Rusya Merkez Bankası bugün aldığı kararla politika faizini 300 baz puan indirerek yüzde 17’den yüzde 14’e düşürdü. Banka, 11 Nisan’da da benzer şekilde 300 baz puanlık faiz indirimine gitmişti.
Rusya Merkez Bankası’nın yayımladığı karar metninde “Rus ekonomisi için dış etkenler zorlu ve ekonomiyi kısıtlayıcı olmaya devam ediyor. Fiyat ve mali istikrara yönelik risklerin yükselişte olmaması nedeniyle, koşullar faiz indirimine müsait hale geldi. Son yayımlanan haftalık veriler güçlenen ruble ve soğuyan tüketici aktivitelerinin etkisiyle fiyat artışlarında yavaşlama yaşandığını gösteriyor” ifadeleri yer aldı.
2022 sonu enflasyon tahmininin yüzde 18-23 olarak açıklandığı metinde Bankanın 2022’de faiz indirimi için halen alan gördüğünü belirtti.
Rusya Merkez Bankası, ülkenin Ukrayna’yı işgal girişiminin başlaması sonrasında rublenin değerini korumak amacıyla şok bir şekilde 28 Şubat’ta politika faizini 1050 baz puan artırarak yüzde 9.5’ten yüzde 20’ye yükseltmişti.
Dolar/ruble işgal girişimi öncesinde 78 civarında seyrediyordu. 10.50 puanlık faiz artırımına rağmen 7 Mart’ta 133 seviyesini aştı. Ancak 9 Mart’tan sonra Rus Rublesi güçlenmeye başladı. Mart sonuna gelindiğinde dolar/ruble 75’in altına gerileyerek savaş öncesi seviyenin bile altına düştü.
Bu durum Rusya Merkez Bankası’nın 11 Nisan’daki faiz indirimine gitmesine yol açtı. Söz konusu faiz indiriminden sonra dolar/ruble kısa bir süreliğine 78’in üzerine tırmansa da bu hafta 70în altına düşerek 22 ayın dibini gördü. Bugün itibarıyla dolar/ruble 71.5’ten işlem görüyor.
Rusya’da ocak ayında yüzde 8.7 olan enflasyon şubatta yüzde 9.2’ye, mart ayında ise rubledeki değer kaybı sebebiyle yüzde 16.7’ye yükseldi. Bu son 7 yılın en yüksek enflasyon oranı oldu.
Rusya Merkez Bankası oranın yıl sonu yüzde 18-23 aralığında olmasını beklerken 2023 sonunda enflasyonun yüzde 5-7 aralığında gerilemesini bekliyor. Banka ayrıca son yayımladığı karar metninde Rus ekonomisinin 2022 genelinde yüzde 8 ila 10 arasında daralmasını beklediğini belirtti.
Son indirime rağmen Rusya, Türkiye ile beraber G20 ülkeleri arasında en yüksek 2. politika faizine sahip olmaya devam ediyor. Ancak karar metninde yeni indirime alan olduğunun vurgulanmasıyla Rusya Merkez Bankası’ndan yakın zamanda bir faiz indirimi daha geleceği beklentisi yükseldi.
Mart ayında Türkiye’de yıllık enflasyon yüzde 61.1’e çıkarken TCMB geçen yıl yaptığı indirimin etkilerini gözlemlemeye devam etti. Son olarak 14 Nisan’da toplanan Para Politikası Kurulu (PPK) politika faizini yüzde 14’te sabit bıraktı. Böylece son 4 PPK toplantısında da faize dokunulmamış oldu. TCMB Eylül-Aralık 2021’de politika faizinde toplam 500 baz puanlık indirime gitmiş ve faizi yüzde 19’dan yüzde 14’e indirmişti.
G20 ülkeleri arasında bugün itibarıyla en yüksek politika faizine sahip ülke yüzde 47 ile Arjantin olurken, Japonya ve İsviçre negatif faiz uygulamaya devam ediyor.
Küresel olarak artan enflasyon başta Fed olmak üzere merkez bankalarını faiz artırımlarına yöneltiyor. Son toplantısında 25 baz puanlık artırıma giden Fed’den mayıs başında 50 baz puanlık bir artırım daha bekleniyor.
ABD ve müttefiklerinin işgal girişimi sebebiyle Rusya’ya uyguladığı yaptırımlar başta gıda ve enerji olmak üzere tüm dünyada fiyatların yükselmesine yol açtı. Mart ayında küresel FAO Gıda Fiyatları Endeksi bir önceki aya göre yüzde 12.6 yükseldi. Endeksteki yıllık yükseliş ise yüzde 33.6 yükseldi. Bu yükselişte bozulan lojistik zincirler ile Ukrayna ve Rusya’nın tarım ve gübre üretiminin düşeceğine yönelik beklentiler etkili oldu.
Rusya ile müttefikler arasındaki en önemli kriz ve pazarlık konusu ise enerji oldu. Savaş öncesi 92 dolar olan brent petrolün varil fiyatı 8 Mart’ta 123 doları gördü. Bugün itibarıyla ise brent petrolün varil fiyatı 110 dolar seviyesinde. Yani mart zirvesine göre düşüş yaşansa da savaş öncesine göre petrol fiyatları yaklaşık yüzde 20 yükselmiş durumda. Analistler dünyanın en büyük 3. petrol üreticisi olan Rusya’nın üretiminin bu yıl yüzde 17 düşmesini bekliyor.
Ancak belki de petrolden daha önemlisi Avrupa’nın Rus doğalgazına bağımlılığı. Avrupa Birliği ülkelerinde Rusya’dan ithal edilen petrolün toplam petrol ithalatı içindeki payı yüzde 25 iken bu oran doğal gazda yüzde 47’ye çıkıyor. Almanya tüm AB’nin ithal ettiği Rus gazının üçte birinden fazlasını ithal ediyor. Bu, Almanya’nın toplam doğal gaz ithalatının yüzde 55’ine eşit.
Rusya bunu bir koz olarak kullanırken hem kendisine yaptırım uygulayan ülkelere cevap vermek hem de rubleyi güçlendirmek amacıyla ‘dost olmayan ülkelere’ sadece ruble ile gaz satışı yapma kararı aldı. Rus şirketi Gazprom da bu karara uygun bir şekilde 2 gün önce ruble ile ödeme yapmayan Bulgaristan ve Polonya’ya gaz akışını kesti.
Kriz öncesinde Avrupa’da megavat başına doğal gaz fiyatı 92 Euro seviyesindeydi. 8 Mart’ta bu rakam 225 Euro’ya kadar yükseldi. Pazartesi günü fiyatlar 92 Euro ile savaş öncesine dönerken, Gazprom’un kararı sonrası yeniden 100 Euro’nun üzerine çıktı.
Bugün itibarıyla Avrupa doğal gaz fiyatları 100.7 Euro civarında seyrederken Alman enerji devi Uniper, Rusya’nın talep ettiği şekilde Rus gazının ithalatında ruble kullanacağını açıkladı. Konuyla ilgili açıklamada bulunan Uniper yetkilisi, “Yaptırım yasasına ve Rus kararnamesine uygun bir ödeme dönüşümünün mümkün olduğunu düşünüyoruz. Şirketimiz ve Almanya için kısa vadede Rus gazından mahrum kalmanın ekonomimiz için dramatik sonuçları olacaktır” dedi.
Almanya’da açıklanan bu son karar sayesinde doğal gaz fiyatları şimdilik durulsa da Avrupa Birliği ülkelerinin tamamı ruble ile ödemeye sıcak bakmıyor. Dolayısıyla enerjideki kriz henüz çözülmüş değil.
Dolayısıyla Rusya Merkez Bankası yeni indirimler için alan olduğunu belirtse de savaşın ve yaptırımların gidişatı birbirinden çok farklı senaryoların ortaya çıkabileceğini gösteriyor.