Eski TBMM Lideri Bülent Arınç, bu defa 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı hakkında paylaştığı bildirilerde Türkiye’de gençlerin adalete ve kamu kurumlarına artık güvenmediğini; ayrıyeten söz özgürlüklerinin olmadığını argüman etti.
“GENÇLERİN GELECEĞE İNANÇLA BAKAMAMASININ EN TEMEL NEDENİ İŞSİZLİK”
Arınç, gençlerin adalet ve kamu kurumlarına inancını kaybettiğini belirterek, “Gençlerin hem bugüne hem de geleceğe itimatla bakamamasının gerisinde yatan en temel neden işsizliktir” tabirlerini kullandı.
Kutlu istiklâl yürüyüşümüzün birinci adımının atıldığı bu aziz günde Ulusal Gayretimizin önderi Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını hürmet ve minnetle yad ediyor, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nızı kutluyorum.
Arınç’ın toplumsal medyadan yaptığı paylaşımlar şöyle:
“Kutlu istiklâl yürüyüşümüzün birinci adımının atıldığı bu aziz günde Ulusal Uğraşımızın önderi Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını hürmet ve minnetle yad ediyor, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nızı kutluyorum. Bu değerli günün gençlere armağan edilmiş olması hasebiyle gençlerimiz hakkında birkaç bahse değinmek istiyorum. Son periyotta görüştüğüm birçok gencimizin benzeri korkulardan muzdarip olduğunu fark ettim.
“TÜRKİYE GENÇLERİN DERTLERİNİ GİDERMEK İÇİN SİYASETLER ÜRETMELİDİR”
Adalete inançlarının sarsıldığını, kendilerini devlet nezdinde eşit yurttaş olarak göremediklerini ve hasebiyle geleceğe karamsar bir biçimde baktıklarını gözlemledim. Gençlerin hem bugüne hem de geleceğe itimatla bakamamasının arkasında yatan en temel neden işsizliktir. Türkiye, evlatlarına gelecekte kavuşacakları olası bir refah vaat etmeyi terk etmeli ve acilen gençlerin tasalarını gidermek için siyasetler üretmelidir.
“BEYİN GÖÇÜNÜN ÖNÜNE GEÇECEK DAYANAKLAR HAYATA GEÇİRİLMELİ”
Dünyanın globalleşerek küçüldüğü ve her an her yerden haberdar olabildiğimiz bu devirde gençlerimiz farklı coğrafyalarda yaşayan çağdaşlarının sahip olduğu her imkâna çarçabuk erişebilmelidir. Kamu kurumlarının imtihan ve mülakatlarına hasebiyle devlet kurumlarına ve siyaset düzeneğine itimat yine tesis edilmelidir. Beyin göçünün önüne geçecek teşebbüsçü ve akademik dayanaklar hayata geçirilmelidir.
“HİÇBİR GENCİMİZ NİYETLERİNİ LİSANA GETİRDİĞİ İÇİN KORKU DUYMAMALI”
Hepsinden değerlisi gençlerimizin fikirlerini özgürce söz edebilecekleri bir iklim yaratılmalıdır. Hiçbir gencimiz kanılarını lisana getirdiği için telaş duymamalı, telaş gütmemelidir. Bu ortamı tesis etmek bizlerin ülkemizi müreffeh bir medeniyet düzeyine eriştirmede en büyük desteğimiz olan gençlerimize borcumuzdur.”