Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Lideri Devlet Bahçeli, partisinin TBMM’deki haftalık olağan küme toplantısında gündeme ait değerlendirmelerde bulundu.
Bahçeli, geçen hafta TBMM önüne giden ve İçişleri Bakanlığı’na yürümek isteyen Ümit Özdağ’ı çok sert sözlerle eleştirdi. MHP önderi; “İçişleri Bakanlığı’nın önüne gelenler terörle gayretin önünü kesmek isteyenlerdir. Güya komut almışcasına atağa geçenlerin tam karşısında MHP vardır. Teröristlerin dahi cüret edemediği protestolarla İçişleri Bakanımıza saldırmak itibarsızlaştırmaya çalışmak su katılmamış edepsizliktir, hainlere yol açan, yol gösteren densizlik ve terbiyesizliktir” dedi.
İMAMOĞLU’NU KARADENİZ ZİYARETİ ÜZERİNDEN AMAÇ ALDI
MHP önderi, konuşmasının devamında ise İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Lideri Ekrem İmamoğlu’nu Karadeniz ziyareti üzerinden maksat aldı. Bahçeli, “İstanbul, İstanbul olalı böylesi zillet ve hezimet ne görmüş ne yaşamıştır. Asıl vız gelip tırıs gidecek olan İmamoğlu’dur” dedi.
“BİZİ AYIRMAYA HEVESLENENLERE EN GÜÇLÜ YANITLARDAN BİRİSİ BAYRAMLARDIR”
Bahçeli’nin açıklamalarından öne çıkanlar şu formda…
“Bayram münasebetiyle gönüller alındı, ziyaretler yapıldı, dargınlıklar atıldı. Bayramlar bizi bir yapan, birebir hissiyatla yoğuran birlik ve kaynaşma halinde, bir millet ve medeniyet incisi çıkaran manevi kaynaklarımızdandır. Bayram kardeşliktir, barıştır. Omuz omuza duruş sergilediğimiz sürece kalleş senaryoların akıbeti yalnızca yırtılıp atılmak olacaktır.”
“Bizi ayırmaya, ayrıştırmaya heveslenen menfur çevrelere en güçlü yanıtlardan birisi bayramlardır.
Bugüne kadar milletimizin sinesinden o denli mükemmel namus insanları çıkmıştır ki, tıpkı bir dağ silsilesini geziyor üzere, her seferinde onların öbür dorukta görülmesi mukadder bir akıbet olmuştur. Çıkarlarıyla değil, çınar üzere yüksek iradeleriyle var olan feragat timsalleri tarihe nam ve iz bırakmıştır.”
MAKSADINDA CHP VE İMAMOĞLU VAR
“Bugün de ülkemizin asıl meselelerinden birisi değişmeyen bir baş yapısıdır. O denli bir zamadayız ki maalesef dağda çakal kalmamış hepsi siyasetin içinde yer almıştır. CHP’ye bakın, bunu görürsünüz.
CHP’de hayır yoktur, umut yoktur. Zira CHP idaresinin ismi tedavüle sokulan aday adaylarının prestiji, iradesi, inandırıcılığı yoktur. Kılıçdaroğlu’nun aday olma iştahı her seferinde yeni bir karşı duruşla kırılmaktadır. İBB Lideri’nin Karadeniz çeşidine çıkıp, belediye bütçesiyle mitingler düzenlemesi 6+1 formatlı masaya baskı kurmuştur.
Bizim anlayamadığımız can alıcı konu, belediye liderinin hangi kentimizin siyasi sorumluluğunu üstlenmiş olduğudur. Hangi zımnî ve siyasi gündemlerin peşinden sürükleniyor. İstanbul’un şehremini bayram gününde Karadeniz’de ne aramıştır? Bir belediye liderinin kentini terk edip siyasi hesaplar içine girmesi, hangi maksada hizmettir? Bu şahıs cumhurbaşkanlığı adaylığı sorusuna ‘Bu yalnızca siyasetin işi değil, milletin işidir’ yanıtını vererek genel lideri ile açık çatışmaya girmekten rastgele bir sakınca görmemiştir.
İBB Lideri, cumhurbaşkanı adayı olmak isteğindeyse, karşımıza çıkıp mertçe itiraf etsin ki biz de ona nazaran muamele edelim. İstanbul, İstanbul olalı böylesi bir zillet, hezimet ne görmüş ne de yaşamıştır. Asıl vız gelecek tırıs gidecek şahıs İmamoğlu’dur. İradesi de ipoteklidir. İstanbul ziyan edilmiştir. İstanbul bahtı ile baş başa bırakılmıştır. Bu kara leke parti idaresi ve belediye liderinin alnına kazınmıştır.”
“ERDOĞAN TEKRAR VE AÇIK ORTA FARKLA SEÇİLECEK”
“Zillet İttifakı kimi aday çıkarırsa çıkarsın 2023 yılının Haziran ayında sandıktan volkan ağzı üzere fışkıracak, sel olup taşacak irade Cumhur İttifakı’dır. Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan da yine ve açık orta farkla seçilecektir.”
‘SIĞINMACILAR’ TARTIŞMASI
“Huzurumuzu kaçırmak için aktif halde olan odaklar, bayramda yeterlice su üstüne çıkmıştır. Türkiye’deki yabancılarla ilgili kirli malumatlar, gerçek dışı argümanlar bilhassa toplumsal medya kanalıyla ağır olarak servis edilmiştir. Sığınmacı sorunu ülkemizin yumuşak karnı, istismara müsait zaafı haline gelmiştir. Sağduyulu kavrayış, ihmal edilemez zorunluluktur. Önü ardı hesaplanmadan, sonuçları öngörülmeden atılacak her adım, toplumun hudut uçlarını tahrip edilecek her yaklaşım doğruca uçuruma açılacaktır. Elbette Türkiye yol geçen hanı, sığınmacı kampı değildir. Toplumsal doku, kültürel müktesebat korunmalıdır.”
“Sığınmacı sorunu, Türkiye’nin uzun yıllar taşıyabileceği bir sorun olmaktan büsbütün çıkmıştır fakat bu çarpıcı gerçek, ülkemizde konuk halde bulunan sığınmacılara cephe açmak manasına gelmemelidir. Suriyeli sığınmacılar bugün misafirimizse yarın komşumuz olacaktır. Komşu komşunun külüne de muhtaçtır.
Kimileri sığınmacı sayısını 8 milyon, kimileri 10 milyon argüman ediyor. Bunların hepsi palavradır, devletin kaydı ortadadır. Bizi bağlayan da bu bilgilerdir.
Türkiye genelinde sığınmacı sayısı 4 milyon 82 bin 693’tür. Süreksiz müdafaa statülü Suriyeli sayısı da 3 milyon 762 bin 686’dır. Sistemsiz göçe muhakkak müsaade edilmemeli, yakalananlar çabucak ülkelerine gönderilmelidir. Suriyeli sığınmacıların ülkelerinden kopuşlarına neden olan iç çatışma ortamı geçer geçmez, ülkelerine dönüşleri el birliğiyle, insan haklarına muvaffık formda, hepsinin isteğiyle hayata geçirilmelidir.
“ESAD’IN KARARI MÜHİM”
“Suriye Devlet Lideri’nin ilan ettiği genel af kararı önemli ve geri dönüşleri kolaylaştırıcı bir gelişmedir. Hükümetin uygulayacağı her politikayı destekleyeceğimiz bilinmelidir. Hiçbir günahsızı elinde hançerle bekleyen cellatlara teslim edemeyiz, böylesi vahşete ortak olamayız. Bize nazaran briket konutların imali bedelli bir adımdır.”
“HİÇ KİMSE ROL ÇALMASIN”
“Göç konusunu bir proje olarak açıklayan, sığınmacılara karşı takip edilecek siyasetleri tahlil eden siyaset oluşturan tek parti MHP’dir. Cumhur İttifakı ne yaptığının farkındadır. Gerginlik çıkaranlar arka niyetlidir. Her türlü sorunu ulusal, manevi deneyimle çözecek tek irade MHP ve Cumhur İttifakı’dır. Türk milliyetçiliği, ırkçılığı kesin bir lisanla reddeder. Hiç kimse rol çalıp bizim kıymetlerimiz ve fikriyatımız üzerinden ahkam kesmeye teşebbüs etmesin. Biz konutumuzun önünde gecekondu dikmeye hazırlanan siyaset simsarlarına müsaade vermeyiz. Türk milliyetçiliği bir gönül hareketi, milletine aşkla ve karşılık beklemeden adanmış bir kahramanlık devranıdır.”
ÖZDAĞ – SOYLU TARTIŞMASI
“İçişleri Bakanlığı’nın önüne gelenler terörle gayretin önünü kesmek isteyenlerdir.”
“Marjinalleşmiş siyasetçiler tarafından İçişleri Bakanımızın maksat alınması, bakanlıkta yığınak yapmaları, milletimizde haklı reaksiyona yol açmıştır. Parmak sallayarak tehdit etmek, utanç verici bir alçalma halidir. Bakanlık önüne gelenler, Türkiye’nin önünü kesmek isteyenlerdir. Teröristlerin dahi yürek edemediği protestolarla İçişleri Bakanımıza saldırmak, su katılmamış edepsizliktir. Hainlere yol açan, yol gösteren densizlik ve terbiyesizliktir. Buna da hiç kimsenin hakkı olamayacaktır. Kimin hesabı varsa hukuk yolu açıktır. Bakan’a ismiyle, kaba biçimde tabir etmek, devlet vakarını saygısızca ayaklar altına almak demektir. Hiçbir bakanlığımız itinasız nümayiş yeri, siyasi rant devşirmenin alanı değildir. Bakanımıza ismiyle hitap edip aklınca meydan okumaya işi götürenler, hangi melanetin ümidi olduklarını düşünmeliler.”