Türkiye’de son periyot siyasetin yakıcı gündem unsurlarından biri haline gelen göçmen meselesiyle ilgili olarak Türkiye Komünist Hareketi’nden (TKH) kapsamlı bir açıklama yapıldı.
“Briket konutlarla sığınmacı sorunu çözülmez!” başlığıyla yapılan açıklamada “Bugün sığınmacılar ve göçmenler sorunu, bir sonuçtur: AKP iktidarının, ABD emperyalizminin taşeronluğunu üstlenme siyasetinin direkt sonucudur!” denildi.
Açıklamadan başlıklar şöyle:
YIKIM VE SAVAŞI AKP KÖRÜKLEDİ: Suriye’nin, İsrail’in çıkarları için ABD’nin başını çektiği emperyalist blok tarafından yıkılması ve parçalanması siyasetine Büyük Ortadoğu Projesi’nin eş başkanlığı yaparak ortak olan AKP iktidarı, bugün sayıları milyonları bulan Suriyeli’nin ülkemize sığınmasının şahsen yolunu yapmış, kapıları açmış, emperyalizmin planlarının uygulayıcısı olmuştur. “Savaştan kaçan insanlara kapıları kapatacak mıydık” tezi bir demagojidir! Suriye’de yaşanan yıkım ve savaşı şahsen körükleyen AKP iktidarı olmuştur! Savaşa ve Suriye’nin bölünmesine baştan hayır demek mümkünken, hilafetçi ve Osmanlıcı hayallerle ABD’nin, İngiltere’nin ve İsrail’in planlarının modülü olmayı seçmiş, binlerce cihatçıyı Türkiye üzerinden Suriye’ye sokmuş, hem Suriye’de, hem ülkemizde cihatçılara kamplar ve merkezler açmış, bunu da “terör koridoruna hayır” teziyle savunmuştur. Sonuç ortadadır. Suriye’deki savaşın ve bölünmenin maliyeti ülkemiz açısından büyük olmuştur ve olmaya devam etmektedir. “Milli güvenlik” paravanının ardına saklanarak İdlib’te şeriat devleti kurma niyetinin, ülkemizin ulusal güvenliğiyle uzaktan yakından ilgisi yoktur.
ŞAM’LA GÖRÜŞMEMEK ABD EMPERYALİZMİNİN BUYRUĞU: Bugün Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunuyoruz diyerek İdlib’de terör örgütlerinin idarede olacağı ABD takviyeli yeni bir düzenleme siyaseti briket konutlarla süslenmektedir. Suriyeli sığınmacılar sorunu, AKP açısından Suriye’nin bölünmesi için kullanılan bir karttan ibarettir. Suriyeli sığınmacılar sorunu briket konutlarla çözülemez! Sorunun kaynağı Suriye’deki savaş ise, bu savaşın derhal bitirilmesi Suriyeli sığınmacılar sıkıntısındaki atılacak birinci adımdır. Dün Suriye’de savaşın körüklenmesini engellemek mümkünken bugün bitirilmesi zorunluluktur. Kudüs’ü fiili durumla başşehir ilan eden İsrail idaresi ile masaya oturan, kendi konsolosluğunda kendi vatandaşını katleden Suudi Arabistan ile görüşen, darbeci dediği Mısır ile yine bağlantı kuran AKP iktidarının, legal Suriye idaresi ile görüşmemesi AKP’nin ikiyüzlü siyaseti olduğu kadar ABD emperyalizminin buyruklarından çıkmamanın da somut kanıtıdır!
YAPILACAK BİRİNCİ İŞ NATO’DAN ÇIKMAK: Afganistan işgaline ortak olan, yobaz Taliban çetelerinin “inancıyla alakalı zıt bir yanı” olmadığını söyleyen, Afganistan Havalimanı’nı Katar ile birlikte işletmek isteyen AKP iktidarı, ABD hesabına çalışan Afganlıların geçişi için hudutları sonuna kadar açmış, bugün ülkenin karşı karşıya bulunduğu bu sorun karşısında ise meyyit taklidi yapmaktadır! Sonuç ise binlerce Afganlının ülkemize “sığınması” olmuştur. Misal bir durum Pakistan’daki ABD eliyle yapılan müdahalenin akabinde son günlerde sayıları giderek artan Pakistanlı sistemsiz göçmenler için de geçerlidir. Sorunun kaynağı emperyalizmin taşeronluğunu üstlenmektir. Yapılması gereken birinci iş ise emperyalizmin yıkım ve yağma siyasetine iştirakten vazgeçilmesi ve NATO’dan çıkılmasıdır.
Avrupa Birliği ile imzalanan Geri Kabul Mutabakatı, para karşılığında sığınmacıları ülkemizde tutma siyasetidir! AKP iktidarı, sığınmacı ve göçmenlerin Türkiye’de kalması için Avrupa Birliği tarafından verilen rüşvete evet demiştir!
Sığınmacı ve göçmenlerin ülkemizde tutulmasının bir öbür nedeni ise işverenlere ucuz ve garantisiz emek gücü sağlamaktır. AKP’li bakanların utanmadan lisana getirdiği bu gerçek, sayıları milyonları bulan “sığınmacı ve göçmenleri savunuyoruz” telaffuzundaki sahtekârlığın açık ifadesidir!
YABANCI DÜŞMANLIĞI EN BÜYÜK YANLIŞ: Bugün yapılacak en büyük yanlış, ırkçı ve faşist siyasetin tezahürü olarak sığınmacılar ve göçmenler sıkıntısında yabancı düşmanlığıdır! Ülkemize sığınan milyonlarca insanı düşmanlaştıran ırkçı ve faşist yaklaşımların tereddütsüz karşısında durulmalı, emperyalist işgal, yıkım ve savaş siyaseti ve AKP’nin mezhepçi, para dilenen ve işbirlikçi siyasetine karşı çaba etmektir!
TAHLİL İÇİN 8 ADIM
TKH açıklamasında, göçmen meselesiyle ilgili uygulanması gereken yol ve sistemler ise şöyle sıralandı:
- Suriye’de yanan ateş derhal söndürülmeli, Suriye savaşının bitirilmesi için Suriye idaresi ile masaya oturulmalıdır! Yurtlarından ve meskenlerinden olan bütün sığınmacıların tekrar ülkelerine dönmeleri için gerekli hukuksal, siyasi ve ekonomik kaidelerin sağlanması için yeni bir dış siyaset geliştirilmelidir! Hemen Suriye, İran, Irak, Lübnan, Ürdün, Filistin başta olmak üzere bölge ülkeleriyle iş birliğine gidilmelidir. Türkiye, Suriye’den çekilmeli, Suriye’nin toprak bütünlüğü, güvenliği ve egemenliği sağlanarak, savaşın bitirilmesi için gerekli adım atılmalıdır. Bu adım en başta emperyalizmin bölge planlarını bozacaktır.
- AKP iktidarı, NATO’nun taşeronluğunu yaptığı üzere, sığınmacılar probleminde da kendisinden beklendiği üzere yıkım ve savaş siyasetinin de maliyetini halkın vergileriyle “üstlenmektedir”. Ülkemiz NATO’dan çıkmalıdır! Her türlü emperyalist vesayet ve emperyalizmin vekâletçiliği reddedilmelidir. Ülkemizin çıkarları, bir defa daha görüldüğü üzere NATO’dan geçmemektedir!
- Göçmenlerin “Geri Kabul Anlaşması” iptal edilmelidir. Göçmenler ve sığınmacılar konusunda sabah akşam insan hakları dersi veren Avrupa Birliği ile sığınmacı pazarlığı derhal bitirilmelidir. Ülkemizde çalışma müsaadesi olan bütün göçmenler için gerekli türel, toplumsal ve ekonomik haklar derhal sağlanmalıdır. Çalışma müsaadesi olan göçmenler başta olmak üzere ülkemizde çalışan bütün sığınmacıların ucuz işgücü olarak görülmesine karşı eşit işe eşit fiyat sağlanmalı ve bütün toplumsal hakları verilmelidir. Sigortasız ve garantisiz göçmen çalıştırılması yasaklanmalıdır. Bütün göçmen işçilerin sendikal örgütlenmeleri sağlanmalıdır. Bugün emek gücünü satarak ülkemizde hayat gayreti veren hangi etnik kökenden gelirse gelsin bütün işçi sığınmacılar ile Türkiye emekçi sınıfının birliği ve ortak çabası temeldir.
- Suriye’nin iç siyasetine müdahale manasına gelen Suriyeli sığınmacılara vatandaşlık uygulamasına son verilmelidir. Vatandaşlık başta Suriyeli zenginlere ve işverenlere tanınan bir ayrıcalık birebir vakitte AKP’nin oy devşirme siyasetidir. Bu ayrıcalık derhal sonlandırılmalıdır.
- Bütün sonların her türlü güvenliği ve kontrolü derhal sağlanmalıdır. Türkiye’ye giriş yapan milletlerarası ve/veya süreksiz muhafaza kapsamında olanlar, göçmen ve sığınmacılar ile sistemsiz göçmenler kayıt altına alınmalıdır. Hudut güvenliği ve kontrolü için insan kaçakçılığı ile faal uğraş yürütülmeli, sorumlular ortaya çıkarılmalıdır.
- Müdafaa altında olan sığınmacı, göçmen çocukların çalıştırılması yasaklanmalı, eğitim imkanları sağlanmalı ve eğitim almalarını teminat altına alacak biçimde denetlenmelidir. Bu çocuklar cihatçı terör örgütlerinin “eğitim” ismi altındaki faaliyetlerinden uzak tutulmalıdır. Bu cins faaliyetler yasaklanmalıdır. Aileleri olmayan ve/veya istismar edilen sığınmacı ve göçmen çocuklar devlet müdafaasına alınmalıdır.
- IŞİD, El Nusra üzere örgütler başta olmak üzere, cihatçı terör örgütlerinin Türkiye içerisindeki bileşenleri aracılığıyla göçmen ve sığınmacı bayanların köle ve/veya ikinci-üçüncü eş olarak satıldığı bir gerçektir. Büyük kentler de dâhil olmak üzere, ülkemizde süren bu faaliyet derhal sonlandırılmalı, istismar ve şiddete maruz kalan sığınmacı ve göçmen bayanlar müdafaa altına alınmalıdır.
- Ülkemizdeki insan ticareti ağı açığa çıkarılmalı, dağıtılmalı kesimi olan bütün hatalılar yargılanmalıdır. İnsan ticareti mağdurları müdafaa altına alınarak, gerekli ruhsal ve toplumsal dayanak sağlanmalıdır.
“EMPERYALİZME, AKP’YE, SERMAYE SINIFINA HAYIR DEMEDEN TAHLİL YOK”
Sığınmacı probleminde sığınmacı ve göçmenler üzerinden yürütülen yabancı düşmanlığı ile AKP’nin, emperyalizmin ve işverenlerin kabahatlerini ve sorumluluklarını örtüldüğü belirtilen açıklamada şu vurgu yapıldı:
“Türkiye Komünist Hareketi, ülkemize sığınan yabancılara yönelik her türlü düşmanlığın, ayrımcılığın ve sömürünün tereddütsüz karşısında yer alırken ülkemizin “batının mülteci gettosu” haline getirilmesine ve AKP’nin sığınmacılar üzerinden siyasal hesaplarına karşı da çaba eder. Sorunun kaynağında emperyalizm ve AKP’nin işbirlikçi dış siyaseti ile sermayenin sömürü hırsı yatmaktadır. Bu gerçek ortaya konmadan milyonları bulan sığınmacılara yönelik düşmanlığı körükleyecek her siyaset direkt ırkçı ve faşist yerin güçlenmesine hizmet eder. Partimiz yabancı düşmanlığına hayır derken zıddından Türkiye’nin sığınmacı ülkesi haline getirilmesine de karşıdır: Sığınmacıların ülkelerine dönmeleri için gerekli politik, tüzel ve insani kuralların sağlanmasından yanadır.
ABD emperyalizmi, Avrupa Birliği emperyalizmi, işbirlikçi ve mezhepçi dış siyasetiyle AKP ile sığınmacıları ucuz iş gücü olarak gören sermaye sınıfı sorunun kaynağı ve sorumlusudur. Emperyalizme, AKP’ye ve sermaye sınıfına hayır demeden sığınmacılar problemine politik ve toplumsal bir tahlil üretmek mümkün değildir.”