İngiltere’de önceki gün yapılan yerel seçimlerin ilk sonuçları iktidardaki Muhafazakâr Parti için hayal kırıklığı oldu. Parti, hayat pahalılığı ve Başbakan Boris Johnson’ın COVID-19 önlemlerini ihlal ettiğine dair haberler nedeniyle baskı altındaydı. Muhafazakâr Parti, seçmenlerinin bir kısmını ana muhalefetteki İşçi Partisi ve Liberal Demokratlara kaptırdı. Buna göre ülke genelinde Muhafazakâr Parti daha önce elinde olan belediyelerden 9’unu kaybederken, bunlardan 5’i İşçi Partisi’ne, 1’i Liberal Demokratlara, 3’ü diğer partilere gitti. Muhafazakârların kazandığı belediye sayısı 23’te kalırken, İşçi Partisi 40, Liberal Demokratlar 4 ve diğer partiler de 19 belediyede zafer ilan etti.
KALESİNDE KAYBETTİ
Oy sayımı sürerken, başkent Londra’da üç belediye Muhafazakâr Parti’den İşçi Partisi’ne geçti. Buckingham Sarayı, parlamento ve devlet kurumlarının bulunduğu Westminster’da belediyeyi İşçi Partisi kazandı. Belediye, kurulduğu 1964 yılından beri Muhafazakâr Parti’nin denetimindeydi. Muhafazakâr Parti, başkentte 1978’den beri elinde tuttuğu Wandsworth belediyesini de İşçi Partisi’ne kaptırdı. Yine Londra’da Muhafazakârların elinde olan Barnet belediyesi de tarihinde ilk kez İşçi Partisi’ne geçti. Bu sonuçlar İngiliz siyasi çevrelerinde “Boris Johnson kalesinde kaybetti” yorumlarına yol açtı. Kayıp sonrası Johnson’ı suçlayan iktidar partililer, “Aynaya bak Boris” diye tepki gösterdi.
İşçi Partisi lideri Keir Starmer, partisinin başarısını kutladı.
‘SEÇMEN MESAJ VERDİ’
Başbakan Johnson dün bir okulu ziyaretinde gazetecilere yaptığı açıklamada, “Kesinlikle karışık bir sonuç durumu var” dedi. Johnson, seçmenlerin bakanlara kendilerini ilgilendiren konulara odaklanmaları mesajı gönderdiğini de sözlerine ekledi.
NE ANLAMA GELİYOR
İşçi Partisi, az farkla Southampton kentinde de kazanmasına rağmen başkent Londra dışındaki bölgelerde oylarını sınırlı ölçüde arttırdı. Ancak özellikle Londra’daki sonuçlar Boris Johnson için uyarı niteliğinde. BBC’nin siyaset yorumcusu Tim Donovan, başkentte Muhafazakârların kalelerinin düşmesinin Boris Johnson’ın siyasi kariyeri açısından tehlike teşkil ettiğini vurguladı.