Başak Dizer ile Kıvanç Tatlıtuğ’un global çözümü…Kurt, yurt dışında yaşarsa rahat eder

 Orkun Ün: Kurt bebek geçen cuma dünyaya geldi. Hatta babasına benziyormuş kaşı gözü. İsmine gelince… Bence güzel isim. Şu son zamanlarda moda olan “Kurt bakışlımmmmm” sözü hayat buldu işte.
 Savaş Özbey: “Kurt” da “Kurt Efe” de seslenirken zor isimler. Biri fazla kısa, diğeri de fazla uzun. Bana öyle geliyor ki zaman içinde aile içinde “Efe” ismini kullanacaklar.
 Onur Baştürk: Kurt güzel bir isim. Global olarak da söylemesi havalı. Kurt, yurt dışında yaşamak isterse isim konusunda rahat eder. Ama Kıvanç’a seslenilen ismi doğacak çocuğa koymak fazla “babasının oğlu” bir tavır. Keşke daha özgün bir isim koysalardı.
 Ömür Gedik: Oğlu da ismini yaşatır ve babası gibi olur umarım.

Romantik mi
PR çalışması mı?
Jennifer Lopez, 18 yıl sonra yeniden bir araya geldiği eski aşkı Ben Affleck’ten köpük banyosu yaparken evlilik teklifi aldığını söyledi. Konsey bu romantizmi nasıl buldu? JLo ve Ben Affleck bir yastıkta kocar mı?

Onur Baştürk: Köpük banyosu sırasında evlilik teklifi filan… Bu çiftin yıllar sonra bir araya gelişi bana çok zoraki gelmişti. Teklif bile zoraki yerden geldi. Köpük banyosunda teklif, aşırı planlı, aşırı romantik olsun diye yapılmış bir PR çalışması.
Savaş Özbey: “Jennifer Lynn López, benimle evlenir misin?” diye köpüğün içinde mi diz çökmüş yani Ben Affleck? İyi ki yüzük takacağı parmak gözüne falan girmemiş o köpükte.
◊Ömür Gedik: Koca JLo ve Ben Affleck çiftinin evlilik teklifi köpüklü banyoda mı olur diye küçümseyeceğimi düşünenler yanılıyor. Ben bayıldım bu sadeliğe. Zaten “en sevdiğim yer” demiş. Ayrıca çok da seksi bir teklif. Eski sevgili kadar güzeli yok. Özenmiyor değilim.
 Orkun Ün: Bu romantizmin dibidir dibi! Bu kadar fazla detay anlatmaya gerek var mıydı bilmiyorum ama iki ismin ilişkisi çok ‘cool’ geliyor bana. Pahalı yüzükler, sürekli gülen gözler, kenetlenen eller… Allah olmayanlara da nasip etsin.

İşin içinde para pul mevzusu vardır

Victoria-David Beckham’ın oğulları Brooklyn Beckham’ın evlendiği Nicola Anne Peltz’in soyadını almasına ne diyorsunuz? Edis bu konuda “Çok asil ve doğru bir bakış açısı ve belki de olması gereken bir zaman sonra” yorumunu yaptı. Katılıyor mu Konsey Edis’e?

 Orkun Ün: Bu konu sadece ülkemizde değil her yerde tartışılıyor. Tüm dünyada var erkeğin soyadını alma geleneği. Bana bozulacak gibi de gelmiyor. Benim düşüncem bu konuda net; ben almam karımın soyadını. Keşke düzene çomak sokmasak, kadınlar erkeklerin soyadını almaya devam etse ya da iki taraf da kendi soyadını kullansa. Başımızda sanki yeteri kadar tartışma yokmuş gibi bir de bu çıktı…
 Onur Baştürk: Edis’in de onca dünya hali arasından kalkıp buna yorum yapmasını ilginç buldum. Başka konu mu kalmadı? Eşinin soyadını alması bizim için ilginç değil. Yıllar önce Tansu Çiller’in eşini bu özelliğiyle tanışmıştık zaten.
Brooklyn’in yaptığının asillikle ilgisi yok bence, para pul mevzuları vardır işin içinde, saf olmayalım.
Savaş Özbey: Bence şık ve çığır açan bir hareket. Hatta keşke doğacak çocuklara da çift soyadı verilse. Yalnız örnek olmaya başladı bile. Esra Balamir “Soyadımı taşımayacak erkekle evlenmem” resti çekti. Bakalım kimler yapacak ve asıl bu mevzudan dolayı kaç kişi ayrılıp evlenmekten vazgeçecek?
Ömür Gedik: Edis’e katılıyorum. Ama bunu yurtdışında bir erkek yapınca ‘asil’, bizden biri yapınca ‘kılıbık’ olur! Bu zihniyetin değişmesi bizde bence çok daha zor. Dediğim gibi, keşke olsa. Ya da herkes kendi soyadıyla devam etse hayatına. Bu da güzel bir seçenek gibi sanki.

Örnek tavır
Cem Özer, eski eşi Nurgül Yeşilçay’ın yeni ilişkisi hakkında konuştu, “Nurgül’e çok iyi geldiğini düşünüyorum” dedi. Ne diyorsunuz bu açıklamaya?

Ömür Gedik: Cem Özer’in hayata modern bakış açısına bayılıyorum. Ortada çocuk olunca eski eşin mutluluğunu daha da çok istiyor insan. Çocuğunun annesi ya da babasının mutluluğu önceliğin bile olabiliyor. Bundan doğalı yok. Katılıyorum.
 Savaş Özbey: Sadece Nurgül Yeşilçay’ı söylemiyor, “Benim eşim de bana iyi geldi” diyor Cem Özer. Dönüp kendine, eski eşine bu mesafeden bakabilmek, eski eşinin iyiliğini isteyebilmek, ayrılmayı beceremeyenlerin toplumunda kolay bulunan özellikler değil. Ha Cem Özer gibi tanışmayı bu kadar hevesle ister miydim? Yok, o da gereksiz bence.
 Orkun Ün: Cem Özer’in “Eski eşim Nurgül Yeşilçay’ın nişanlısı ile tanışmak isterim” sözleri tartışılıyor. Ama bence çok normal. Çünkü önemli olan zaman kavramı burada. Aradan yıllar geçmiş, soğuması gereken her şey soğumuş ve iki isim çok iyi arkadaş olmuş. Cem Özer’in eski eşinin şimdiki hayatına duyduğu saygı örnek bir hareket.
 Onur Baştürk: Güzel söylemiş Cem Özer. Ama niye durup dururken eski eşin yeni sevgilisine dair yorumda bulunulur, pek anlamıyorum. Anlamadığım şeylere tatlı bir halka daha eklendi.

Umut’a değil Paris’e
Tuba Büyüküstün, 3 yıl önce günlüğüne yazdıklarını sosyal medyada paylaştı. “Sevgilim” diye başlayan satırları o zamanki sevgilisi Umut Evirgen için yazdığı düşünüldü. Paylaşımın nedenini anlayan var mı? Bu kadar özlem dolu bir paylaşım, Serenay Sarıkaya-Umut Evirgen cephesinde sorun çıkarır mı sizce?


Ömür Gedik: Tuba kendini bu pozisyona sokacak biri değil bence. O paylaşımı Umut için yaptığını hiç düşünmüyorum. Serenay ve Umut da hiç oralı olmamıştır.
◊Onur Baştürk: Kokusunu özlediği yer Paris, Umut Evirgen değil. Büyüküstün böyle bir şey yazıp gündeme gelmek isteyecek bir kadın zaten değil. Tekrar: Saf olmayalım.
 Orkun Ün: Eğer mesaj Umut Evirgen’e verilen bir mesajsa bu sadece Tuba’nın imajını zedeler. Serenay ile Umut’un huzurunu bozmaz. Fakat bence de mesaj Umut’a değil. Yazının tamamını okuyunca anlıyorsunuz. Abartmaya, büyütmeye gerek yok.
 Savaş Özbey: Sorun çıkarırsa bal gibi de çıkarır aslında. Şimdi sen Paris’i çok seveceksin. Tekrar gitmeden önce o şehirle ilgili daha önce yazdığın bir yazıyı paylaşacağın tutacak. O yazıyı da günlüğünden seçeceksin. Paylaşımın kenarında nal gibi tarih olacak. O tarih de Umut Evirgen’le birlikte olduğun dönem olacak… Asıl önemlisi, şehirden de bir sevgiliye hitap eder gibi “Kokunu özledim” falan diye bahsedeceksin… Tuba-Umut etkileşimi zaten mayınlı bir alan. Daha önce de sırf bir bayram tebrikleşmesi yüzünden Umut Evirgen-Melisa Şenolsun arasında kriz yaşanmıştı. Akıllara böyle şeyler gelebileceğini tahmin edip daha titiz davranmalıydı.

Konuşmamak onaylamak demek
Hadise, Mehmet Dinçerler ile dini nikâh kıydırdıkları iddiasına “Bu konuda asla konuşmayacağım” yanıtını verdi. Hadise’nin ısrarla cevap vermemesine ne diyorsunuz?

Onur Baştürk: Sonuçta bir iddia, ne diyebilirim ki üstüne? Ama konuşmayacağım demek sessizce onaylamak anlamına da gelir. “Yok öyle bir şey” dese ve rahatlasa…
Ömür Gedik: İsteyen istediğini yapar, isteyen istediğini söyler ya da söylemez. “Asla cevaplamayacağım” diyorsa üstüne de gitmemek lazım.
Savaş Özbey: Hadise’ninki çok şık bir hareket. Bence dini nikâh kıymıştır ama bunu açıklamak zorunda değil. Kimi, ne ilgilendirir? Israrla cevap vermemesini de had bildirmek olarak alıyorum. İnsanların özel hayatlarına bu kadar pervasızca burnumuzu sokamayız.
Orkun Ün: “Cevap vermeyeceğim” demek “evet” anlamına geliyor bence Hadise’nin lügatında. Şu an Hadise ile Mehmet ne yapsa zaten gündem. Onlar evlenene kadar da böyle olmaya devam edecek. Yani bunlar daha iyi günlerimiz.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir