Mehmet KARA
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Elektrik Üretim AŞ tarafından düzenlenen, Termik Santrallerin Geleceği Çalıştayı’nda yaptığı konuşmada, “Şu aralar enerjinin geleceğine dair birtakım şüphelerin olduğu bir gerçek.” dedi.
COVID-19 salgınıyla birlikte küresel ekonomilerin yavaşlama, toparlanma ve aşırı ısınma dönemlerini çok hızlı geçirdiğine işaret eden Dönmez, “Bir sorun çözülmeden üzerine eklenen yeni sorunlar piyasaların adeta bir şok dalgası geçirmesine neden oldu. Bugün küresel ekonomiler üzerinde enerji fiyatlarından kaynaklı enflasyonist bir baskı hissediliyor.” ifadelerini kullandı.
İklimden önce enerji güvenliği
Yaşanan gelişmelerin yeşil ekonomiye yönelik çalışmaları da etkilediğini belirten Dönmez, şunları söyledi: “Arz-talep ve fiyatlama kaynaklı sorunlar ülkelerin yeşil ekonomi hedeflerini de sekteye uğrattı. Bugün ulusal enerji güvenliği, küresel iklim değişikliği mücadelesinin önüne geçti. Uluslararası Enerji Ajansı’nın son raporuna göre 2021 yılında küresel emisyonlar bir önceki yıla göre yüzde 6.3 arttı. Bu oran pandemi sonrası tespit edilen en yüksek emisyon seviyesi.”
“Fosil yakıtlara talep arttı”
2021 yılında meteorolojik dengesizlikler ve enerji piyasalarındaki sert dalgalanmaların fosil yakıtlara yönelik talebi arttırdığını da hatırlatan Bakan Dönmez, şöyle devam etti: “Rusya-Ukrayna arasındaki savaş enerji piyasalarının ateşini daha da yükseltti. Bu dönemde kömür emisyonları en yüksek seviyeye ulaştı. ABD’de kömürden elektrik üretimi bir önceki yıla göre yüzde 19, Avrupa Birliği’nde yüzde 12 artış gösterdi.”
Elektrik üretiminde kömür kullanımı artmasına rağmen, yenilenebilir enerji kaynakları ve nükleer enerjinin payının halen kömürden daha yüksek olduğunu da belirten Dönmez, “Bu durum bize şunu gösteriyor ki son dönemde sendelese de yeşil enerjiye yapılan yatırımlar artarak devam edecek. Bu dönemdeki artışların geçici olmasını sağlayacak tek unsur da bu.” diye konuştu.
Mevcut santrallerde emisyonu kısmak
Enerji Bakanı Fatih Dönmez, Türkiye’nin yenilenebilir enerji, enerji verimliliği ve nükleer enerji gibi yatırımların yanı sıra, mevcut santrallerin daha az emisyonla üretim yapması için gereken temiz enerji yatırımlarını da aralıksız sürdürdüğünü vurgularken, “Yerli ve yenilenebilir enerji kurulu gücümüzü yüzde 65 seviyesine getirdik. Son yıllarda devreye aldığımız santrallerin neredeyse tamamı yenilenebilir enerji santrallerinden oluşuyor.” ifadelerini kullandı.
Enerji bağımsızlığı için yerli kaynak
Enerji bağımsızlığı için yerli kaynakların kritik öneme sahip olduğunun altını çizen Dönmez, şunları kaydetti: “Yerli kaynaklarla üretim yapan santrallerimiz bizim adeta güvenlik sigortamız. Jeopolitik gerilimlerin sürekli arttığı, ekonomik çalkantıların sürdüğü bir ortamda kendi öz kaynaklarımızı daha fazla kullanmak zorundayız. Ne üretimini ne iletimini ne de fiyatlandırmasını kontrol edemediğimiz kaynaklarla enerji güvenliğimizin kaderini başkalarının eline bırakamayız. Bu nedenle dış kaynakları kontrol edebileceğimiz orana getirmeye çalışıyoruz. Öngörülemeyen durumlarda sistemin devamlılığına zarar vermeyecek bir seviyeye getirmeye çalışıyoruz.”
Kömür santralleri sistem için önemli
Termik santrallere enerji arz güvenliği perspektifinden baktıklarını ifade eden Dönmez, “Bu tür baz yük santraller sistemin sağlıklı işlemesi adına önemli. Ancak doğal gaz santrallerinin ithal kaynakla üretim yapması, kömür santrallerinin de yüksek emisyon değerleri bu alanda ilave adımlar atmamızı zorunlu kılıyor. Yerli kömür santrallerine filtre takılmasını öngören kanunun kabul edilmesinin hemen ardından 13 termik santralimizin üniteleri ve bacaları mevzuatta belirlenen şartlara uygun hale getirildi.” dedi.
Kömür Gazlaştırma Tesisi yolda
Enerji Bakanı Fatih Dönmez, Çayırhan’da yürütülen Kömür Gazlaştırma ve Hidrojen Üretimi Ar-Ge projesini “temiz kömür teknolojilerinin geliştirilmesi adına güzel bir örnek” olarak değerlendirdi.
Dönmez, şunları söyledi: “Orta Doğu Teknik Üniversitesi ile iş birliği yaparak 10 MW Termal Isı Girdili Kömür Gazlaştırma Tesisi Yapımı için proje çalışmalarına başladık. Tesis, 4 farklı prosesten oluşacak. Projeyi yürüten hocamız uluslararası her türlü gelişmeyi takip edip EÜAŞ teknik personelimizle birlikte çalışmalara hızla devam ediyor.”
Milli jeneratörün seri üretimi başlıyor
Elektrik Üretim AŞ’nin (EÜAŞ) yerli ve milli enerji teknolojiler geliştirmek için Ar-Ge faaliyetleri yürüttüğünü kaydeden Enerji Bakanı, “Türkiye’nin ilk yerli ve milli jeneratöründe seri üretime geçiyoruz. Türbin ve kontrol sistemlerinin yerlileştirilmesinde de önemli bir mesafe kat ettik. Türbin tasarımlarımızı bitirdik. Yakında ilk yerli türbin üretimine geçeceğiz. İlk yerli türbinimizi ve seri üretimden çıkaracağımız ilk yerli jeneratörümüzü Sakarya Nehri üzerindeki Hasan Polatkan Hidroelektrik Santralimizde kullanacağız.” diye konuştu.
Santral otomasyonu da yerlileşti
Santrallerde kullanılmak amacıyla geliştirilen yerli Elektrik Otomasyon Sistemi EOS’un sekiz santralde kullanılmaya başlandığını belirten Bakan Dönmez, “12 santralimize de inşallah yıl sonuna kadar yerli otomasyon sistemlerini yerleştirmiş olacağız. Hasan Polatkan HES’e kuracağımız yerli otomasyon sistemi, yerli jeneratör ve yerli türbinle artık HES’lerde sadece kaynağın değil teknolojinin de bize ait olduğu yeni bir dönemi başlatacağız.” bilgisini paylaştı.
“Maden de bizim çevre de”
Paris İklim Anlaşmasını kabul eden Türkiye’nin 2053 net zero hedefini ilan ettiğini hatırlatan Bakan Fatih Dönmez, “Yeşil Kalkınma Planı kapsamında belirlenen bütün hedeflere ulaşmak için hem özel sektör hem de kamu eliyle yatırımlarımızı sürdürüyoruz. Enerji ve tabii kaynaklar politikalarımızı enerji, ekonomi ve ekoloji dengesi gözeterek planlıyoruz. dedi. “Ne pahasına olursa olsun üretelim” anlayışında olmadıklarını, doğanın dengesini koruyarak, doğanın döngüsünü bozmadan, sorumlu bir üretim anlayışına sahip olduklarını kaydeden Bakan Dönmez “Madenler de bizim, çevre de. Yerin altındaki cevherler de bizim, yerin üstündeki güzellikler de. Bunları ne birbirlerine rakip ne de birbirinden ayrı görüyoruz.” ifadelerini kullandı.
Kömürü alınan saha tarıma açılıyor
Türkiye’deki maden sahalarının işletme sonrası tarımsal üretime kazandırıldığını kaydeden Fatih Dönmez, “Zeytin, üzüm, kayısı, badem, ceviz ya da aromatik bitkiler gibi gelir getiren ürünlerle rehabilite edilen alanları yeniden üretime açıyoruz. Bütün gayretimiz yerli kaynaklarımızı milletimizin hizmetine sunmak. Bütün gayretimiz Bağımsız enerji, güçlü Türkiye.” dedi.
Tepeden tırnağa yerli ve milli enerji
Kaynağından teknolojisine kadar her aşamasında yerli ve milli bir enerji sektörü inşa ettiklerini anlatan Dönmez, şöyle dedi: “Enerji teknolojilerinde başkalarının ürettiğini alan, kullanan değil; kendi üreten, geliştiren ve ihraç eden bir Türkiye var ediyoruz. Küçük adımlarla başladığımız bu süreçte bugün artık koşar adımlarla ilerliyoruz. Bundan sonrası için tek bir şey var, durmak yok, yola devam.”