JMO Başkanı: İzmir’de 117 vatandaşımız yaşamını yitirdi, sebebi neydi?

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası’nın düzenlediği 74. Uluslararası Katılımlı Türkiye Jeoloji Kurultayı, “Doğal Kaynaklı Afetler” temasıyla Ankara Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü’nde (MTA) bugün başladı. Kurultay, 15 Nisan’a kadar devam edecek. Kurultayın açılış töreninde 74. Türkiye Jeoloji Kurultayı Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Gürol Seyitoğlu, JMO Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Alan, MTA Genel Müdürü Vedat Yanık, AFAD Başkanı Vali Yunus Şahin, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Bakan Yardımcısı Şeref Kalaycı konuştu. Katılımcılar sırasıyla şöyle konuştu:

‘Mühendislik hizmetlerinden yararlanılmasıyla önlenebilir’

74. Türkiye Jeoloji Kurultayı Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Gürol Seyitoğlu: 74. Türkiye Jeoloji Kurultayı ana teması 2020-21 yıllarında yaşadıklarımızın etkisiyle doğal afetler seçilmiştir. Bu seçimde temel hedef 1999 depremlerinden sonra ülke olarak önemli gelişmeler kaydettiğimiz afet sonrası yara sarma yetkinliğimizden sonra afet öncesi bilimsel çalışmaların önleyici etkisini ortaya çıkararak bu olguyu toplumun ve yöneticilerin dikkatine sunmaktır. Doğal afetlerin önemli bir bölümü yer bilimleri çerçevesinde mühendislik hizmetlerinden yararlanılmasıyla önlenebilir veya riskleri azaltılabilir durumdadır.

‘Kurumların farklı bakanlıklar çatısı altında olması bütünlüklü çalışmanın önündeki en önemli engel’

Jeoloji Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Alan: 74 yıldır kurultayımıza emek vererek bugünlere taşıyanlara teşekkürlerimi sunuyorum. 2020 ve 2021 yılları içerisinde meydana gelen önemli can ve ekonomik kayıplara neden olan Elazığ, Van, Manisa ve İzmir’de meydana gelen depremler, Kastamonu, İzmir, Aydın, Muğla, Antalya başta olmak üzere çok sayıda kentimizde yaşanan orman yangınları, Artvin, Rize, Trabzon, Giresun, Kastamonu başta olmak üzere sel ve taşkın olayları, fırtına ve kuraklık olaylarıyla tüm dünyayı 2 yıldır etkisi altına alan ve biyolojik afet olarak tanımlanan covid-19 pandemisi gibi doğal afetler kaynaklı afetler sonucunda ülkemizde 200 bine yakın insanımız yaşamını yitirmiş, 20 bine yakın konut veya işyeri ağır hasar görülmüş bu yıl kurultayımızın ana temasını doğa kaynaklı afetler olarak belirlenmesini sağlamıştır… 2014 yılında Soma’da 301 madencimizin yaşamını yitirmesine neden olan facia ile farklı bölgeleri etkisi altına alan orman yangınları, çok sayıda insanımızın yaşamını yitirmesine neden olan covid-19 gibi biyolojik afetleri de küresel ikilim değişikliği ile birlikte etkisini artıran kuraklık, aşırı sıcaklık, aşırı kar yağışı gibi afetlere çok da hazırlıklı olmadığımız ortaya çıkmıştır. Afet ve afet türlerine karşı gerekli çalışmaları yapmakla veya bunları koordine etmekle görevli birçok kurumumuzun bulunmasına rağmen bu kurumların her birinin farklı bakanlıklar çatısı altında olması bütünlüklü bir çalışma yapılmasının önündeki en önemli engellerin başında gelmektedir.

‘Binaların denetimsiz bir şekilde bayraklı bataklığı üzerine inşa edilmesinden kaynaklı’

Yaşanan depremlerde binalarımızın önemli bir bölümünü zeminden kaynaklı hasarlardan yıkıldığı bilinmesine 3194 sayılı İmar Kanunu, 4708 sayılı Yapı Denetim Kanunu ve uygulama yönetmelikleri zorunlu görmesine rağmen Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın mevzuatı görmezden gelen anlayışı ve beton lobisi istemiyor diye jeoloji mühendislerinin yapı üretim ve denetim sistemi içerisine alınmamasını da anlamamız mümkün değildir. Buradan sormak istiyorum; İzmir’de meydana gelen depremde 117 vatandaşımız yaşamını yitirdi, sebebi neydi? En büyük neden binaların denetimsiz bir şekilde Bayraklı bataklığı üzerine inşa edilmesinden kaynaklı olduğunu sağır sultan bile biliyor. Zemin araştırmaları denetleniyor mu tabii ki hayır, neden beton lobisi istemiyor.”

‘Toplumun afetlere karşı bilinçlendirilmesi ve hazırlanması önem arz etmektedir’

MTA Genel Müdürü Vedat Yanık: Jeoloji insan yaşamı üzerinde her dönemde belirleyici bir rol oynamış insan ve toplum yaşamının vazgeçilmez bir parçası olmuştur. Ülkemizdeki ilk ve tek yer bilimleri araştırma kurumu olan MTA yaptığı tarama ve araştırma faaliyetleriyle madencilik çalışmalarına yön vermekle, ihtiyaç duyulan teknik destek ve danışmanlık sağlamaktadır. Yer altındaki madenlerimizin aranıp bulunarak toplumun hizmetine sunulmasında deprem heyelan gibi doğa olaylarının zararlarının azaltılmasında, güvenli yaşam alanlarının belirlenmesinde jeoloji bilimini önemi tartışmasız bir gerçektir. Toplumun afetlere karşı bilinçlendirilmesi ve hazırlanması önem arz etmektedir.

AFAD: Risk azaltma planına sahip çıkmamız gerekiyor

AFAD Başkanı Yunus Şahin: Son 2 yıldaki afetlerin hem çeşitliliği hem niteliği çok fazla farklılaşmış durumda. Bir taraftan 2021 yılı göz önüne aldığımız zaman bir taraftan güney sınırlarımızda orman yangınlarıyla mücadele ederek kuzeyde sel ve su taşkınlarıyla mücadele etmek zorunda kaldık. Son 2 yıldaki afetlerin hemen hemen hepsi ulusal düzeyde koordinasyon gerektiren ve ulusal düzeyde kaynak yönetimini içeren afetlerle karşı karşıya kalıyoruz. Buradaki bütün bilim insanlarıyla, kamu kuruluşlarıyla, STK’larla birlikte müdahale planından önce risk azaltma planına sahip çıkmamız ve bunu takip edip desteklememiz gerekiyor.

‘İyileştirme kapsamında neler yapabiliriz bunları ortaya koyuyoruz’

İçişleri Bakanlığı’mızın ilan ettiği bu sene tatbikat yılı başlangıcı yaklaşık bir ay önce Erzurum’da kış tatbikatıyla başladık. Ülkemizin tüm okullarında deprem tatbikatı yaptık. Yaklaşık 54 bin tane tatbikatla bu konudaki farkındalığı artırmaya çalışacağız. Geçen yıl 56 milyon insanımıza yüze yüze ulaşarak afet farkındalık eğitimleri vermeye çalıştık. Bunların hepsi risk azaltma adına önemli kazanımlar oluşturmaktadır. 1143 tane deprem gözlem ağı istasyonumuz bulunmaktadır. AFAD Türkiye deprem veri sistemimizdeki kayıtlar 10 yıllık ortalama deprem sayısının 25 bin 978 olarak vermektedir. Bu bize deprem kuşağında yaşıyoruz önlemlerinizi artırın tedbirlerinizi alın her an depremlerle ve olumsuz sonuçlarla karşı karşıya gelirsiniz ön uyarısını veriyor. Neredeyse 24 saat esasına göre hem akademisyenlerimizle çalışıyoruz deprem öncesi ve sonrasını iyileştirme kapsamında neler yapabiliriz bunları ortaya koyuyoruz.”

TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal: Jeoloji mühendisliği deyince gündemde olan başlıklar genelde deprem ama esasen jeoloji mühendisliği bu konuya bakıldığında esasında çok geniş bir şekilde kapsadığı ve özellikle yakın bir zamanda yaşadığımız ve yaşıyor olacağımız başlıklarla birlikte değerlendirildiğinde bu toplantının bu dönemde olmasını çok önemsiyorum. Şimdiden ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Bakan Yardımcısı Şeref Kalaycı: Ülkemizde jeolojik araştırmaların ve buna bağlı olarak uygulamaya konulan yer bilimleri ana başlığında toplanabilecek diğer faaliyetlerin merkezinde Atatürk’ün talimatıyla kurulan MTA Genel Müdürlüğü’nün bulunduğu hepimizin malumdur. 87 yıla ulaşan köklü bir geçmişe sahip olan MTA’nın sanayimizin geldiği noktada görünmez parmak izleri vardır. Gün yüzüne çıkarılmayı bekleyen nice yeraltı zenginliklerimiz uygulamaya alınan maden arama projeleri ile hayata geçirilmiş, ülkemizdeki ilk petrol sahasının keşfinden bugün dünya çapında ilk sıraya eriştiğimiz doğal taş potansiyelimizin ortaya konulmasına kadar yeraltı kaynaklarımızın ülke ekonomisine kazandırılması amacıyla çok emek harcanmıştır. Binlerce etüt, arama ve araştırma projesi üretilmiş, çalışmalara ait sonuçlar yaklaşık 14 bin proje raporu ile MTA arşivlerinde yerini alarak ilgililerin kullanıma sunulmuştur. Jeolojik tarih boyunca meydana gelmiş olan iklim değişikliği olaylarının anlaşılması, gelecekte doğal yollarla meydana gelmiş iklim değişikliği olaylarına ışık tutacak antropolojik faaliyetlerin bu değişimlere katkısı hakkında bilgi üretilebilecektir. İnsanlık ve tüm canlı yaşam için büyük önem taşıyan iklim değişikliği araştırmalarına önem verilmesi gerekmektedir.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir