Kiev’de tedirgin bahar

Savaşın ardından, Kiev’deki Türklerin tamamına yakını Ukraynalıların da yarıdan fazlasının ayrılmasına rağmen ben burada kalmıştım. Demeç verdiğim televizyon kanallarında bazı sunucular, “Deniz, orada güvende misin” diyordu. Ben de “Elimden geleni yapıyorum” diyordum ve onların bana hüzünlü bakışını görüyordum (Eve en yakın sığınak 500 metre mesafedeydi).

Şimdi kuşatmanın kalkmasıyla, süpermarketlere bolluk geldi. Dükkânlar birer ikişer açılıyor. Bahar kendisini hissettiriyor. Hele de sabah top sesleri yerine kuş sesleriyle uyanmak ayrı bir keyif. Uzaktan aylardır kapalı durumdaki gazete bayisinin açık olduğunu görüyorum. Bir hevesle oraya giderken “Sanırım böyle giderse durum sekiz yıl öncekine benzeyecek. O zaman da Rus-Ukrayna çatışması kısa sürede Donbas bölgesiyle sınırlanmış, Kiev’deyse normal yaşam devam etmişti” diye düşünüyorum (şimdi çatışmalar Kiev’den doğudaki Donbas bölgesine kaydı yine). Fakat bayiye geldiğimde satıcı kadın bana, “Normalde biz bugün-yarın çalışmaya başlayacaktık fakat biraz önce patronumdan bana talimat geldi, eve dönmemi bildiriyor. Kiev’in durumu belirsizliğini koruduğu için onun yeni bir talimatına kadar evde oturacakmışım” dedi. Bu söz, beni 20-30 saniyeliğine içine sürüklendiğim iyimserlik havasından uyandırdı. Gerçekten de Kiev’deki yetkililer, Ruslar’ın Donbas’ta başarı elde ettikten sonra tekrar Kiev’e yönelebilme ihtimalinden bahsediyor. Kiev valisi de kentin yeni bir saldırıya uğrama ihtimaline karşı siper ve mevzilerin hazırlandığını fakat bu sefer kentin top ateşinden uzak kalması için, mevzilerin daha uzak noktalara yapılacağını söyledi.

Kent çevresinde yeni mevziler oluşturulurken merkezde, ana caddelerdeki barikatlar yavaş yavaş kaldırılıyor. Onların kalkmasıyla da tramvay ve troleybüs seferleri yeniden başlıyor. Kent canlanırken tedirginliğini de koruyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir