Diyanet İşleri Lideri Erbaş, ‘5’inci Aile Forumu’nun açılışında ‘Dijital Dünyada Bedelleriyle Aile Olmak’ bahisli konferans verdi. Ailenin ‘toplumun temeli olduğunu’ söyleyen Erbaş, “Aile, toplumun temeli olmasının yanında, sevgi, hürmet ve itimada dayalı bir hayat yaşamanın en büyük imkanıdır. Evlilik akdi ile kurulan aile, esasen dayanışma, yardımlaşma, emanet ve emniyet şuuru ekseninde bir hayat iştirakini ve toplumsal huzuru söz etmekte” görüşünü savundu.
“AİLE YAPISI BÜYÜK BİR DÖNÜŞÜME MARUZ KALDI”
Erbaş, söyle konuştu:
“Bu değerli kurumun birtakım dış tesirlere ve değişimlere açık olduğu da bir gerçektir. Örneğin 18’inci yüzyıldan itibaren endüstrileşmeyle birlikte süratlice kentleşen toplumlarda aile yapısı büyük bir dönüşüme maruz kalmıştır. Daha evvel birkaç neslin bir ortada olduğu aile örnekleri bu süreçle birlikte anne-baba ve çocuklardan oluşan çekirdek aile dediğimiz yapıya bürünmüştür. Ülkemizde de durum farklı değildir.”
‘AİLE, YOZLAŞMA TEHDİDİ İLE KARŞI KARŞIYA KALDI’
Erbaş, dijitalleşme ile ailenin dejenerasyon tehdidiyle karşı karşıya kaldığını öne sürerek, “Teknolojinin ve dijital imkanların baş döndürücü bir süratle geliştiği günümüzde kentleşmenin yerini her türlü toplumsal yapıyı dönüşüme zorlayan globalleşmenin aldığını görüyoruz. Bağlantının ve kültürel etkileşimin global ölçekte yaşandığı bu çağda, klâsik ve kültürel özgünlükler, farklılıklar ve kıymetler, alabildiğine sorgulanır hale gelmiştir. Bunun bir sonucu olarak birçok toplumsal yapı üzere aile de önemli yozlaşma, dejenerasyon tehdidiyle karşı karşıya kalmıştır” dedi.
“İletişim ve etkileşimin bu kadar globalleştiği bir dünyada bütün kıymetleriyle aileyi muhafazanın hiç de kolay olmadığını kabul etmemiz gerekir” kelamlarını kullanan Erbaş, “Hayatın her alanının internet teknolojilerinin tesiri altında kaldığı, vakit ve yere dair sonların kalktığı, sanal olan ile gerçek olan ortasındaki çizginin neredeyse silindiği bir dünyada yaşıyoruz. Başta toplumsal medya olmak üzere internet ve dijital dünya hem kültürel hem de toplumsal değişimleri alabildiğine hızlandırmakta. Algıların gerçeğe galip geldiği bu dünya, süratlice kendi kültürünü oluşturmakta ve insanlığı büyük dönüşümlere zorlamaktadır” diye konuştu.
“AİLE KURUMU İTİBARSIZLAŞTIRILMAYA ÇALIŞILMAKTA”
Erbaş, toplumsal medya ve dijitalleşmenin, aile kurumunu ve ailevi bedelleri erozyona uğrattığını sav ederek, “Dijital dünyanın öne çıkardığı hayat şeklinin, hazla, süratle ve hırsla tüketim anlayışı üzerine kurgulandığını görüyoruz. Gerçekten dijital mecralarda, özgürlük telaffuzlarıyla bir taraftan kişiselleşme teşvik edilirken başka yandan da bireyselleşmenin önünde mani olarak görülen aile kurumu ötelenmekte ve itibarsızlaştırılmaya çalışılmakta. Fark edilme ve beğenilme dürtüsünün denetiminde oluşturulan sanal kimliklerle beşerler, yalnızca sanrıdan ibaret sayılabilecek dijital toplumsallaşma biçimlerine mahkum edilmekte” sözlerini kullandı.
Erbaş, şöyle devam etti:
“Örften, maruftan, kadim bedellerden ve yerleşik davranış kalıplarından kopuşu beraberinde getiren bu durum, aile kurumunu ve ailevi bedelleri önemli manada erozyona uğratmakta. Dijital dünyanın imkan ve risklerinden haberdar olmak ve bu alanla bağlantılarımızı daima aktüel tutmak zorundayız. Çağın gerçekliklerine bigane kalma üzere bir lüksümüz olamaz zira bizim beşere, hayata ve dünyaya dair bir gelecek tasavvurumuz var. Bizlere düşen ailemizi, gençlerimizi, çocuklarımızı bu süreçte hakikat yönlendirmek. Onların tasavvur, istikamet ve istikballerini tesir altına alan dijital mecralarda daha dikkatli olmalarını temin etmek.”