BBC, Ukrayna- Rusya savaşının ardından çiftçilerin zor günlerini kaleme aldı. Boris çiftliğindeki işçilerin çift sürme makinesinin parçalarını çıkartıp tamir etmesini gergin bir şekilde izliyor.
Soyadını kullanmamamızı istemeyen Boris “Ekip biçme kararı aldım çünkü işçilerimin maaşlarını ve bu toprakları kiraladığım insanların paralarını ödemem gerek” diyor.
Ukrayna’nın Karadeniz kıyısındaki Odessa bölgesi şimdiye dek çok fazla çatışma görmese de, hiçbir şey garanti değil.
Rus birlikleri 200 kilometre doğudaki Herson kentini ele geçirdi ve Rus Donanması’nın Karadeniz sularında karaya füze attıkları ve çıkartma yapabilecekleri 30 kadar savaş gemisi olduğuna inanılıyor.
38 yaşındaki Boris, karısını ve iki oğlunu işgal korkusuyla ülke dışına gönderdi.
Savaş süresince çiftliği çalıştırabilmek için kendisi geride kaldı. İki ya da üç futbol sahası büyüklüğündeki geniş deposunu açarken, işinin ne kadar zor olduğunu gösteriyor.
Depoda, yağ üretiminde kullanılan 1000 ton kadar ay çekirdeği var. Ukrayna dünyada tohumlardan elde edilen yağ ihracatında birinci ülke.
Ama şimdi Boris hasatını satamıyor. “Karadeniz kapalı ve ürünleri satacak hiçbir yol yok. Mevcut satış kanalları ise çok düşük fiyatlar veriyor ve kârlı değil” diyor.
Boris elindeki ay çekirdeklerini 18 ay içinde satamazsa, çiftlikte çürüyeceğini söylüyor. Dünya genelinde insanlar masalarına yiyecek koymakta zorlanırken, acımasız bir ironi.
Rusya’nın Şubat sonunda Ukrayna’yı işgalinin küresel gıda fiyatlarına zincirleme bir etkisi oldu.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü Mart’ta bitkisel yağ fiyatlarının yüzde 23, buğday fiyatlarının yüzde 20 ve mısır fiyatlarının yüzde 19,1 arttığını açıkladı.
Ukrayna ve Rusya bu gıdaların başlıca ihracatçısı. Fiyatlar Covid-19 pandemisinin tedarik zincirlerini aksatması ve kötü havanın rekolteleri etkilemesi nedeniyle savaştan önce de artıştaydı. Savaşla birlikte ailelerin yükü daha da ağırlaştı.
Odessa’dan araçla bir saat mesafedeki Çernomosk’ta Roman Skyba ile buluştum. Traşlanmış başı, sakalı ve deri ceketiyle, dünyanın her yanındaki gözde bar ve restoranlarda görülebilecek biri. İşi, belki de en sevdiğiniz restoranın gıda tedariğini sağlamak.
Neredeyse boşalmış depoları gösterirken “Normalde hububat, mısır, buğday gönderirdik” diyor:
“Çernomorsk limanında 12 ila 14 gemi demirli halde. Bu gemilerde yaklaşık 400 bin ton hububat var. Kontrat gereği bu malları alması gereken ülkeler, alamayacaklar.”
Skyba’nın depolarındaki hububatın şimdiden gıda fiyatlarındaki artıştan etkilenen Mısır, Lübnan ve Suudi Arabistan’a gitmesi gereken hububat bulunuyordu.
Karedeniz kıyısı boyunca Rusya abluka uyguluyor ve milyonlarca ton hububat limanları terk edemiyor. Her iki ülke de, birbirini suları mayınlamakla suçluyor. Bu durum da sadece Rus ve Ukrayna bandralı gemilerin değil, komşu ülkelerin gemilerinin de bu sularda seyretmesini tehlikeli hale getiriyor.
Peki savaş yakında sona ererse ne olur? Dünya genelinde gıda alışverişi yapanlar ne kadar çabuk bir rahatlama yaşar?
40 büyük ihracat firmasını temsil eden Ukrayna Hububat Birliği’nin Başkanı Mikola Gorbaçov “Şu anda yeterli stoğumuz var. 20 milyon ton kadar hububat. Hububat altyapısı zarar görmediğinden bunları derhal ihraç edebiliriz” diyor.
Ancak Gorbaçov, savaş devam ederse çok sayıda çiftçinin sadece bir hasat dönemi daha ayakta kalabileceğini ve sonra iflas edip, faaliyetlerine son verebileceğinden kaygılı. Bu senaryo yaşanırsa, küresel ticareti yeniden başlatmak çok daha zor olacak.
Hububat Birliği, önemli hububat üretim alanları Mikolayiv, Herson ve Zaporijna Rus işgali altındayken bir sonraki hasadın bir öncekine kıyasla yüzde 40 daha az olmasını bekliyor.
Gorbaçov “Bazı bölgelerde çiftçiler tarlalarına gidemeyecek, ordunun etkisiz hale getirmesi gerekeceği çok fazla mayın var. Yeterli gübre olmadığı için rekoltede düşüşler göreceğiz ve çiftçiler daha ucuz tohumlar kullanacak” diyor.
Ukrayna’nın büyük hububat stoğuna karşın, kendi halkını doyurması daha da zorlaşıyor. Nika Teplits Odesa’nın merkezinde bulunan fırınında sıkı çalışıyor.
Vitrinde sergilenen ürünlere bakıldığında, dışarıda bir savaş olduğunu düşünmeniz zor. Ancak Nika’nın fırınında, savaştan önce yaptıkları stoklar tükeniyor ve buğday kıtlığının işine devam edebilmesini engelleyeceğinden kaygılı.
“Ülkenin bir kısmına ulaşılamıyor. Ürün taşınamıyor. Bu nedenle daha şimdiden bir tedarik sıkıntısı var” diyor.
Çiftlikteyse Boris, işini ve ülkesini yok etmeye çalışan şeytanla mücadeleye devam edeceğini söylüyor:
“Dünya çapında insanlar sonuçları hissedecek. Uzun bir süre, hatta savaştan sonra bile çünkü dünya değişti.”
Ukraynalı çiftçiler üzerlerindeki baskıyı iyice hissederken, dünya liderleri ise bu savaşı sona erdirme ve ailelerin sofralarına yiyecek koymasına yardımcı olması baskısıyla yüzleşecekler.