MELTEM GÜNAY
Berlin Humboldt Üniversitesi Moleküler Parazitoloji Anabilim Dalı’nda Dr. Öğretim Üyesi olarak çalışmalarını sürdüren Dr. Özlem Günay Eşiyok, ‘parazit Toksoplazma’ya karşı Türkiye’de aşı bulmayı amaçlıyor. Çalışmalarını Ege Üniversitesi Aşı Geliştirme, Uygulama ve Araştırma Merkezi’ne taşımaya hazırlanan Dr. Günay Eşiyok, bu çalışmaların uluslararası işbirliklerinin kapısını açmasını hedefliyor.
Hacettepe Üniversitesi Biyoloji Bölümü’nü bitiren Dr. Günay Eşiyok, Ankara Üniversitesi Biyoteknoloji Enstitüsü’nde masterını tamamladı. Mikrobiyoloji alanında parazitlerle ilgilenmeye başlayan Dr. Eşiyok, aldığı Elsa Neumann başarı bursu ile Humboldt Üniversitesi Moleküler Parazitoloji Anabilim Dalı’nda doktorasını tamamladıktan sonra aynı yerde Dr. Öğretim üyesi olarak çalışmaya başladı. Fırsatçı bir parazit olan ve insan popülasyonunun dışında sıcak kanlı hayvanları da enfekte eden ‘parazit toksoplazma’nın neden olduğu toksoplazmosis hastalığı üzerinde çalışan Dr. Eşiyok çalışmasını şöyle anlattı:
‘Bu tür aşı henüz yok’
“Aslında dünya popülasyonunun yüzde 30’u bu parazit ile enfekte ama bağışıklık sistemi güçlü olan insanlarda enfeksiyon fark edilmiyor. Parazit fırsatçı olduğu için sinir sistemimize ya da kas hücrelerimize yerleşerek bekliyor. Bağışıklık sistemi düştüğü zaman da aktive olarak hastalık evresine geçiyor. Çok ciddi tehlike arz edebilecek durumlara ulaşılıyor, hamile kadınlarda düşüğe neden olabiliyor ya da nörodejeneratif hastalıkları tetikleyebiliyor. Bu parazit için insanda uygulanabilen bir aşı henüz yok. Bu parazit aynı zamanda çiftlik hayvanlarını da hasta ediyor, ölümlerine neden olabiliyor. Şu anda hayvanlarda kullanılan bir aşı var ama ülkemizde mevcut olmamakla beraber o da zayıflatılmış mikrop olduğu için insana aktarımı da mümkün olmuyor. Bizim başlangıç düşüncemiz bu aşının parazitin genetiğini değiştirerek bir aşı mutantı yaratmak. Ülkemizde yaygın bulunan başıboş sokak kedilerinin dışkısından bulaşan bu parazit için aşı araştırmalarımızı öncelikle çiftlik hayvanları üzerinde deneyeceğiz daha sonra ise çalışma alanlarımızı genişleteceğiz.”
Bilimsel kalkınmaya katkı
Tersine beyin göçü projesinin kendini çok heyecanlandırdığını söyleyen Dr. Günay Eşiyok, “Kendi çalışma grubumu kurmak, Türkiye’ye teknoloji transferini gerçekleştirmek istedim. Çalışmalarımı gelecek seneden itibaren Türkiye’ye taşıyacağım. Yurt dışında eğitim ve deneyim kazandıktan sonra Türkiye’ye dönerek bilgi birikimimizi, kazanımlarımızı buraya aktarmak düşüncemiz hep vardı. Orada kurduğumuz bağlantıları Türkiye’ye taşımak da çok önemli bu bize uluslararası işbirliklerinin kapısını açacak” diye konuştu. Gençlere özellikle yabancı dillerini geliştirme tavsiyesinde bulunan Dr. Eşiyok, “Kendilerini ifade etmekten çekinmesinler. Ben yapamam, beni yetersiz bulurlar gibi negatif düşüncelere kapılmasınlar. Hedefiniz varsa kendini küçük görmeyin yapabilirsiniz” dedi.
Dr. Özlem Günay Eşiyok, “Türkiye’ye dönerek bilgi birikimimizi,kazanımlarımızı buraya aktarmak düşüncemiz hep vardı” dedi.
Türkiye için geliyorlar…
Dünyanın en saygın üniversitelerinde ve araştırma kurumlarında çalışmalarını sürdüren Türk ve yabancı bilim insanları, Türkiye’nin bilimsel ikliminin gelişmesi ve bilim ülkesi olması için çalışmalarını ülkemize getiriyor. Tersine beyin göçü projeleri olarak bilinen TÜBİTAK’ın, ‘Uluslararası Lider Araştırmacılar Programı kapsamında 19’u Türk 27 araştırmacı çalışmalarını Türkiye’de sürdürecek. Yine 2232 B Uluslararası Genç Araştırmacılar Programı kapsamında da 28’i Türk 36 bilim insanı ‘gelecek için biz de varız’ dedi. Geleceğin bilim insanlarını yetiştirmeyi ve Türkiye’nin tüm dünyada bilimsel arenada söz sahibi olması için ellerinden geleni yapacaklarını anlatan araştırmacılar, projelerini, hedeflerini ve dönüş kararlarını Milliyet’e anlattılar.
‘Bir gün dönmek üzere gitmiştim’
Tokyo Institute of Technology’de çalışmalarını sürdüren, çok sayıda bilimsel çalışmaya, makaleye ve buluşa imza atan Korkut Kaan Tokgöz de, Türkiye’deki bilim iklimine katkı sağlamak için dönem bilim insanlarından biri oldu. Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim üyesi olan Tokgöz, ileri iletişim teknolojileri üzerinde çalışmalarını ülkemize taşıyacak.
ODTÜ Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü’nü mezunu olan Tokgöz, yüksek lisansını da burada yaptı. 2014’de ise Tokyo Institute of Technology’de ikinci yüksek lisans derecesini ve 2018’de de Fiziksel Elektronik Bölümü’nden doktora dereceğini alan Tokgöz, bir süre uluslararası bir şirkette çalıştı. Ama akademik yönünün ağır bastığını ve Tokyo Institute of Technology’de Yardımcı Doçent olarak çalışmaya başladığını anlatan Tokgöz, ocak ayından itibaren ise çalışmalarını Türkiye’ye taşıdı. ODTÜ’de yüksek lisans sırasında radyo dalga mikro-elektro-mekanik sistemler üzerinde çalışmalar yaptığını anlatan Tokgöz, “Bu çalışmalarım esnasında okuduğum makalelerin etkisiyle; radyo dalga, milimetre dalga ve terahertz bütünleşmiş devre ve sistem tasarımları konularına merak duymaya başladım. Bu alanda çalışabilmek için Tokyo Institute of Technology’e gittim” diye anlattı. Tokgöz, NEC Şirketi’nde çalıştığı dönemde de ‘ana mucit’ titrinde bir patent alırken, 20’den fazla ödül ve bursun da sahibi.
Gençlere tavsiyeler
Türkiye’de yapacağı çalışmalar hakkında da bilgi veren Tokgöz, “5G ve ötesi, 6G gibi ileri iletişim teknolojileri ile ilgili kablosuz haberleşme sistem ve çip tasarımları üzerine çalışacağız. Bu sistemleri gerçekleştirmeye çalışırken, Türkiye’ye ileri iletişim teknolojileri alanında tecrübe kazandırmak, insan yetiştirmek ve ülkemizin söz sahibi bir yere gelmesinde ileriye yönelik adımlar atmak arzusundayım” diye konuştu. Tokgöz, bilimsel çalışmalar yapmak isteyen gençlere de tavsiyelerde bulunarak, “Heyecan duydukları konu üzerine araştırmalar yapmaları, çok okumaları ve fikir geliştirmeleri en önemli tavsiyem. Türkiye’de kendi alanlarında çok kıymetli hocalarımızla genç arkadaşlarımız çekinmeden iletişime geçmeli. Ulusal ve uluslararası kongre ve sempozyumlarla yurt içi ve yurt dışı araştırmacılarla iletişimi artırmak ve sağlamlaştırmak gerektiği inancında ve kanaatindeyim” dedi.
Çok sayıda bilimsel çalışmaya, makaleye ve buluşa imza atan Korkut Kaan Tokgöz, 20’den fazla ödül ve bursun da sahibi.
‘Memleketin ihtiyacı var’
Dönüş kararıyla ilgili de Tokgöz, “Yurt dışına akademik tahsil için gitmeye karar verdiğim zaman, Türkiye’ye dönmek üzere yola çıkmıştım. Tecrübelerim ve birikimlerimin belirli bir olgunluğa erişmesini bekledim. İki yıl daha Japonya’da çalışmayı planlıyordum, fakat rektörümüz Prof. Dr. Yusuf Leblebici bu kararımı öne çektiren insan oldu. Ailemden ve yakın çevremden genel olarak çok olumlu tepkiler aldım. Her biri sanki ağız birliği etmişçesine ‘Memleketin senin gibi insanlara ihtiyacı var!’ demesi, beni hem çok gururlandırdı hem de kararımın ne kadar doğru olduğunu anlamamı sağladı” dedi.
YARIN: Artık vazife sırası biz de diyerek Harvard Üniversitesi’nden geliyorlar…