ANKARA- Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanları Mithat Sancar ve Pervin Buldan, bileşen partilerinin eş genel başkanları ve sözcüleriyle HDP Genel Merkezi’nde yaptıkları toplantı sonrasında basın açıklaması gerçekleştirdi.
Yeni dönem hazırlıkları kapsamında bir süredir yetkili kurulları ile toplantılar gerçekleştirdiklerini, bu kapsamda bugün bileşen partiler ile hafta sonu ise parti meclisi üyeleri ile bir araya geleceklerini belirten Sancar, “Gündemlerimiz yoğun. Türkiye’nin sıcak gündemleri var. En başta ekonomik kriz olmak üzere, siyasal gelişmeleri bütün boyutlarıyla tartışıp, çözüm üretmeye ve bunları hayata geçirmeye çalışıyoruz. Güçlü bir siyasi hareketiz ve çok önemli bir halk desteğine sahibiz. Bunun bize yüklediği sorumlulukların da farkındayız. Bu bilinç ve kararlılıkla çözüm odaklı çalışmalarımız bundan sonra da yoğunlaşarak devam edecektir” dedi.
‘İKTİDAR İŞİD’E, BİZ KOBANE HALKINA YARDIM ETTİK’
Kobanê soruşturması kapsamında 91 kişi hakkında verilen gözaltı kararına değinen Sancar, “Bu saldırıda Kobanê’ye yapılan insani yardımlar suçlama konusu yapılıyor. Biz bir kez daha altını çizerek belirtelim, bu iktidar IŞİD’e, biz ise IŞİD karşısında direnen Kobanê halkına yardım ettik. IŞİD yenildi, Kobanê halkının direnişi zafere ulaştı. Dünyanın dört bir yanından Kobanê’ye hem destek hem yardım ulaştı. IŞİD’e ise esas destek bu iktidardan geldi. Bu iktidar için kapanmayan bir hesaplaşma söz konusu. Bu operasyonlar bu iktidarın tam da bitmeyen öfkesinin ve dinlemeyen intikam arayışının sonucudur. Buradan herhangi bir sonuç elde etmeleri söz konusu olamaz” diye konuştu.
“Bütün bu saldırıların siyasi amaçlarının da gayet iyi farkındayız. İktidar bizimle siyaseten baş edemiyor ve HDP’yi, iktidarını mutlaklaştırmanın, faşizmi kurumsallaştırmanın önünde tek gerçek ve en önemli engel olarak görüyor” diyen Sancar, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Haklılar. Biz var olduğumuz sürece bu ülke faşizmin kurumsallaşmasına, despotluğa, tek adam rejimine, kutuplaştırma ve düşmanlaştırma oyunlarına teslim olmayacaktır. Bizler buna izin vermeyeceğiz. Bütün bunları engelleyecek gücümüzün olduğunu da bir kez daha hatırlatalım. Biz olduğumuz sürece umut olmaya, çözüm olmaya devam edecek. Bütün bunlar yaratılmak istenen rejimin de korkulu rüyasıdır. Partimize yürütülen saldırılar apaçık hukuk dışıdır. Antidemokratiktir, hiçbir meşruiyete sahip değildir.”
HDP’ye yönelik devam eden kapatma davasına ilişkin “Bu iddianame MHP Genel Merkezi’nde hazırlandı. Saray’da son şeklini aldı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı eliyle Anayasa Mahkemesi’ne ulaştırıldı” diyen Sancar’ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle oldu:
KAPATMA DAVASI ANAYASA MAHKEMESİ SALONLARINDA DEĞİL, SİYASAL MEYDANLARDA KARARA BAĞLANACAK: Anayasa Mahkemesi, bu iddianamenin bütünüyle dayanaktan yoksun hukuki nitelikten uzak bir kumpas belgesi olduğunu neredeyse apaçık dile getirerek, iddianameyi geri çevirmişti ama dava devam ediyor. Bir dayatma söz konusu olduğunun herkes farkında. Anayasa Mahkemesi baskı altına alınıyor. Anayasa Mahkemesi’nin bu davada tarihi bir sınavla karşı karşıya olduğunu da vurgulayalım. Bizler Anayasa Mahkemesi’nde hukuka ve vicdana göre karar verme isteğinde olan üyelerin bulunduğuna dair inancımızı hep dile getirdik. Ancak bu iktidarın da her türlü baskı, şantaj ve tehdit yöntemini kullanmasının söz konusu olacağını herkes bilir. Çok yönlü, güçlü bir siyasi hesaplaşma söz konusu. Bu davanın Anayasa Mahkemesi salonlarında değil, siyasal meydanda karara bağlanacağını biliyoruz. Bütün gücümüzle ve bütün unsurlarımızla sımsıkı kenetlenerek mücadelemizi büyüteceğiz. Bu davayı da boşa çıkaracağız.
BİZİM İÇİN ÖNEMLİ OLAN HALKIMIZIN VERECEĞİ DESTEK VE KARAR: Kobanê Kumpas Davası, gayrimeşrudur. 11. duruşması görülen bu davada kumpasın ayan beyan ortaya çıkması için daha ne gerekiyor? Düşünün mahkemenin uzun süre başkanlığını yürüten Bahtiyar Çolak, bir çete üyesi olma suçlamasıyla gözaltına alındı. Daha sonrada ev hapsi kararıyla serbest bırakıldı. Çetelerin, mafyanın, paralel yapıların partimize karşı, halkımıza karşı saldırı ve kumpas davalarının ana aktörleri olduğunu bu örnek apaçık ortaya koyuyor. İki gün önce başlatılan yeni saldırı dalgası da iktidarın bu hukuk dışı yapılar eliyle partimize karşı sürdürdüğü düşmanlığın ve uyguladığı düşman hukukunun açık göstergeleridir. Her fırsatta partimizi, halkımızı ve siyasetimizi savunmaya devam edeceğiz. Buna gücümüz yeter. Milyonlar HDP’yi savunuyor. Kimin hangi karanlık ortamlarda ne karar verdiğinin bir önemi yok. Bizim için önemli olan, halkın bize verdiği destek ve bizim hakkımızda verdiği karardır.
HDP FİKRİYATININ YENİLMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR: En son insanlar Newroz’da HDP’yi sahiplendi ve etrafında kenetlendi. HDP şahsında hedef aldıkları işte bu halkın iradesidir. Düşmanlıkları da halka karşıdır. Biz milyonların iradesini en doğru şekilde bedeli ne olursa olsun temsil etmeye, savunmaya ve güçlendirmeye devam etmekte kararlıyız. Biz aynı zamanda bir ittifak partisiyiz. Bileşenlerimizle, ittifak güçlerimizle kenetlenerek yolumuza devam ediyoruz. Bu siyaseti eşit payda ve ortak irade ile yürüyoruz. HDP, demokratik, halkçı, sol ve sosyalist değerlerin aynı potada buluştuğu çok değerli bir fikriyattır. Saldırılar ne kadar büyük olursa olsun bu fikriyatın yenilmesi mümkün değildir.
ÜÇÜNCÜ YOL TÜRKİYE HALKLARINA KARANLIK GİRDAPTAN ÇIKMA YOLU SUNACAK: İktidarın ve ortağı olan gayrimeşru yapıların partimizi ve HDP fikriyatını tasfiye etme girişimleri, nafiledir. Demokrasi ittifakını en geniş mağdur, mazlum, ezilen, emekçi kesimleri kapsayacak şekilde inşa etme çalışmalarımız ilerlemektedir. Türkiye’de çoklu krizden çıkışın tek yolu, budur. Demokrasi ittifakıdır. Üçüncü yol temelinde oluşturmakta olduğumuz mücadele ortaklığıdır. Seçimler de bu görüşmelerimizin, tartışmalarımızın bir parçasıdır. Ama önceliğimiz mücadele ortaklığını en geniş çevreye ve çerçeveye yerleştirmektir. Bu konuda şimdiye kadar yapılan çalışmalardan aldığımız sonuçların da önemli olduğunu vurgulayayım. Bu yol ilerleyecektir. Türkiye halklarına karanlık girdaptan çıkma yolunu da sunacaktır. Birlikte hareket ettiğimiz siyasi partilerin ve inisiyatiflerin de aynı hassasiyetle hareket etmesi umudumuzu büyütmektedir. Bu vesile ile 1 Mayıs’a ortak bir şekilde hazırlanıyoruz. 8 Mart’ın ve Newroz’un coşkusu, 1 Mayıs alanlarında daha güçlenerek yankılanacaktır. Bu buluşma sadece bu yıl ve önümüzdeki seçimler için değil Türkiye’nin geleceğini inşa etmek için de en temel seçenek ve dayanak olacaktır. Türkiye’nin yeni bir başlangıç yapabilmesi demokratik ve sosyal cumhuriyete giden yolda daha güçlü adımlarla ilerlemesi için 1 Mayıs önemli bir dönemeç olacaktır. (DUVAR)