Hacer Foggo: İŞKUR’a bir ayda 50 yaş üzeri 204 bin başvuru var

ANKARA – Türkiye Eğitim Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) tarafından bu yıl yedincisi düzenlenen “Merih Celasun’a Saygı Günü” başlıklı anma dersi, TEPAV binasında gerçekleştirildi.

Sosyal Politikalar Uygulama ve Araştırma Merkezi (SPM) Direktörü Serdar Sayan yaptığı açılış konuşmasında, “Merih Celasun’un yetiştirdiği öğrenciler arasında ben de varım. Onu kaybettikten sonra saygı günü düzenlemeye başladık ve ekonomi alanında uzman kişilerden anma dersi vermesini istedik. İlk toplantı 2010 yılında yapıldı” dedi.

‘ONUN DÜŞÜNCELERİNİ, ANILARINI ÇOK İYİ YAŞATABİLDİĞİMİ DÜŞÜNMÜYORUM’

Etkinliğe katılan Merih Celesun’un kızı Esin Celesun, etkinliği düzenleyen TEPAV’a teşekkür ederek şöyle konuştu: “Babamı kaybedeli 10 yıldan fazla oldu ve TEPAV o günden bu yana bu etkinlikleri düzenledi. Bunun için ailem adına teşekkür ediyorum. Bizi çok mutlu eden bir etkinlik. Onun düşüncelerini, anılarını yaşatabildiğimi sanmıyorum. O yüzden bu etkinlik çok önemli.”

‘YOKSULLUĞA YAKLAŞIMLAR VE EŞİT YURTTAŞLIK’

“Merih Celasun’a Saygı Günü” kapsamında Boğaziçi Üniversitesi Emeritus Profesör Ayşe Buğra, “Sosyal Politika Düşüncesi İçinde ve İktisatta Yoksulluğa Yaklaşımlar ve Eşit Yurttaşlık İdeali” başlığıyla bir ders verdi.

BUĞRA: DÜNYA NUFÜSUNUN YÜZDE 55’İ HİÇBİR SOSYAL GÜVENCEYE SAHİP DEĞİL

Konuşmasında yoksullara yardım konulu 1532 basımı bir kitap kapağını gösteren Buğra, “Hâlâ tartıştığımız konuları içeriyor” dedi. Ayşe Buğra, geçmişten günümüze yoksulluk algılarını ve yaklaşımlarını anlatarak, “Dünya nüfusunun yüzde 55’i hiçbir sosyal güvenceye sahip değil. Avrupa’da bile yüzde 12 oranında yoksulluk var. Böyle bir ortamda vatandaşlık temel geliri tartışmalarının bu kadar yoğun olması şaşırtıcı değil” diye konuştu.

Profesör Ayşe Buğra


‘TEMEL GELİR TEK BAŞINA YOKSULLUK SORUNUNU ÇÖZEN BİR ŞEY Mİ?’

Yoksulluğun sadece gelir düşüklüğüyle ilgili bir durum olmadığına vurgu yapan Buğra, şunları söyledi: “Yoksulluk hayatın belirsizliğiyle çok ilgili bir durum. Yarın eve ekmek alacak para olacak mı olmayacak mı? Belli bir miktar gelir sahibi olacağını bilmek insanları aklını kaybetmekten korur. Temel gelir kendi başına yoksulluk sorununu çözebilen bir şey değil. “Bunun yanında ne var?” sorusu çok önemli. Sağlık sistemi nasıl? Eğitim sistemi nasıl? Konut politikası nasıl? Bütün bunlarla birlikte düşünülmesi gerekiyor.”

Anma dersinin ardından gerçekleşen panelde, ODTÜ İktisat Bölümü Profesörü Erol Taymaz’ın moderatörlüğünde Yoksulluk Dayanışma Ofisi Koordinatörü Hacer Foggo ve Koç Üniversitesi Ekonomi Bölümü Emeritus Profesör İhsan Tunalı konuştu.

‘ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜNÜN ALTINDA YETERSİZ BESLENME YATIYOR’

Hacer Foggo, çocuklar için yapılan sosyal yardımların, artan gıda fiyatları ve ekonomik kriz nedeniyle çocuğu koruyan bir mekanizma olmaktan çıktığını söyledi. Foggo, “Pandemi sonrasında Amerika’da ve başka yerde yapılan araştırmalara göre, gıdaya erişim ve yetersiz beslenme, çocuğun ön beynini geliştirmeyen bir durum. Yoksulluğa bakarken o çocukların öğrenme güçlüğü nedeniyle aldığı belgelerin altında yetersiz beslenme yatıyor. Bu durumun insan hakları ihlali ve çocuk hakları ihlali sorunu olduğunu düşünüyorum. Çünkü bu çocuklar yetişkin olduklarında da bu sorunları beraberinde götürüyor” dedi.

‘BU SOSYAL YARDIMLAR ÇOCUĞU KORUYAN MEKANİZMALAR DEĞİL’

Aile Bakanlığı’nın 2021 yılı Faaliyet Raporu’nda yer alan yoksulluğun bu yıl iki buçuk kat artığına ilişkin verilere dikkat çeken Faggo, “Evde bakımını sağlayamayan 141 bin çocuğa yapılan sosyal yardımların da çok fazla arttığı söyleniyor. Az önce bahsettiğim yetersiz beslenme nedeniyle öğrenme güçlüğü çeken çocuklardan bir kısmı da bu istatistik içerisinde yer alıyor. Çocukların okula devam etmesi için verilen bu cüzi sosyal yardımlar, ekonomik krizin derinleşmesiyle elektrik faturalarında, gıda alımında kullanılıyor. Bu sosyal yardımlar çocuğu koruyan mekanizmalar değil aslında” diye konuştu.

‘İNSANLAR EKONOMİK KRİZ NEDENİYLE TEK TİP BESLENMEYE DÜŞTÜ’

Faggo, 2021- 2022 yılları arasında neredeyse 160 bin çocuğun okula geri dönmediğine de vurgu yaparak şöyle konuştu:

“Bu çocukları takip eden mekanizmanın olduğunu da düşünmüyorum. Bu çocukların ne yaptığı bilinmiyor. Ziyaret ettiğim her evde okulu terk eden bir çocuk gördüm. Derin Yoksulluk Ağının 103 hane üzerinde yaptığı araştırmada çocukların yüzde 13’ü pandemi döneminde ailesiyle birlikte çalışmaya, yüzde 6’sı da ev geçindirmeye başladı. Burada en önemli eksiğin takip mekanizmasının olmaması olduğunu düşünüyorum. Çocuk takip edilmediği zaman örneğin bir yıl içerisinde baba kanser olduğu zaman ailelerin ilk yaptığı şey çocuğunu okuldan alarak berbere çalışmaya vermek. Biz o çocuğu yakalayamadığımız zaman o yoksulluk mirasını alarak devam ediyor. Okulu bırakan derin yoksulluk yaşayan bir çocuksa takip mekanizması yoksa okula dönmüyor. Yoksulluğun artmasının en önemli nedenlerinden biri takip mekanizmasının olmamasıdır. Çocukları koruyan takip mekanizmasının olmadığını düşünüyorum. Şu anda ekonomik kriz nedeniyle benim ziyaret ettiğim evlerde tek tip besine düştü insanlar. Ne bulursa yemek. Çocuğa mama yerine hazır çorba vermek, kadın pedi yerine başka alternatifler gibi. Bu ekonomik krizlerde kadınların kendi yarattıkları geçim stratejisi var aslında” dedi.

‘İŞKUR’A BİR AYDA 204 BİN İŞ BAŞVURUSU: HEPSİ 50 YAŞ ÜSTÜ

Foggo, yoksulluğun 65 yaş ve üzeri insanlarda da önemli bir sorun olduğunu söyledi. İŞKUR’a 2022 Şubat ayı içerisinde 50 yaş üzeri 204 bin 473 kişi kişinin iş başvurusu yaptığını ifade eden Foggo, “Yine bu insanlar her işi yapmak durumundalar. Yaşlılar bildikleri bilmedikleri bir sürü iş yapıyorlar ve birçok iş kazası oluyor. Emeklilerin 12 buçuk milyonu bankalara borçlu. Anne ve babalarından kalan mirası reddedenlerin oranı yüzde 85. İnsanlar artık o kadar çok borçlanmaya başlamışlar ki, miraslar reddedilmeye başlanmış” dedi.

Panelde konuşan Prof. Dr. İnsan Tunalı da “Merih Celasun Saygı Günü” çerçevesinde “Sosyal Korumaya Muhtaç Nüfusu Biliyor Muyuz?” başlıklı sunum yaptı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir