Onlarca çocuğun ‘koruyucu meleği’ Derya’nın annesi oldu
Demet ve ablası Dilek Kalındemir, ihtiyaç sahibi gençlere ve çocuklara verdikleri eğitim desteğinden koruyucu aileliğe uzanan yolculuğu AA muhabirine anlattı.
Merkez Bankasında çalışan 49 yaşındaki Demet Kalındemir, aile olarak çocukları çok sevdiklerini ve onlara yardım eli uzatabilmeyi hayatlarının temel amacı olarak gördüklerini söyledi.
Hayatın paylaştıkça ve yol açabildikçe anlam kazandığını ifade eden Kalındemir, “Onlarca çocuğumuz var ve bizi her bayram ilk arayan onlar oluyor. Onların sevgisi bize mutluluk veriyor. Ablam Dilek ve ben, ayrıca duyarlı arkadaşlarımızla birlikte birçok çocuğun hayatına dokunduk, hepsi üniversiteden mezun oldu. İlkokuldan itibaren eğitimlerine destek verdik. Şimdi torunlarımız bile var.” diye konuştu.
Kalındemir, destek verdikleri çocukların kendilerini “anne” olarak gördüklerini ifade ederek, “Zaten anne olabilmek için doğurmanız gerekmiyor. Evimiz Türkiye’nin pek çok yerinden gelen mektuplarla dolu. Gıda mühendisi, uluslararası ilişkiler uzmanı, siyaset bilimci, gazeteci, doktor, hemşire olan çocuklarımız var.” dedi.
– “BİRBİRİMİZE YILLARDIR KAVUŞAMAMIŞ, ŞİMDİ BİR ARAYA GELMİŞİZ GİBİ SARILDIK”
Bugüne kadar hiç evlenmediğini belirten Kalındemir, ablasıyla birlikte 18 yaşından bu yana her zaman Çocuk Esirgeme Kurumu ve Güçsüzler Yurduna gittiklerini ve ihtiyaçları temin etmeye çalıştıklarını anlattı.
Demet Kalındemir, “Bu süreçte, biz onlardan, yaşanmışlıklarından çok şey öğrendik. Sonrasında istedik ki evimizde de bir yavrumuz olsun ve 24 saat bir arada olalım. Evlat edinmek için girişimlerde bulunduk.” diye konuştu.
Kalındemir bu yolculuğu şöyle anlattı:
“Yaklaşık 7 yıl evlat edinmek için sıra bekledim. Bu süre çok uzun olunca, bir çocuğa dokunabilirdik, yanında olabilirdik diye düşündük ve koruyucu ailelikte süreç daha hızlı olduğu için bu yöne eğildik. Zaten evlensem de çocuğum da olsa ben hep biyolojik olarak doğurmadığım bir evlada sahip olmayı istiyordum. Başvuruda bulundum. Bir gün iş yerime telefon geldi ve ‘Bir kızımız var, perşembe günü görüşmeye bekliyoruz.’ dediler. Perşembe gününü beklemek öyle zordu ki. Yaklaşık 65-70 santimetre boyundaydı, oradan oraya koşuyordu. Onun hayat enerjisi çok mutluluk vericiydi, onunla oyunlar oynadık. O da bir arada olmamızı çok istemiş olacak ki Allah da kısmet etti bir araya geldik.”
Başvurduktan bir ay sonra “koruyucu anne” olduğunu belirten Kalındemir şöyle devam etti.
“O zaman 2,5 yaşında olan kızımla 2017 Haziran’da buluştum ve temmuz ayında da evimizdeydik. Temmuz ayı doğum günüydü ve çok güzel bir doğum günü yaptık. Kavuşma anımız çok güzeldi, duygudan kameraya bile alamadık. Kızım arabadan indi ve kollarını açarak koştu ve ben de kollarımı açtım ve biz birbirimize yıllardır kavuşamamış ve şimdi bir araya gelmişiz gibi sarıldık. Kardeşim gözyaşları içinde bize bakıyordu.” diye konuştu.
Kızının kendisine “anne” dediği o an gözyaşlarını tutamadığını anlatan Kalındemir, “Şimdi de kızımla ilgili her konuda gözyaşlarımı tutamıyorum.” ifadesini kullandı.
Kalındemir şöyle devam etti:
“Kızım için şunu diyorum; ‘Dişleri gülenim, düşlerimi güldürenim. Derya, benim düşlerimi güldürdü, her zaman güldü ve aileme, bana mutluluk kattı’. Kızım için zorbalığa uğramayacağı, ötekileştirilmeyeceği, yabancılaştırılmayacağı, bizim yaşadığımız güzellikleri yaşayabileceği bir dünya istiyorum. Korkmadan doğru bildiği adımları atabilmesini, çevresinde ne kötülük olursa olsun onun vicdanıyla yoluna devam etmesini diliyorum.”
Anne olmaktan kimsenin korkmaması gerektiğini vurgulayan Kalındemir, “Anne olmak için biyolojik anne olmaya gerek yok, kalpten doğurmak çok anlamlı ve çok güzel. Bu vatana güzel çocuklar yetiştirebilmek için keşke yuvalardaki tümüne kol kanat geren aileler olsa. Yuvada çok güzel bakılsa da aile sıcaklığı, aidiyet ve sevgi çok farklı.” diye konuştu.
– “KORUYUCU AİLE OLARAK ÇOCUKLARIMIZA GÜZEL ANILAR VERİYORUZ”
Abla Dilek Kalındemir de evde “anneanne” ile birlikte şu an 4 kişi olduklarını ve evde bir baba figürünün olmadığını, bunu da Derya ile konuştuklarını anlattı.
Abla Kalındemir, bugüne kadar çok fazla çocuğa yardım etmeye, nefes olmaya çalıştıklarını ama ikisinin birbirinden çok daha farklı şeyler olduğunu söyledi.
Kalındemir şunları kaydetti:
“Evimizin dışında büyüyen çocuklarımıza uzun soluklu maddi destekler verdik, eğitimine katkıda bulunduk, onların kendi ayakları üzerinde durabilmesi, eskilerin deyimiyle bileziklerini bileklerine takabilmek için çaba sarf ettik. Şimdi kendi evimizde küçücük tatlı kızımızı, kollarımızın altında büyüterek, geleneklerimizi, kültürümüzü, anlayışımızı ona sunarak onun daha merhametli, vicdanlı, yardımsever, vatansever, Atatürkçü olmasını sağlamak için bir deniz yıldızını hayata hazırlıyoruz.
Bir çocuğun anılarında evi, yatağı, onu sarmalayan birilerinin olması çok çok önemli. Sıradan hayatlarda çok önemsiz gibi görünen çok küçük ayrıntılar, bu çocuklarımızın hayatında o kadar önemli ki. O yüzden, koruyucu aile olarak çocuklarımıza güzel anılar veriyoruz.”
Konuşmaların ardından küçük Derya da “teyzesi” ve koruyucu annesine koşarak sarıldı ve “Seni çok seviyorum anne, seni de çok seviyorum teyze. Anneler Gününüz kutlu olsun.” dedi.