Ukrayna savaşındaki son gelişmeler müzakereleri zora soktu

Rusya’nın Ukrayna’ya başlattığı işgal ikinci ayını doldurmak üzere iken, gerek sahadan gelen sivil ölüm haberleri ve gerekse ülkenin doğusunda yoğunlaşan saldırıların Türkiye’nin daha üst düzeyde ilerlemesini umduğu müzakere sürecini geri plana ittiği gözlemleniyor.

Rus ordusunun Ukrayna’nın doğusuna yönelik haftalardır beklenen büyük çaplı saldırısı başlarken, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy de dün gece yaptığı açıklamada “Rus birliklerinin Donbas bölgesini ele geçirmek için çatışmaya başladığını” ifade etti.

Rusya bir süre önce ülkenin batısından çekilmiş ve doğuya yakın bölgelerde saldırılarını yoğunlaştırmaya başlamıştı. Ukraynalı yetkililere göre doğuya yönelik geniş çaplı saldırının başlamasıyla savaşta yeni bir safhaya girilmiş oldu.

Bu arada Rusya Ukrayna’nın güney doğusunda stratejik öneme sahip bir liman kenti olan Mariupol’e yönelik saldırılarını da yoğunlaştırmış durumda. Azov Denizi’nin kenarında bulunan Mariupol kenti, ayrılıkçı bölgeler ile Rusya’nın 2014 yılında ilhak ettiği Kırım‘ın arasında yer aldığı için Rusya açısından stratejik bir öneme sahip.

DW Türkçe’ye gelinen son durumu değerlendiren Dış Politika Uzmanı Aydın Selcen, Rusya’nın Mariupol’un büyük bölümünü ele geçirdiğini hatırlatarak, şunları söylüyor:

“Ama Mariupol’u değil Mariupol’dan geriye kalan yıkıntıyı ele geçirmiş oldu. Yani 2022 yılının, 21. yüzyılın şu aylarında Karadeniz kıyısındaki bir şehir yeryüzünden silinmiş oldu. Böylelikle zorla da olsa şu anda Rusya ile işgal altındaki topraklar arasında Kırım’la da bir karayolu bağlantısı kurulmuş oldu.”


Savaşta harabeye dönen Mariupol kentiFotoğraf: Sergei Bobylev/TASS/dpa/picture alliance

Müzakereler nasıl etkilenecek?

Peki daha birkaç hafta önce teknik heyetleri İstanbul’da bir araya getiren Türkiye’nin kolaylaştırıcı rolü ve müzakereler tüm bu gelişmelerden nasıl etkilendi?

Dış politika gözlemcilerine ve Türkiye’den yapılan açıklamalara göre sahada ardı ardına yaşanan gelişmelerle müzakereler şu anda daha arka plana itilmiş durumda.

Zelenskiy geçtiğimiz günlerde paylaştığı video mesajda Mariupol’de kalan son Ukrayna askerlerinin öldürülmesinin müzakerelerin sonu anlamına geleceğini bildirmişti.

Türkiye teknik görüşmelerin bir turunun İstanbul’da yapılmasını sağlamıştı. Sonraki hedefi ise liderlerin bir araya gelmesi idi. Ancak Ukrayna müzakere heyetinden Mykhailo Podolyak, Reuters’a bugün yaptığı açıklamada müzakereler için umutlu konuşmadı ve bundan sonra daha çetrefilli bir döneme girildiğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da dün Ankara’daki yabancı büyükelçilere verdiği iftar yemeğinde tarafları yüz yüze müzakerelerini sürdürmeleri amacıyla İstanbul’da misafir ettiklerini anımsatarak, “Bu görüşmeler sayesinde taraflar somut ilerleme kaydetti ancak Buça ve İrpin’den gelen görüntüler, Kramatorsk’ta sivillerin hedef alınması çabalarımıza gölge düşürdü” diye konuştu.

Rus güçlerinin Ukrayna’nın başkenti Kiev’in hemen dışındaki Buça kentinden çekilmesinin ardından Nisan ayının ilk haftasında ortaya çıkan görüntüler, uluslararası toplumun sert tepkisine neden olmuştu. Görüntülerde kent sokaklarında sivil giyimli kişilere ait çok sayıda naaş bulunduğu gözlenmişti.

Türkiye sekteye uğradığını belirttiği müzakerelere Batı ülkelerinden somut bir destek verilmediğini de savunuyor.

AKP Sözcüsü Ömer Çelik de dün düzenlediği basın toplantısında, müzakerelerle ilgili olarak “Evet, bu takdir ediliyor, bunun sonuca ulaşması için arzu, dilek ve temenniler ortaya konuluyor ama maalesef Cumhurbaşkanımız tarafından yürütülen bu müzakere sürecine devletlerin somut bir şekilde destek verdiği bir yaklaşımı henüz net bir şekilde görmedik” diye konuştu.

Rusya diplomaside samimi mi?

Türkiye’nin ateşkes çabalarını olumsuz gelişmelere rağmen sürdürdüğü sırada Rusya’nın başından beri diplomaside samimi olmadığını belirtenler de var.

Selcen, Rusya’nın bu diplomatik girişimlerde samimi olduğunu hiç düşünmediğini, çünkü daha önceki deneyimlerin bunu gösterdiğini ifade ederek, “Sahada da salonda da Rusya’nın oyun planı hep aynı. Putin’in yaptığı diplomasiyi burada bir zaman kazanma, oyalama olarak kullanmak, öteki taraftan da sahada yapmaya çalıştıklarını yapmak” diyor.

Üçüncü tarafların barış çabalarının bir noktaya kadar etkili olacağı da belirtilen bir başka husus. Türkiye’nin istediği şekilde iki liderin bir araya gelmesi ise iki hafta öncekine göre artık daha zor bir ihtimal olarak değerlendiriliyor.


Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. İlhan UzgelFotoğraf: DW/A. Işık

Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. İlhan Uzgel, Rusya’nın şu anda gösterdiği bir savaş iradesi bulunduğunu ve bunu geri çekmedikçe dışardan Türkiye ya da başka bir ülkenin yapabileceği fazla bir şey olmadığını belirterek, şöyle konuşuyor:

“Taraflar görüşmeye razı oldukları zaman tabii Türkiye’de görüşebilirler ama savaşı sona erdirici bir baskı gücü yok Türkiye’nin, ikna gücü yok. Dolayısıyla sahada Putin hedeflerine ulaşmadan ya da kendisini kurtaracak bir çıkış bulmadan bu iş bitmez.”

Ateşkes nasıl mümkün olacak?

Peki sahadan hemen hemen her gün sivil ölümleri ya da çatışma haberleri gelirken ateşkes nasıl mümkün olacak?

Uzgel, bu soruyu şöyle yanıtlıyor:

“Şöyle olabilir; Birincisi ya Putin hedeflerine ulaşır ‘hadi gel anlaşma yapalım’ der, Erdoğan araya girer, gelirler ve İstanbul’da görüşürler. Ya da Ukrayna yener, ‘hadi gel bunun anlaşmasını yapalım’ der görüşürler. Ya da masa için bir başka seçenek iki taraf da birbirine üstün gelemez ve savaşın getirdiği büyük maliyeti taşıyamaz olur.”

Tarafların iradesinin önemine işaret eden Uzgel, “Savaşan tarafların iradesi olmadan Türkiye gibi üçüncü ülkelerin araya girip ‘hadi barışın’ gibi bir çaba içinde olmasının bir anlamı olmadığını gördük” yorumu yapıyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir