Rusya’nın Ukrayna’yı işgali öncesi geçen kasım ayında resmi temaslar için Moskova’ya giden Amerikan Merkezi Haberalma Teşkilâtı (CIA) Direktörü William Burns, Georgia Teknik Üniversitesi’nde konuştu. Konuşmasının büyük bölümünü Ukrayna’daki gelişmeler ve Kremlin’in politikalarına ayıran Burns, “Şu gri saçlarımın çoğunu Vladimir Putin’in Rusya’sıyla uğraşmakla ağarttım” ifadesini kullandı. CIA Direktörü, 15 yıl önce ABD’nin Moskova Büyükelçisi olduğu dönemde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in kendi üzerinde ‘güvensizlik’, ‘intikam tutkusu’ ve ‘hırs’ izlenimini bıraktığını kaydetti.
NÜKLEER SİLAH KONUSU
Rusya liderinin, ülkesi üzerindeki hakimiyeti derinleştikçe daha fazla risk almaya başladığını söyleyen Burns, Putin’in yakın çevresindekilerinin bu durumu sorgulamadığına da dikkat çekti. CIA Direktörü, Putin ve etrafındakilerin Rusya’nın ancak kendi kontrolleri altında bir Ukrayna ile büyük güç olabileceğini düşündüklerini belirtti. William Burns, Putin ile görüşmesine dair de Rus liderin Ukrayna konusunda kararlılığının ciddi olduğunu bildiğini kaydetti. Kış mevsiminde hızlı bir askeri operasyonla Ukrayna’da sonuç alacağını uman Putin’in yanıldığını ileri süren CIA Direktörü, “Putin’in bu hesapların her birinin yanlış olduğu kanıtlandı. Yıllardır gerçek bir ülke olmadığını öne sürdüğü Ukrayna’ya karşı savaş veriyor” dedi. Burns, ABD’nin Kiev yönetimi ile istihbarat paylaşımlarına önem verdiğini de ekledi. William Burns’ün değindiği bir başka konu da kitle imha silahlarının bu savaşta kullanılma olasılığı oldu. CIA Direktörü, Kremlin’in Ukrayna’da düşük tahrip gücüne sahip taktik nükleer silah kullanabileceğine dair endişeleri olduğunu da kaydetti.
‘RUSYA SİSTEMİN TEMEL İLKELERİNİ HEDEF ALIYOR’
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Rusya’nın Ukrayna’da uluslararası sistemin temel ilkelerini hedef aldığını söyleyerek, “Bu ilkelerin ihlal edilmesine izin verirsek, yalnızca Avrupa’da değil tüm dünyada Pandora’nın kutusu açılır” dedi. Michigan Üniversitesi’nin etkinliğinde konuşan Blinken, Ukrayna işgaliyle, Rusya’nın Birinci ve İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki uluslararası sistemde, barış ve güvenliğin korunmasına çalışılması için ortaya çıkan uluslararası ilkeleri hedef aldığını vurguladı. ABD Dışişleri Bakanı, bu ilkeleri “bir ülkenin bir başka ülkenin sınırlarını değiştiremeyeceği; bir başka ülkeye politikalarını, geleceğini dayatamayacağı; komşularına boyun eğdirmek için baskı kuramayacağı ve bir ülkenin başka bir ülkenin var olma hakkını, bağımsızlığını ya da egemenliğini yok sayamayacağı” şeklinde sıraladı.
