Yeni Akit Yazarı Ali Karahasanoğlu, geçtiğimiz günlerde çevreler tarafından Türkiye İstatistik Kurumu’na (TÜİK) alternatif olarak gösterilen Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) ilişkin bir yazı kaleme aldı. Yazısında ENAG’ın işleyişine ve yaptığı çalışmaları yakından incelediğini aktaran Karahasanoğlu, grubun yaptığı çalışmalarda fiyat endeksi aralığını saatlik olarak aldığına dikkat çekerek, “Hani hafta başı elmanın fiyatını hatırlarsınız da. Ayın ortasında fiyat aynı mıydı, artmış mıydı hatırlarsınız da.. Kim, hangi ürünün, saatlik hesabını tutabilir ki?” ifadelerini kullandı.
ENAG’ın bazı internet sitelerinde yer alan fahiş fiyatları baz aldığını da belirten Karahasanoğlu, “Haberleşmede % 2, Ulaştırmada % 15, Ev eşyasında % 4.5, Giyim ve ayakkabıda %4,1 dedikleri mart 2022 enflasyon oranını, sağlık ürünleri diyerek bir çırpıda % 78’lik bir kalem ortaya atıp, ortalamasını % 11.9’a çıkıverirmişler…Oha yani.. Hemen tüm nüfusun sağlık hizmetleri SGK çatısı altında güvencede olduğu Türkiye’de, hangi vatandaş, Mart ayında sağlık hizmetlerine % 78 daha fazla ödeme yapmış?” değerlendirmesin bulundu.
Son olarak yazısında ENAG’ın “ENAG grubu olarak herkese çağrımızdır. Bize Meclis’i açsınlar herkesin görebileceği şekilde ENAG ve TÜİK’le verileri göstererek metodolojilerimizi ve sonuçlarımızı canlı yayında karşılaştıralım!” çağrısına ‘Hodri meydan” diyen çeken Ali Karahasanoğlu, “Haydi çıkartın rakamlarınızı, görelim. Meclis’in sizi davet etmesine, kimsenin size canlı yayın alanı açmasına gerek yok. Bir yıllık enflasyon rakamını, TÜİK’in açıkladığı % 61’in, iki mislinden fazla olarak % 142.63 olarak açıkladınız ya.. Bu 142.63’lük rakamın altyapısını kendi internet sitenizde çıkartıp bir gösterin de, yaptığınız çakallığı tüm Türkiye görsün” ifadelerini ekledi.
İşte Karahasanoğlu’nun o yazısı:
Devletin resmi istatistik kurumu olan TÜİK’e alternatif kurmuşlar..
Hemen her alandaki rakamları çarpıtıyorlar ama..
Özellikle enflasyon konusunda rakamları çarpıtmalılar ki, “Mutfağın götürmediği iktidar yoktur” sözünün altına saklanarak..
“Ne var canım. Yıllardır böyle olmuş. Bu iktidarı da, mutfak götürdü” desinler..
Ama aslında.
“Mutfak götürmese de, mutfaktaki şikayetler yeterli olmasa da, biz rakamlarla oynayıp iktidarı götürelim. Mutfakla iktidarın inmesi, AK Parti ile arşivlerde kalıcı yerini aldı. Biz de, yeni bir oyun ile, rakamlarla oynayarak iktidarı devirme sezonunu başlattık. Ama durum çakılmaması için, ‘Mutfak götürüyor’ gibi göstermeyi tercih ediyoruz planını kurgulamışlar.
Hayata geçiriyorlar..
TÜİK bir rakam açıklıyor..
Bunlar hemen öyle % 10, % 20 fazlası ile yetinmek de yok..
Asgariden iki misli, bazen üç misli rakam ilan ediyorlar.
“TÜİK gerçek rakamı gizliyor, emirle enflasyon açıklanıyor” diyorlar.
Bu söylemi siyasi parti yöneticileri, gazeteciler ağzıyla yaptıklarında, toplumun geniş kesimlerini kandıramadıkları için..
Şimdi bilimsel çalışma numaraları ile, Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) diye bir de organizasyon oluşturmuşlar..
Kurucusu pozisyonundaki muhterem, “Bizi susturmayı çok isteyecekler. Asla susmayacağız. Bir adım geri atan namerttir” demiş.
Bununla yetinmemiş..
Bir de hodri meydan çekmiş:
“ENAG grubu olarak herkese çağrımızdır. Bize Meclis’i açsınlar herkesin görebileceği şekilde ENAG ve TÜİK’le verileri göstererek metodolojilerimizi ve sonuçlarımızı canlı yayında karşılaştıralım!”
Onların hodri meydanına..
Ben de “hodri meydan” diyorum..
Haydi çıkartın rakamlarınızı, görelim..
Meclis’in sizi davet etmesine.. Kimsenin size canlı yayın alanı açmasına gerek yok..
Bir yıllık enflasyon rakamını, TÜİK’in açıkladığı % 61’in, iki mislinden fazla olarak % 142.63 olarak açıkladınız ya..
Bu 142.63’lük rakamın altyapısını kendi internet sitenizde çıkartıp bir gösterin de, yaptığınız çakallığı tüm Türkiye görsün..
Ben meydan okuyorum ama, öncesinde “bunlar da kim” diye, şöyle bir araştırma yaptım..
Muhteremlerin internet sitelerinde, yaptıkları çalışmanın entel-dantel kavramlarla anlatımı var da.
Bir tane ürünün fiyatından bahis yok.. Bir yıl önce, elma kaç lira imiş, bugün kaç lira?
Bir yıl önce paket süt kaç lira imiş, bugün kaç lira? Et, çiçek yağı, un, akaryakıt?..
Tek bir fiyat karşılaştırması yok.
Ya ne var?
Edebiyat var.. Süslü cümlelerle, yapılan çakallığın üzerinin örtülmesi var..
Ne gibi? Şunun gibi:
“Verilerin bolluğu ve sıklığı hem yöneticilerin hem de onları işleyen tüm ekonomi aktörlerinin/oyuncularının en uygun şekilde karar almada/vermede davranışlarını etkileyecek, daha da zenginleştirecektir.”
Bu cümleden tek anlaşılan, “Veriler bol olmalı!”
Bu benim zihnimde bir şimşek çakıyor..
Kafamda çakan şimşeğin ayrıntısını biraz sonra onu anlatırım.
Ama şu kadarını söyleyeyim:
Dolandırıcılıkta, aldatmada klasik usuldür: Çok laf edeceksin. Kafa karıştıracaksın..
Şimdilik bu kadarını söyleyip, ENAG’ın sitesindeki tanıtıma devam edelim:
“ENAG ayrıca akademik çalışmalarda, özellikle de zaman serilerine dayalı ekonomik modellemelerde yokluğu hissedilen fiyat endekslerinin oluşturulması faiz ile işsizliğin ve faiz ile enflasyonun kestiriminde önemli bir tartışmayı da sonlandıracaktır.”
Enflasyondan hemen faize, onun da üzerinden işsizliğe kadar zıplamaya kalktıklarına göre, muhteremlerin amaçlarının sıradan bir enflasyon hesaplaması olmadığı ortaya çıkıyor.
Ve benim kafamda çaktıkları ikinci şimşek ile, onların tanımı ile yapılanı söyleyeyim, beynimdeki “kestirim” oluşuyor..
Diyorlar ki:
“Fiyat endeksi veri sıklığının gün, hatta saate indirgenmesi nedeniyle, dinamik refah seviyesi ölçmesi kapsamında, hem baz etkisini ortadan kaldırmış hem de mevsimsel ve takvim etkisini gün-içi ayarlaması bakımından daha etkin bir resim ortaya koymaktadır.”
Yıllık enflasyon açıklarken, “Aylık değil, haftalık de yetmez. Günlük bile yetmez” diyorlar..
Ya ne gerekiyormuş?
“Saat bazında fiyatları alıyorlar”mış!
Ne güzel değil mi?
Hani hafta başı elmanın fiyatını hatırlarsınız da. Ayın ortasında fiyat aynı mıydı, artmış mıydı hatırlarsınız da..
Kim, hangi ürünün, saatlik hesabını tutabilir ki?
“Saat 14.00’de, ayçiçek yağı, litre olarak 40 TL’den 200 TL’ye çıkmıştı” denilse..
Neyi, nasıl ispatlayacaksınız?
“Saat 14,30’da, süt fiyatları 8 TL’den 10 misli olarak 80 TL’ye çıkmıştı” deseler.. Kim nasıl, aksini ispatlayabilir ki?
Adamlar ay sonunun değil. Hafta sonunu hiç değil. Gün sonu da değil. Saat bazı fiyatları alıp, sonra ortalama çekiyorlarmış..
Tam bu noktada..
Zaman zaman internet sitelerinden fiyat araştırması yaptığımda, pek anlamlandıramadığım, astronomik fiyatlar aklıma geldi..
Yarım saat önce iki ayrı markete gitmişim, 5 lt’lik ayçiçek yağının birinde 150, diğerinde 170 TL olduğunu görmüşüm..
Ama daha ucuz olma iddiasındaki pek tanınmış alışveris internet sitesine baktığımda, aynı markanın fiyatı, tahmin edin ne olarak görmüşüm?
200 TL? Çık çık: 220 TL..
Çık çık.. Üzmeyeyim sizi.. Tam 250 TL.
Ucuz alışveriş yapma noktaları olarak kendilerini takdim eden internet sitesinde, gidip elinizle alabileceğiniz 150 TL’lik bir ürün, nasıl 250 TL olarak fiyatlandırılır?
İşte burada, çakallığın arka planı ortaya çıkıyor..
Bir ürünün şu markasını 250 TL olarak yazan o internet sitesi, bir saat sonra bakıyorsunuz o ürünü kaldırmış, bir başka ürün zaten makul fiyatta.
Ama, yüksek fiyatlı etiketlendirmeyi, ENAG aldı.. Kayda girdi bile..
Ve ortalamalarda kullanmak üzere, çiçekyağının 250 TL’lik fiyatını da, listenin içine dahil etti bile..
Sonrasında o ürün kalkmış. Aslında uçuk bir fiyatmış. Aslında o fiyattan, tek bir alıcı bile sipariş vermemiş..
Booşveeer..
Onlar TÜİK’in rakamını yalanlamak için, dört koldan çalışacaklar, internet siteleri ile de birlikte kurgular yapacaklar..
Ve nihayetinde de..
“TÜİK’in % 5.46 olarak açıkladığı Mart 2022 enflasyon rakamı”nı, onlar iki mislinden fazla “% 11.93 olarak açıklayacak”lar.
Tek tek ürün kalemleri yok ama..
Haberleşmede % 2, Ulaştırmada % 15, Ev eşyasında % 4.5, Giyim ve ayakkabıda %4,1 dedikleri mart 2022 enflasyon oranını, sağlık ürünleri diyerek bir çırpıda % 78’lik bir kalem ortaya atıp, ortalamasını % 11.9’a çıkıverirmişler..
Oha yani.. Hemen tüm nüfusun sağlık hizmetleri SGK çatısı altında güvencede olduğu Türkiye’de, hangi vatandaş, Mart ayında sağlık hizmetlerine % 78 daha fazla ödeme yapmış?
Boşveer.. TÜİK bunlar için suç duyurusu yapmış.. Adamlar utanmadan “Bizi susturmak istiyorlar” diye gazetelere demeç veriyorlar..
Suç işleyen kim var ise, mesela mafya.. Mesela ortak fiyat belirledikleri ispatlanan marketler vs, “Bizi engellemek istiyorlar” demesi gibi..