Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, “O zamanlar, ‘Hadi üç gün daha direnelim bu iktidarı devireceğiz’ diyorlardı. Yani meşru seçilmiş bir hükümeti, gayrimeşru yollarla nasıl devireceklerini kendileri itiraf ediyorlardı. Şimdi çıkmış diyorlar ki ‘Gezi zamanı bizim yaptığımız şeyler özgürlükle alakalıydı.’ Bunu kimseye yutturamazsınız.” dedi.
Yalova’da partisinin il başkanlığı tarafından Uygulama Oteli’nde düzenlenen “Gönül Sofrası” iftar programında konuşan Bakan Varank, davetlilerin ramazan ayını ve Kadir Gecesini kutladı.
İldeki programında katıldığı temel atma töreniyle fabrika ve tersaneler bölgesine yaptığı ziyareti anımsatan Varank, ilde üretim yapan firmaların artmasıyla birlikte hem kentin hem de Türkiye’nin güçleneceğini söyledi.
Kendilerinin Türkiye’yi daha ileriye götürmek için çaba gösterdiğine dikkati çeken Varank, bazı kesimlerin ise Türkiye’yi eski karanlık günlerine geri döndürmenin derdine düştüğünü belirterek, şöyle konuştu:
“Öyle şeyler yaşıyoruz ki maalesef bunlara cevap vermek mecburiyetinde kalıyoruz. İşte CHP Gurup Başkan Vekili bir mahkeme kararı sonrası Gezi süreciyle ilgili neler söyledi, Cumhurbaşkanımıza nasıl hakaretler yaptı. Bu ülkedeki Gezi hadisesi aslında bu ülkeye kurulmuş tuzakların en büyüklerinden bir tanesiydi. Gezi döneminde kendilerini çevreci olarak göstermeye çalışan bir güruh insan vandallıkla yakıp yıkmayla ‘Biz acaba bu iktidarı nasıl deviririz’ bunun derdine düştüler. O zaman da bunu itiraf ettiler. O zamanki televizyonları, gazeteleri açın bakın neler söylüyorlardı. ‘Hadi üç gün daha direnelim bu iktidarı devireceğiz’ diyorlardı. ‘Hadi Taksim’i biraz daha işgal altında tutalım, bu iktidardan kurtulacağız’ diyorlardı. Yani meşru seçilmiş bir hükümeti gayrimeşru yollarla nasıl devireceklerini kendileri itiraf ediyorlardı. Şimdi çıkmış diyorlar ki ‘Gezi zamanı bizim yaptığımız şeyler özgürlükle alakalıydı.’ Bunu kimseye yutturamazsınız. Gezi’de ne yaptığınızı biz iyi biliyoruz. Her tarafı yakıp yıktığınızı, kamu malına zarar verdiğinizi, otobüsleri, kamu binalarını nasıl tahrip ettiğini çok iyi biliyoruz.”
Gezi kalkışmasıyla ilgili mahkemelerin verdiği kararlar ile ilgili Varank, “Mahkemeden gerekli cezayı aldıklarında ‘adalet bu mu?’ diyorlar. Mahkeme sizin lehinize karar verdiğinde adaleti kabul ediyorsunuz, sizin aleyhinize karar verdiğinde adaleti kabul etmiyorsunuz. Böyle bir anlayış olmaz. Gerçekten bunlar özgürlükçü olsalardı bundan önceki belediye döneminde nasıl ağaç katliamları bu şehirde yapıldı, onların hesabını sorarlardı. Eğer bunlar gerçekten çevreci olsalardı İstanbul Beşiktaş’ta o canım çınarlar kesildiğinde bir tanesi ses çıkarırdı ama hiçbirinden ses gelmedi. Bunların derdi ne çevre, ne ağaç, ne yeşillik. Bunların derdi bu iktidarı öyle veya böyle devirmek ama biz bunlara müsaade etmeyeceğiz. Biz bu ülkede özgürlüklerin, demokrasinin arkasında olacağız ve inşallah bu ülkeyi siz değerli kardeşlerimizin desteğiyle muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkaracağız.” diye konuştu.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde çalışan bir kişinin güvenlik güçleri tarafından gözaltına alındığını, bu kişinin Kandil’de terör örgütü PKK’lılarla silahlı fotoğrafları olduğuna vurgu yapan Varank, şunları kaydetti:
“Sözde demokrasi namına belediyelerde seçime girip seçimi aldıklarını iddia ediyorlar ama biz hangi kirli ittifaklarla onların o seçimleri kazandıklarını biliyoruz. Nasıl terör örgütü mensuplarıyla iş birliği yapıp seçimlerde beraber hareket ettiklerini gayet iyi biliyoruz. Nasıl terörden yana duran partilerle beraber iş tuttuklarını iyi biliyoruz. İşte bugün o belediyeye aldıkları terör örgütü üyeleriyle fotoğrafları çıkan insanlar aslında o iş birliğinin bir diyeti mesabesinde. Biz Türkiye’yi kardeşlikle, birlikle, beraberlikle büyütmeye kararlıyız. Biz bu ülkeye güvenen, inanan, bu bayrağa saygı duyan, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmaktan gurur duyan herkesle beraber hareket ederiz ama bayrağımıza saygı duymayan, terör örgütleriyle iş tutanlarla bizim işimiz olmaz ve Allah’ın izniyle bu ülkenin bayrağına saygı duyanlarla birlikte biz bu yolculuğa aynı kararlılıkla devam edeceğiz.”
Türkiye’de 2 milyondan fazla insana elektrik, 500 bin aileye doğal gaz desteği verildiğini belirten Varank, şu ifadeleri kullandı:
“Biz sosyal devlet ne demek bunu aslında bütün dünyaya öğreterek gelen bir iktidarız. Biz sosyal devlet anlayışıyla bu sene 100 milyar liraya yakın bir bütçeyi vatandaşlarımızın hizmetine sunacağız. Dünyada sağlık güvencesi bu kadar yaygın bir ülke şu anda mevcut değil. Bütün vatandaşlarımız sağlık güvencesi altında ama bunları görmeyen, duymayan muhalefet bir tiyatro oynuyor, şov yapıyor. Yok elektrik parası ödemediği için evinin elektriği kesiliyor. Bu şovu devam ettirmek için Ankara Keçiören’de bir eve gidiyor. Aslında evin elektrikleri açık, Kılıçdaroğlu gitmeden önce ışıkları kapatmışlar, gittikten sonra da ışıkları açmışlar. Böyle tiyatrolarla, yalanlarla siyaset yapılmaz.”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na İstanbul Büyükşehir Belediyesine, suyu kesilen 400 binden fazla aboneden para almaması talimatı vermesi çağrısında bulunan Varank, konuşmasını şöyle tamamladı:
“Madem faturaları bu kadar düşünüyorsunuz. İstanbul’da suyu kesilen 400 binden fazla aboneden para almayın. İşte burada bir tiyatro var, yalan var, vatandaşı aldatma var. Bizim siyasetimizde hiçbir zaman yalan, aldatma olmadı. Bizim heybemizde ne varsa biz vatandaşımızın her biriyle bunu paylaşmanın derdinde olduk. Bunu batıda da doğuda da böyle yaptık. Biz bir oldukça, beraber oldukça bu ülkede başaramayacağımız hiçbir şey olmaz. Bu gözümüzün önündeki sıkıntılar da inşallah en kısa zamanda giderilir, tekrar çok daha güzel günlere hep birlikte ulaşırız.”
Dua okunmasıyla son bulan programa, AK Parti Yalova Milletvekili Meliha Akyol, Yalova Belediye Başkan Vekili Mustafa Tutuk, AK Parti İl Başkanı Muğlim Bağatar, partili yöneticiler ve vatandaşlar katıldı.