Bildiğiniz üzere son iki yıldır tüm dünya COVID-19 virüsüne teslim olmuş durumda. Bu durum, bir noktada COVID-19 ile alakalı olmayan pek çok hastalığın da sanki artık yoklarmışçasına geri plana atılmasına yol açtı. COVID-19 aşısı kampanyalarına olan öncelik sebebiyle diğer pek çok hastalığın aşı kampanyasının unutulmaya yüz tutması, potansiyel olarak milyonlarca çocuğun hayatını tehlikeye atabilecek bir başka hastalığın işine yaradı.
Birleşmiş Milletler’in (BM) çocuk ajansı UNICEF ve Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından yapılan açıklamalarda, kızamık vakalarının bu yıl dünya çapında yaklaşık yüzde 80 oranında arttığını bildirildi. Açıklamada kızamık vakalarındaki bu artışın, başka hastalıkların salgınlarının da mümkün olduğunu gösterdiğine dikkat çekildi.
Kızamık, milyonlarca çocuğun hayatını tehlikeye atıyor
BM ajanslarından alınan yeni verilere göre, bu yıl ocak ve şubat aylarında küresel çapta 17.300‘den fazla kızamık vakasının rapor edildiği kaydedildi. Bu sayı, geçtiğimiz yıl bu aylarda ise 9.600 idi. Verilerde nisan ayına kadar son 12 ayda, çoğu Afrika ve Doğu Akdeniz’de olmak üzere 21 büyük ve yıkıcı kızamık salgınının patlak vermiş olması da dikkat çekti.
BM verilerine göre son 12 ayda açık ara en fazla kızamık vakası kaydedilen ülke 9 binden fazla vakayla Somali olurken bunu Yemen, Afagnistan, Nijerya ve Etiyopya takip etti. Ayrıca, 2017 ve 2019 yılları arasında Avrupa’nın en yüksek kızamık oranını kaydetmiş olan Ukrayna’da devam etmekte olan savaşın, hastalığın ülkede tekrar patlak vermesine sebep olabileceğine dair endişelerin de olduğu bildirildi.
“Aşı ile önlenebilir en bulaşıcı hastalık” olması sebebiyle kızamığın genellikle bir uyarı işareti olduğunu belirten UNICEF’in bağışıklama bölümünden kıdemli sağlık danışmanı Christopher Gregory, konuya dair yaptığı açıklamada, “Kızamık, bağışıklama sistemindeki bu zayıflıkların ne olduğunu bize gerçekten gösteriyor” şeklinde kaydetti.
Bununla birlikte Gregory, Batı Afrika’da sarı humma vakalarının artışta olduğunun bildirildiğini ve yükselişe geçecek sıradaki hastalığın sarı humma olabileceğini ifade etti. Gregory, en endişeli oldukları ülkelerin ise halihazırda sağlık sistemleri çok gelişmemiş olan ve COVID-19 etkileriyle hala daha mücadele eden ‘kırılgan’ ülkeler olduğunu belirtti.
“Bu kesintilerin bağışıklama hizmetlerindeki etkisi önümüzdeki on yıllar boyunca hissedilecek.”
COVID-19 pandemisi şimdilik düşüşe geçmiş gibi görünüyor olabilir; ancak bu iki yıllık süreç sebebiyle 2020’de ne yazık ki 23 milyondan fazla çocuk rutin aşıları kaçırdı. Bu sayının, on yıldan fazla bir sürenin en yüksek sayısı olması ise endişenin daha da büyümesine yol açıyor.
BM kurumları tarafından yapılan açıklamada pandeminin başlangıcında ertelenen 43 ülkede 57 aşı kampanyasının hala tamamlanmadığı ve çoğu çocuk olmak üzere 203 milyon insanın bu durumdan etkilendiği ifade ediliyor. Buna ek olarak COVID-19’un, sağlık tesisleri üzerinde baskı oluşturmaya ve dikkati ölümcül hastalıklara karşı yapılan aşılamadan uzaklaştırmaya devam ettiği kaydediliyor.
Buna dair yaptığı açıklamada DSÖ başkanı Tedros Adhanom Ghebreyesus , “Bu kesintilerin bağışıklama hizmetlerindeki etkisi önümüzdeki on yıllar boyunca hissedilecek.” şeklinde belirtiyor ve “Şimdi, temel bağışıklamayı tekrar rayına oturtma ve herkesin bu hayat kurtaran aşılara erişebilmesi için yakalama kampanyaları başlatma zamanı.” diye de sözlerine ekliyor. Buna benzer bir şekilde Gregory de çocukluk dönemi aşılarının da en azından COVID-19 aşılarını bitirmekle aynı öneme sahip olmasının zamanının geldiğine vurgu yapıyor.
Öte yandan en az yüzde 95 oranındaki bir aşılamanın, kızamığın yayılmasını önlemenin en iyi yolu olduğu belirtiliyor. Bu oranın Somali’de sadece yüzde 46 olması ise tehlikenin geldiği boyutun ne kadar korkunç olduğu gösteriyor.