Bartın’ın Kurucaşile ilçesinde Kurucaşile İlk ve Ortaokulu’nda Eğitim-Sen üyesi öğretmenlere baskı ve mobbing yapıldığı gerekçesiyle suç duyurusunda bulunuldu.
Eğitim Sen yöneticileri önceki gün Amasra Adliyesi önünde konuya ilişkin bir basın açıklaması gerçekleştirdi.
Eğitim-Sen Bartın Şube Başkanı Sedat Bora ve mağdur edildiğini belirten okul öğretmenlerinden Fatma Baran Şahin okul müdürü hakkında suç duyurusunda bulunurken Amasra Eğitim-Sen Başkanı Timur Eroğlu da “Bartın’da bir öğretmen arkadaşımızı daha kaybetmeyeceğiz, okullarımızda mobbinge sessiz kalmayacağız” dedi.
Sol’dan Selami Demirkan’ın, Eğitim-Sen Kurucaşile İlçe Temsilcisi Engin Atmaca ile röportajı şöyle:
Kurucaşile İlk Okulu önünde ve Amasra adliyesi önünde bir Eğitimsen olarak bir açıklama yaptınız. Buradaki basın açıklamasının ayrıntılarını sizden öğrenebilir miyiz?
Bizler Kurucaşile ilçesinde Eğitimin aydınlık yüzünü ortaya çıkarmaya çalışan, laik, bilimsel ve eşitlikçi eğitimden yana olan Eğitim-Sen’li öğretmenler olarak ilçede görev yapmaktayız. Bizlerin Eğitim öğretim ortamlarında öncelikle eğitim emekçisi öğretmenlerimize, öğrencilerimize ve eğitim ortamlarına karşı yapılan kanun dışı davranışlara karşı koruyacağımızı belirtmek isterim. Kurucaşile Ortaokul müdürü ve yöneticileri tarafından, okulda görev yapan üyelerimiz sendikal faaliyetlere katıldıkları için disiplin cezası ile cezalandırılmaktadır. Kişisel ve mesleki onurlarına zarar verilmektedir.
Karne dağıtımı yapılacağı, öğrenciler, veliler, okul yöneticiler, öğretmenleri ve tüm okul personelinin katıldığı 21 Ocak 2022 günü, saat 11.15’de Bayrak töreni sonrasında MEBBİS üzerinden tanımlanan başarı belgeleri, okul müdürü tarafından öğretmenlerin adı sayılarak okul öğretmenlerine tek tek takdim edilmiş, bu okulda görev yapan Fatma Baran Şahin ve ücretli öğretmen olarak görev yapan B.B.’nin adı da anons edilerek, haklarında soruşturma olduğu için başarı belgesi verilmediği ifade edilmiştir. Öğrenci ve velilerin gözünde “başarısız” olarak algılanmalarına sebebiyet verilmiştir. Öğrenci ve velileri bu iki öğretmenin neden başarı belgesi almadığını sorgulamış, “Fatma öğretmen başarısız mı?” diye kendi aralarında konuşmuşlardır.
Üyemiz Fatma Baran Şahin Sendikamız Genel Merkezinin bir haftada birden fazla nöbet tutmama kararı gereği, ikinci nöbet tutmaması iki ayrı disiplin soruşturmasına konu edilmiş, iki ayrı disiplin cezası ile cezalandırılmıştır.
Bunun dışında üyemizin her adımı izlenerek, sorgulanarak, gereksiz belgeler istenerek sistematik bir şekilde baskı altında tutulmaktadır. Üyemizin hukuka aykırı fiiler nedeni ile şikayetleri ise sonuçsuz bırakılmaktadır.
Yargı kararlarında sendikal eyleme ceza verilemeyeceği, sendikal eyleme ceza vermenin Anayasaya aykırı olduğu açıkça belirtildiği halde sendikal kararı gerçekleştirdiği faaliyetleri disiplin soruşturmasına konu edilip, disiplin cezası ile cezalandırılmaktadır.
Görevin kötüye kullanılması, ve görevin kötüye kullanılması suretiyle sendikal hakların engellenmesi öğretmenlere karşı uygulanan mobing uygulamalarının sürekli ve sistematik bir hal almış olup, bu hukuksuzlukların birinci dereceden sorumlusu olan okul müdürünün cezalandırılması için Amasra Savcılığına suç duyurusunda bulunduk.
Bartın Üniversitesi’nde mobbing
İşyerlerinde yapılan mobing’in nasıl sonuçlara vardığının en çarpıcı örneklerinden birisi Bartın Üniversitesi Rektörü’nün mobbingiydi. Bartın Üniversitesi’nde Akademisyen Öğretim Görevlisi 35 yaşındaki Güneş Günay Sezer Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu binasındaki çalışma odasının 5. katından atlayarak yaşamına son vermişti. Akademik kariyeri başarılarla dolu olan 35 yaşındaki öğretim görevlisi Güneş Günay Sezer’e rektör tarafından mobing uygulanmış, dört saat odasında bekletilip sonunda alay edilerek ‘sana doçentlik vereyim de kendime mi güldüreyim?” denmiş ve intihara sürüklenmesine yol açılmıştı. Mobbing ve ayrımcılık bir suçtur.
Güneş Günay Sezar gibi başarılı bir akademisyenimizi Rektörün mobbingi nedeniyle kaybettik. Bartın’da okullarımızda liyakatsız idarecilerin mobbing uygulamaları nedeniyle başarılı bir öğretmeni daha kaybetmek istemiyoruz.
Bu cezaların asıl çıkış noktası sizce nedir?
-Aslında bu konunun asıl çıkış noktasını liyakatsiz yöneticiler oluşturmaktadır. 2020 Mart ayında yaygınlaşmaya başlayan koronavirüs tedbirleri kapsamında okullarda uzaktan eğitim adı altında bir öğretim ortamına geçildi. Bundan sonra bakanlık birçok yazı ve yönergelerle süreci ilerletme çabası içine girdi. Okul ortamlarında da birçok sorunu beraberinde getirdi. Öğretmenlerin okullara dönüşümlü olarak haftada 1 iş günü okula gelmesini isteyen bakanlık yazılarına karşın okul müdürü okulun Bilişim Teknolojisi Rehber öğretmenini her gün okula gelmesini istemiştir. Bilişim Teknolojisi Rehber öğretmeni Fatma Baran Şahin bunun yasal olmadığını, her gün okula çağırılmasının sağlığının tehlikeye atıldığını belirterek bunu kabul etmemiştir. Bunun devamında okul yönetimi baskı ve cezalarla öğretmeni sindirmeye çalışmışlardır. Devamında baskılar sürekli devam ederek çeşitli disiplin cezaları verilmiştir. Bu baskı ve cezalar mobbing seviyesine ulaşmıştır.
Bu yapılan baskı ve ceza uygulamaları sadece sizin sendika üyelerine mi yapıldı?
-Konuyu şu şekilde örnek vererek anlatmak daha doğru olur. Konu ile ilgili okul müdürü ile görüşmelerimizde, öğretmene okullarda 2. nöbet görevine sendika kararı gereği ceza verilemeyeceğini belirttiğimizde, kanunen tutmak zorunda olduğu belirtilmiştir. Peki yine okullarda personelin kanunlara göre resmi kıyafet giymesi gerektiği ve sendika kararları gereği bunu neredeyse tüm personelin uygulamadığı biliniyor. “Bu kişilere kanunen ceza uyguluyor musunuz?” sorusuna karşılık okul müdürü sessiz kalmaktadır. Burada müdürün durumu üyelerimize ve uygulamalarına karşı kişiselleştirdiği açıkça ortadadır.
Okul müdürünün de bir sendika temsilcisi olduğu bilinmektedir. Kendi mensubu olduğu sendikanın bu uygulamalarla ilgili tavrı hangi yöndedir?
-Okul müdürünün bağlı bulunduğu Türk-Eğitimsen Sendikasının da eğitim ortamlarında 2. Nöbet tutmama ile ilgili bir sendika kararı vardır. Sendikal faaliyette bulunmak anayasal bir hak olarak tanımlanmıştır. Okul müdürünün ilçe temsilcisi olarak bağlı bulunduğu bir sendika benzer kararına uymaması kabul edilebilir bir sendikacılık anlayışı değildir.
Son olarak neler söylemek istersiniz?
-İlimizin yetkililerini öncelikle bu konuda duyarlı olmaya, mobing ve ayrımcılığa izin vermemeye çağırıyoruz. Emekçilerin haklarını sonuna kadar tüm yasal mecralarda savunan Eğitim-Sen, mobbingin ve ayrımcılığın karşısında olmaya devam edecektir. Bu bağlamda gerekli girişimlerde bulunmuş, basın açıklamalarının yanı sıra hukuki girişimlerde de bulunmuştur.