Kanser, vücutta hücrelerin kontrolsüz çoğalmasıyla karakterize bir hastalıktır. Kanserli hücreler kontrolsüz bir şekilde çoğalarak, kendilerini çevreleyen bölgeleri ve organları işgal edip yok ederek gelişen, giderek daha büyük tümörlere yol açar. Kanser hücreleri ayrıca yeni bir tümör oluşturmak için bir organdan uzaklaşabilir veya serbest biçimde dolaşabilir. Çevresini yok eden kanser hücreleri, hayatı tehdit edicidir. Hücreye saldırganlık veya kontrolsüzlüğü veren şey bir genin yapısındaki değişiklikle bağlantılı olan mutasyonlardır. Hücredeki bu değişiklik, tüm kanserlerin temelini oluşturur. Hücrelerin genellikle öldüğü ve hızla kendilerini yenilediği bir organda hücre çoğalmayı durdurmaz ve canlı kalır. Bu çoğalma, normal hücreleri yok etmeyi başaran tümörün oluşumuna yol açar. İşin sırrı vücudunuza dikkat etmektir. Vücudunuzu zehirli maddelerden (örneğin tütün) koruyun, sağlıklı beslenin ve vücudunuzu izleyin. Kısacası kansere karşı en iyi silah vücudunuza iyi davranmaktır. Sigaranın kansere yol açtığı ve kanserin gidişatını kötüleştirdiği kanıtlanmıştır. Sigara içmenin yanı sıra alkol tüketimi de kanser için önemli bir risk faktörüdür. Ayrıca güneş kremi kullanmak da cilt kanserinden korunmak için oldukça önemlidir. Kanserden korunmada en büyük önlemlerden biri de sağlıklı bir kiloda olmaktır. Vücut kitle indeksi (VKİ) 18,5 ile 25 arasında olduğunda normal kilo olarak kabul edilir. VKİ’nizi hesaplamak için kilonuzu (kg olarak) boyunuzun (metre olarak) karesine bölmeniz gerekir. Aşırı kilo, kanser riskinin artmasıyla ilişkilidir, çünkü insülin direncini arttırır, bu da kanserli hücrelerin büyümesini destekler. Sağlıklı kiloda olmanın ötesinde yeterli ve dengeli beslenme de çok önemlidir. Şeker, kırmızı et, tuz, koruyucu maddeler ve aşırı işlenmiş endüstriyel ürünler açısından çok zengin bir diyetin, vücutta yaygın iltihaplanmayı tetiklediği için kansere yakalanma riskini artırdığı bilinmektedir. Ayrıca kanser riskini azalttığı bilinen gıdalar da vardır. İşte kansere karşı koruyan en iyi 25 besin. Enginar, cilt kanserlerini önlemeye yardımcı olan bir antioksidan olan silimarin içerir. Enginarın faydalarından yararlanmak için kaynatarak veya buharda pişirme yöntemi ile pişirilmelidir. Bu lezzetli sebzeleri yemek için dış yaprakları alttan çıkarın, tabanı ve yaprakların sivri üst kısmını kesin. Yaklaşık 30 ila 45 dakika kaynatın veya buharlayın. Brokoli, sağlık için çok önemli bir sebzedir ve prostat, akciğer, kolon, rahim ağzı, pankreas ve meme kanserlerine karşı koruyucu etkisi vardır. Brokoli, kansere karşı sık sık yenmesi gereken bir süper besindir. Kanser olmuş insanlar üzerinde bile iyi etkileri vardır. Araştırmalar, brokoli gibi birçok turpgil sebzeyi yemeklerine dahil eden meme kanserine sahip kadınların, hastalıktan kaynaklanan nüks ve ölüm oranlarının düştüğünü göstermektedir. Bir parça brokoliyi kestiğinizde veya çiğnediğinizde, bir zincirleme reaksiyon başlatırsınız. Mirosinaz adı verilen bir enzim, brokoli hücrelerini parçalar. Bu reaksiyonun bir yan ürünü olan sülforafan ortaya çıkar. Brokoli sülforafan ile doludur, içerdiği kükürt, brokoliye keskin kokusunu ve lezzetini verir. Sülforafan vücuda birçok yönden faydalıdır. Yararlı genlerin aktivitesini engelleyen HDAC adı verilen bir enzimin aktivitesini yok eder. Ayrıca kanser hücrelerinin bölünmesine izin veren liflerin oluşumunu önler ve kanser hücrelerinin çoğalmasını engeller. Sülforafana ek olarak, brokoli fitokimyasallar, lif, folik asit, mineraller ve özellikle A, C ve K vitaminleri bakımından zengindir. Uzmanlar, brokolinin tüm besinsel faydalarından yararlanmak için her gün yaklaşık 150 gram yenilmesini önermektedir. Araştırmalar, günlük olarak limon tüketiminin ağız, boğaz ve mide kanseri riskini yarı yarıya azaltabileceğini göstermektedir. Sarımsak, kansere karşı doğal savunma hattı olan bağışıklık sistemini uyaran kükürtlü bileşikler içerir. Tümör büyümesini azaltma potansiyeline sahiptir. Sarımsaklar çok güçlü anti kanserojen özellikler içerirler. Haftada 6 ila 8 diş sarımsak tüketmek kolon, mide ve prostat kanseri riskini azaltır. Bu, sarımsakta sülfürik bileşiklerin varlığı ile açıklanmaktadır. Çalışmalar, sarımsağın en yüksek sülfürik bileşik konsantrasyonuna sahip bitkilerden biri olduğunu göstermektedir. Kivi, kansere karşı güçlü bir antioksidan deposudur. C ve E vitaminleri, lutein ve bakır içerir. Düzenli tüketimi ile birçok kanser türünün riskinin azaldığı bilinmektedir. Araştırmalar, lahana turşusunun fermantasyon sırasında izotiyosiyanatlar, indoller ve sülforafan dahil olmak üzere çeşitli antikanser bileşikleri ürettiğini göstermiştir. Tuz içeriğini azaltmak için, lahana turşusunu tüketmeden önce durulayın. Bir antioksidan ailesi olan kateşinler bakımından zengin olan yeşil çay kalp hastalıkları, diyabet, kanser ve obezitenin önlenmesine yardımcı olur. Yeşil çaydaki besin maddeleri güçlü anti kanserojen özelliklere sahiptir. Çayın 8 ila 10 dakika demlenmesine izin vermek en iyisidir. Son yıllarda yapılan çalışmalar, yeşil çayın özellikle mesane, prostat, meme ve mide kanserlerinde kanserden korunmadaki faydalarını göstermiştir. Beta karoten bakımından zengin sebze ve meyvelerin alımının artması kanser riskini azaltabilir. Beta karoten birçok meyve, kuru yemiş, yağ ve sebzede doğal olarak bulunan karotenoidler ailesinin bir parçasıdır. Vücudu serbest radikallerin zararlı etkilerinden korumaya yardımcı olan bir antioksidandır. Havuç en çok A vitamini içeren gıdalardan biridir. Ayrıca balkabağı, kayısı, kavun, papaya, mango, nektarin, şeftali, brokoli ve lahana da A vitamini içerir. Tek bir kare bitter çikolata, neredeyse bir fincan yeşil çay kadar polifenol içerir. Bu nedenle günde en az yüzde 70 kakao içeren 20 gr bitter çikolata tüketilmesi önerilir. Polifenoller bakımından zengin olan kakao, büyük bir antioksidan kapasiteye sahiptir ve flavonoidler bakımından en zengin gıdalardan biridir. Araştırmalar, çikolatadaki flavonollerin meme kanseri hücrelerinin çoğalmasını engellediğini göstermektedir. Normal hücreler sınırlı bir ömre sahipken, kanser hücreleri sonsuz çoğalır. Ancak zencefil, kanser hücrelerinin ömrünü azaltan bir bitki besin maddesi olan 6-gingerol içerir. Fesleğen, kekik, biberiye ve nane gibi aromatik otlar enzimleri bloke ederek kanser hücrelerinin çoğalmasını azaltır. Aromatik otlar ayrıca kemoterapilerin etkinliğini artırır. Omega 6 (et, yumurta, sebze vb.) ve omega 3 (kuru yemiş, somon, keten tohumu, soya vb.) vücudumuz için iyi yağlardır. Bu nedenle mutlaka tüketilmeleri gerekmektedir. Çalışmalar, omega 3 bakımından zengin yağlı deniz balıklarının meme, yumurtalık, prostat ve kolon gibi bazı kanserlerin gelişme riskini azalttığını göstermektedir. Araştırmalar, düzenli olarak kahve tüketen kişilerin karaciğer kanserinden etkilenme risklerinin yüzde 40 azaldığını göstermektedir. Kahvenin ayrıca meme, mesane, ağız, kolon, yemek borusu, beyin ve cilt kanserine karşı koruyucu bir etkiye sahip olduğu düşünülmektedir. Ancak ılımlı tüketim ile bu faydalar görülür. Erik ve kuru erik kolon kanseri hücrelerinin ve meme kanserinin büyümesini azaltabilecek farklı fenolik bileşikler ve fenolik asitler içerir. Kurutulması antioksidan kapasitesini arttırır ve kanser için bazı risk faktörlerini azaltır. Kuru erik, kızılcıktan sonra en fazla antioksidan içeren kuru meyvedir. Domateslerde bulunan likopen, domateslere rengini veren ve kanserle savaşan bir karotenoiddir. Bazı çalışmalara göre, domates ve domates ürünlerinin düzenli tüketicileri, az tüketen insanlara kıyasla prostat, akciğer ve mide kanseri gelişme risklerinde yüzde 10 ila 20’lik bir azalma yaşamaktadır. Sadece haftada 2 kez domates tüketmek, prostat kanseri gelişme riskini yüzde 25 oranında azaltabilir. Domates kabuğu, antioksidanlar (fenolik, C vitamini ve likopen) bakımından etinden ve tohumlarından daha zengindir. Yeşil çaydan daha etkili olan beyaz çay A, B, C, E vitaminleri ve antioksidanlar bakımından zengindir ve kafein bakımından da düşüktür. Araştırmalara göre, kanser ve romatoid artrit riskini azaltabilir ve kırışıklıkların ortaya çıkmasını önlemeye yardımcı olabilir. Tüm çaylar arasında beyaz çay en iyi, en doğal ve en zengin faydaya sahip olandır. Araştırmalar, haftada 4 porsiyondan fazla balık yiyenlerin lösemi, miyelom ve lenfoma geliştirme risklerinin neredeyse üçte bir oranında azaldığını göstermektedir. Çalışmalar, somon, uskumru, sardalya ve ton balığı gibi yağlı balık tüketiminin özellikle kadınlarda kanser riskini azalttığını göstermektedir. Soğan bakımından zengin bir diyet prostat kanseri riskini azaltabilir. Ancak bunlar çiğ yendiğinde veya hafifçe pişirildiğinde etkiler daha belirgindir. Bu yüzden daha hafif bir tat için yeşil soğan ve arpacık soğanı tercih edilebilir. Orman meyveleri çok miktarda polifenol, proantosiyanidinler ve antioksidan güçlere sahip antosiyanidinler içerir. Yaban mersini, ahududu, kızılcık, çilek ve böğürtlen gibi orman meyveleri hücreler için mükemmel bir detoks edici olan en yüksek düzeyde ellagik asit içerir. Fitokimyasallarını korumak için bu meyvelerin çiğ veya dondurulmuş olarak tüketilmesi önerilir. Genellikle şeker eklenmiş olan reçeller veya meyve sularından kaçının. Her mantar türünün farklı faydaları vardır, ancak genel olarak hepsi anti kanserojen besinler içerir. Mantarlar bağışıklık hücrelerinin çoğalmasını ve aktivitesini uyaran polisakkaritler ve lentinan içerir. İstiridye mantarlarının meme kanserine karşı en etkili mantarlar arasında olduğu bilinmektedir. Zerdeçal, kurkumin adı verilen önemli miktarda bir besin maddesi içerir ve bu madde kanserle çeşitli şekillerde savaşabilir. Kurkumin en güçlü iltihap önleyicilerden biridir ve aynı zamanda kanser hücrelerinin çoğalmasını da durdurabilir. Kurkumin, yaşam döngüsünün farklı aşamalarında bir kanser hücresini öldürebilir. Bu, diyetinize zerdeçal eklemek için asla çok erken veya çok geç olmadığı anlamına gelir. Zerdeçal, radyasyon tedavisi ve kemoterapinin etkinliğini arttırır. Çalışmalar, kurkuminin mide, akciğer, bağırsak, kolon, cilt, karaciğer, meme ve yumurtalık gibi çeşitli kanserlerin önlenmesinde ve tedavisinde rolünü kanıtlamıştır. Nar anti kanserojen özelliklere sahip en fazla antioksidan içeren meyvedir. Prostat kanseri hastalarında yapılan çalışmalara göre, günlük nar suyu tüketimi kanser hücrelerinin büyümesini azaltır. Nar suyunun günlük tüketimi, yerleşik prostat kanserlerinin yayılma hızını da büyük ölçüde yavaşlatır. Çalışmalar, düzenli zeytinyağı tüketiminin meme kanseri riskini yüzde 38 oranında azaltabileceğini ve kolorektal kansere, solunum sistemi kanserlerine ve üst sindirim sistemi kanserlerine karşı koruma sağlayacağını göstermektedir. Şeftali ve nektarinler vitamin ve antioksidanlarla doludur. Etkisi C vitamini ve karotenoidlerle olan ilişkileriyle vurgulanan fenolik bakımından zengin olan şeftali sularının tüketimi, oksidatif strese bağlı hasarı azaltır ve serbest radikallerle savaşır. Bu etkileriyle şeftali ve nektarinler anti kanser özelliklere sahiptir. Araştırmalara göre, avokado hastalığın vücutta hızla yayılmasından sorumlu lösemi kök hücreleriyle savaşabilen anti kanserojen bir molekül (avokado B) içerir. Avokado ayrıca besinler, lif ve antioksidanlarla doludur. Özellikle ağız, prostat ve cilt kanserlerinin hücrelerinin çoğalmasını yavaşlatmada etkilidir.