Anadolu Konuşuyor Programı’na katılan ve canlı yayında 22 bölge kanalına konuk olan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 28 Mayıs’ta yapılacak ikinci tur Cumhurbaşkanlığı Seçimlerine ‘Bu bir referandumdur’ ifadesini kullanmasını eleştiren Bakan Bozdağ, seçimin demokratik bir seçim olduğunu kaydetti.
Cumhur İttifakı’nın Meclis’te çoğunluğu elde etmesinin ve seçim sonuçlarının hayırlı olmasını dileyen Bakan Bozdağ, şöyle konuştu:
PARLAMENTER SİSTEME DÖNME İRADESİ DE VETO EDİLMİŞTİR
“Öncelikle 14 Mayıs seçim sonuçları aziz milletimize hayırlı olsun. Seçimin sonuçlarına baktığımızda ortaya çıkan veriler bize çok şeyi işaret ediyor. Birincisi Cumhurbaşkanlığı seçiminde vatandaşlarımız, Sayın Cumhurbaşkanımızı açık ara önde birinci yaparak ve yüzde elli artı bire kıl payı yakınlığa kadar taşıyarak ikinci turda Cumhurbaşkanını kimi seçeceğini işaretlemiştir. Esasında bu turun en önemli şeylerinden biri bu. İkinci turda seçeceği Cumhurbaşkanını halkın ilan etmesidir. İnşallah 28 Mayıs’ta bu ilanı resmileştirecektir. İkinci önemli sonucu parlamento seçimlerinin sonuçlanmasıdır. Parlamentoda 323 milletvekili ile salt çoğunluğu Cumhur İttifakına vermiş olmasıdır. Bu son derece önemli. Çünkü parlamentoda çoğunluğu Cumhur İttifakına vermesinin birkaç sonucu var. Birincisi parlamenter sisteme dönme, döndürme iddialarını vatandaş benim gündemimde bu yok diyerek siyasete de artık bu parlamenter sisteme dönmeyi gündeminden çıkar demiştir. Benim parlamenter sisteme dönme talebimde yok, böyle bir isteğimde yok. Bu mesajı çok net vermiştir. Benim böyle bir gündemim de yok bu mesajı da vermiştir. Sizler bizim ilgili olmayan bir gündemi ne yapıyorsunuz? Kullanıyorsunuz. Halkın gündemine gelin diye bir çağrı. İkincisi parlamenter sisteme dönme isteklerini veto etmiştir. Çünkü buna dönüş için en az üç yüz altmış parlamento çoğunluğu referandumlu referandumsa dört yüz ve üzeri bir çoğunluğa ihtiyaç var. Onları salt çoğunun da altına itmek suretiyle parlamenter sisteme referandumlu ya da referandumsuz dönme iradesini de veto etmiştir.
VATANDAŞIMIZ PARLAMENTER SİSTEME DÖNMEK İSTEMİYOR
Böyle bir iradeyle karşıma gelmeyin mesajını vermiştir. Üçüncüsü de Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine devam kararı vermiştir. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini ben tasvip ediyorum. Bu sistem doğru bir sistem, o yüzden de çoğunluğu bu sistemi destekleyen ittifaka vererek irademi ortaya koyuyorum demiştir. Bir başka konu vatandaş istikrar ister. Parlamento çoğunluğu ile Cumhurbaşkanının farklı ellerde olması istikrar konusunda büyük tartışmalara yol açabilir. Çünkü Cumhurbaşkanının yürütme yetkileri olsa dahi parlamentonun gücü bu yetkileri kullanma konusunda Cumhurbaşkanını ciddi sıkıntıya sokabilir. Hani şimdi bazıları bazıları denge denetleme olsun, efendim cumhurbaşkanı ayrı yer olursa parlamento ayrı olursa hayırlı olur diyor. Bir değerlendirme yapıyorlar Ama çok net. Bizim sistemimiz Anayasa gereği kanunla düzenlenen konularda bir defa cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz. Şimdi parlamento cumhurbaşkanı kararnamesine konu konuları kanunla düzenlediği zaman cumhurbaşkanının alanı oldukça daralabilir. İstediği kanunları parlamentodan çıkaramaz. Yani şimdi Sayın Kılıçdaroğlu’nun bir sürü vaadi var. Bunların yüzde doksanı meclis ile ancak olabilecek nitelikte. Meclis sizin elinizde olmadığı zaman, sizin halka taahhütlerinizi yerine getirmeniz mümkün olmaz. O yüzden de yasamayla yürütme arasında denge denetleme değil dengesiz bir çatışma ortaya çıkar. Bu da kriz, kaos ve istikrarsızlığa yol açar. Bizim vatandaşımız parlamenter sisteme dönmeyi istemeyişinin nedeni bu istikrarsızlık korkusudur orada çok başlılık ve farklı farklı yaklaşımlar vatandaşımızı rahatsız ettiği için yedi tane cumhurbaşkanı yardımcılığı yönetimi vatandaş tasvip etmediği için burada da çok net bir tavır koymuştur.
SAYIN KILIÇDAROĞLU ADAYLIKTAN ÇEKİLİRSE HEM YALANCI ÇIKMAZ
Ben yasamayı Cumhur İttifakı’na verdim Dolayısıyla bir dahaki seçimde de yürütmeyi de Cumhur İttifakı’nın adayına vereceğim. Ama bu sefer farklı vereceğim. Çünkü elli artı bir ile kazanmış olsaydı Sayın Cumhurbaşkanımız, şu tartışmalar olabilirdi. Seçime hile mi karıştı? Şaibe mi oldu? Acaba oylar ilave mi edildi? Acaba oylarımız çalındı mı diye seçimin güvenliği konusunda birileri insanların aklına şüphe sokabilirdi. Ama şimdi daha büyük bir çoğunlukla seçimi alacağı için bu şüphe olmayacaktır. İkincisi, meşruiyet tartışmaları da olmayacaktır. Çünkü çoğunluk bu tartışmayı kapatacaktır. Şimdi Sayın Kılıçdaroğlu ve yanındakiler referandum konusunda millete çok net yalan söylüyorlar. Çünkü bu seçim bir referandum değil. Referandumda tek bir şeyi oylarsınız. Millet ona ya evet der, ya hayır der. İşte bir Anayasa değişikliği götürürsünüz ya kabul ya da ret anlamında evet hayır kullanır. Ama iki kişi arasında bir tercih yapılıyorsa bu referandum değildir. Şimdi Anayasa’nın cumhurbaşkanlığı seçimini düzenleyen yüz birinci maddesini okursak orada referandumun cumhurbaşkanlığı seçiminde hangi halde mümkün olduğu Açıkça anlatılıyor. Hangi halde mümkün? Eğer ikinci turda tek adayla seçime gidilirse o zaman referandum olur. Eğer şimdi Sayın Kılıçdaroğlu öyle bir şey düşünüyorsa adaylıktan çekilirse hem yalancı çıkmaz, seçim referanduma dönüşür o zaman referandum şeklinde olur. Ama eğer iki aday gidiyorsa bu demokratik bir yarıştır. Bu referandum değildir. İki adaydan birini seçmektir, tercihtir. Ama ne yapıyorlar? Anayasa’da ki açık ifadeyi bile çarpıtarak bu bir referandum diyor. Yani Anayasa referandumun tek adayla gidilen seçim olduğunu söylüyor. O zaman Sayın Kılıçdaroğlu kendini aday olarak kabul etmiyor demektir. O zaman niye adaysın? Çekil aday değilsen aday olarak kendini görmüyorsan bunu bir referandum görüyorsan resmen müracaat et adaylıktan çekil. O zaman referandum olsun. Hem adaylıkta ısrar edip, hem vatandaşı iki isimden birini tercih seçeneği arasında takdirine vatandaşın sunup sonra da buna referandum demek millete yalan söylemektir. Yalanı millet sevmez. Yalancıya da iktidar vermez.