devam Devam” albümünden sonra ise müziği bırakıyor.
San, bunun sebeplerini şöyle anlatıyor:
“Birkaç sebebi var. İlk sebebi 90’lı yıllardaki maddi zorluklar. Albümlerden kazanç sağlayamadım. Aşırı derecede marjinal bir imajım olduğu için sahne alacak yerler de kısıtlıydı. Türkiye buna hazır değildi. Çok ileride bir sound yakalamıştım. Tekno müziğime yakışan ve sahne ihtiyacımı karşılayacak yer yoktu. Diğer sebep evlendim. Almanya’da kalmaya devam ettim ve anne oldum. Kızım doğdu ve o 2 yaşındayken de Amerika’ya yerleştim.”
“Tuğçe San geliyor ha ha ha”nın hikayesi
Tuğçe San, “Ha Ha Ha” şarkısında “Tuğçe San geliyor ha ha ha” diye kahkaha atışının ortaya çıkış hikayesini şöyle dile getiriyor:
“Ben çok enerjik bir insanım. Şu an yaşım 50 olduğu halde nereye girsem ‘Tuğçe burası aydınlandı bir anda. Kimse konuşmuyorken enerji doldu’ derler. O yıllarda daha da enerjiktim. Stüdyoda şarkı yapıp muhabbet ederken çıktı bu. Bir anda ‘Tuğçe San geliyor ha ha ha’ dedim. Arkadaşlarım ‘Yapma olmaz’ derken ‘Hayır olacak’ karşılığını verdim.”
Kendimi öncü olarak görüyorum
“Şarkılarımı ben, Aşkın Tuna ve Özlem Tekin yazdı. Ben Türkiye’de olmayan bir şeyi yapmak istedim. Tekno müzik, dans, marjinal bir imaj, dominant, güçlü bir kadın… Kendimi öncü gördüm. Korkusuz bir giyiniş tarzım da… Heskesten farklıydım.”
Çocuklarım şarkılarımla dans ediyor
“Çocuklarım kliplerimi ilk kez gördüğünde tepkisi, ‘Annecim sen nasıl bu hayatı bırakabilirsin, neden bıraktın? Klibin ve şarkın bize bile hitap ediyor. Keşke tekrar dönsen’ oldu. Şarkılarımı tüm arkadaşlarına gösterip dans ederler. Gözlerim doluyor benim de…”
Janet Jackson’ın dansçılığını üstlendi
Tuğçe San bir dönem Janet Jackson’ın da dansçılığını üstleniyor:
“Almanya’da dansçı olarak çalıştığım dönemdi. Janet Jackson’ın Almanya’daki turnesindeki sahnesi büyümüştü ve bazı dansçılar hastalanmıştı. O yüzden yeni isimlere ihtiyaç vardı. Bu şekilde tanıştık. Tüm Almanya turnesinde beraber dans ettik. Güzel anılarımız oldu. Daha çok özgüven kazandığım bir zamandı.”
Artık Amerika’da güzellik merkezi var
Tuğçe San, şu an 2 çocuğuyla Amerika’da yaşıyor. 50 yaşındaki sanatçı bir güzellik merkezinin de sahibi. San, “Şu an Amerika’da biraz daha enerjisi düşük bir hayatım var. Çok güzel bir köy evi yaptırdım kendime orada yaşıyoruz. Estetik üzerine bir güzellik salonum var. İş kadınıyım Amerika’da. Hayatımda spor ve dans var. Kızım üniversitede okuyor, oğlumsa lise 2’de” diyor.
Sanatçı, tatillerde Türkiye’ye geldiğini de söylüyor: “Sanat hayatımı bitirdikten sonra her yıl bazen yılda iki kere geldim. Ailem, orada yaşıyor. Orayı özlüyorum. Dağını, suyunu, yemeğini, sanat camiasındaki arkadaşlarımı, sahneyi özlüyorum. Her tadını özlüyorum.”
Sahneleri çok özlüyorum
San, “Sahneleri bıraktığınız için pişman mısınız?” sorusuna şu yanıtı veriyor: “Sahneyi çok özlüyorum. Zaten enerji veriyordu bana. Bambaşka bir yaşama şekliydi. Gözümde tütüyor. Dönmek için çok sabırsızım. Keşke imkan olsa. Amerika’da beni tanıyan Türk arkadaşlarımız oluyor. Hafızalardan silinmemek, en çok gurur duyduğum şeylerden biri. Çok farklı ve güzel şeyler yaptık. Zamansızdı müziğimiz. Şu anki müziğin bile alt yapılarında biz varız. Çok ileri şeyleri gördüm, imaj konusunda da…”
Gözden Kaçmasın
Onur Ünlü hep böyle giyiniyor#ONUR ÜNLÜ#ALEYNA TİLKİSvyatoslav Vakarchuk… Savaşın ortasında bir rock yıldızı#SVYATOSLAV VAKARCHUK#UKRAYNAPetek Dinçöz’ü çabuk unuttu! Serkan Kodaloğlu ve Iman Casablanca aşk mı yaşıyor?#SERKAN KODALOĞLU#PETEK DİNÇÖZ