Yeni Şafak gazetesi yazarlarından İsmail Kılıçarslan, bugünkü köşe yazısında “kendisinden pek hazzetmediğim” diyerek andığı eski TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın “Yani ben 2 kilo et yiyeceğime yarım kilo et yerim diye göğsünü gere gere dolaşıyor. Ulan 2 kilo et kaç para biliyor musun sen? 300 lira. Kim verecek bu parayı?” açıklaması üzerinden, geçim sıkıntısı tartışmasına katıldı.
“Beka meselesi olan şey ekonominin kendisidir” diyerek, ekonomik krizden bahseden Kılıçarslan’ın ‘Bir beka meselesi: Ekonomi’ başlıklı yazısı özetle şöyle:
Kirasını ödeyemeyen babalar, akşam evinde çocuklarını neyle doyuracağını bilemeyen anneler, ailesi servis parasını denkleştiremediği için okuluna yürümek zorunda olan öğrenciler beka meselesidir. Ve emin olun, bundan daha büyük bir beka meselemiz yoktur.
…Mesele nettir ve net kalmaya devam edecektir. Padişahın padişahlığı “yiyimlik” ile belli olur. Geçimini teminde zorlanmayan halk, başta vatanı olmak üzere her türlü durumda “devletinin yanında” durur, duracaktır.
Orta sınıfın azı haklı çoğu haksız ekonomik isyanıyla yoksulun, alt sınıfın tamamı haklı serzenişini birbiriyle karıştırmak ve alt sınıfın gönlünü kıracak laflar etmek, hesabı da sonucu da zor olan bir şeydir.
“Yoksulun dini yoktur” denmiştir ve şüphesiz doğru denmiştir. “Yoksula dini sorulmaz” denmiştir ve şüphesiz doğru denmiştir.
Oturduğu sandalyeden, yemek yediği Meclis lokantasından, ağırlandığı mükellef sofradan, oturduğu sıcak evden “yarım kilo et yiyin, domates almayın, mesele beka meselesi” gibi lafları kolayca sarf eden adamlarla olmaz. Bize kelimenin gerçek manasıyla “halden anlayan” temsilciler lazım.