Kurumsal iletişimin bölgesel liderleri

Küresel şirketler, kurumsal iletişim söz konusu olduğunda faaliyet gösterdikleri her ülkede genellikle bağımsız bir lider belirlemeyi tercih ediyor. Yine de dijital çağın sağladıklarından faydalanarak daha farklı bir yol izlemeyi tercih edenler de yok değil. Mesafeleri ortadan kaldırıp insanları birbirine yakınlaştıran dijitalleşme, ülkeleri de bir araya getiriyor ve bölgesel kurumsal iletişim çalışmalarının tek bir merkezden yönetilmesinin önünü açıyor.

Gerek stratejik konumu gerekse bölge insanını iyi tanıyan iletişimcileriyle Türkiye de bu merkezlerden biri olarak öne çıkıyor. Birden fazla ülkede yapılan çalışmaları Türkiye’den yöneten kurumsal iletişimin bölgesel liderleri, kelimenin tam anlamıyla küresel çapta fark yaratıyor. Bu da elbette oldukça büyük bir operasyonu yönetmek anlamına geliyor. Sorumluluk alanlarındaki pek çok farklı kültürü kucaklayan kurumsal iletişimin bölgesel liderleri, küresel düşünüp yerel hareket ediyor. Sürdürülebilirlik odaklı küresel stratejilerinden şaşmadan farklılıkları ve çeşitliliği benimsiyor, buna göre iş yapış şekillerini dönüştürüyorlar.

Kurumsal iletişim çalışmalarını genellikle o bölgenin ihtiyaç ve gerekliliklerine göre şekillendiren liderler sorumlulukları altındaki tüm ülkelerin birbirleriyle devamlı iletişimde olduğunu belirtiyor. Bir bölgede bir konuyla ilgili edinilen deneyimi dünyanın farklı bir bölgesine taşıyor, deneyimi paylaşarak kurumsal iletişimdeki zenginliği artırıyorlar. Hal böyle olunca kimi zaman Türkiye’den yayılan bir proje, tüm bölgede fark yaratıyor.

Türkiye’den çıkan kurumsal iletişimin bölgesel liderlerinin stratejilerinin gerisindeki içgörüler şöyle:

Coca-Cola olarak dünyada 200’den fazla ülkede 225’den fazla şişeleyici ortakla birlikte faaliyet gösteriyoruz. Bu dev operasyonu 700 binden fazla Coca-Cola sistem çalışanı hayata geçiriyor. Global iş yapış şeklimiz ve organizasyonumuzda yaptığımız güncelleme sonrasında dokuz adet operasyon birimi oluşturulmuş durumda. Türkiye’nin de içinde olduğu bölge Avrasya Ortadoğu Operasyon Birimi bünyesinde yer alıyor.

Türkiye, stratejik konumu olan ve özellikle çok yönlü yönetim tecrübesine sahip bir ülke. Batı ülkeleriyle Asya ve Ortadoğu’yu ticari, ekonomik ve sosyo-kültürel olarak bir araya getiren bir köprü niteliğinde. Yüzyıllardır ulaşım ve ticaretin kavşağı. Bu özelliklerinin yanı sıra yetenekli ve yeniliğe açık genç, dinamik yetenek havuzu sayesinde ülkemiz, uluslararası markaların üssü haline geldi. Bu yüzden Coca-Cola operasyonları için de Türkiye, bölgesel yönetim merkezlerinden biri olarak konumlandırılmış durumda.

Coca-Cola olarak yerel beklentileri ve öncelikleri anlamaya, buna göre strateji geliştirmeye özen gösteriyoruz. Bu noktada hem kendimizi doğru anlatmak hem de paydaş yönetimini doğru planlamak büyük önem taşıyor. Bu doğrultuda bilgi paylaşımına çok değer veriyoruz. Çıkarılan dersleri hep birlikte anlıyor ve hayata geçiriyoruz. Bu, içinde bulunduğumuz zorlu aşamadan başarılı bir şekilde çıkmamıza yardımcı olacak empati, özen, alışılmışın dışında düşünme ve daha eşgüdümlü ve merkezi bir yaklaşım gerektiriyor.

İş sonuçlarına ulaşmak önemli, ama bunu sorumlu bir şekilde davranarak yapmakta kararlıyız. Coca-Cola Sistemi olarak, global düzeyde çevresel, sosyal ve kurumsal yönetişim alanında belirlediğimiz hedeflerin sürdürülebilir ve uzun vadeli bir işin yapı taşlarını oluşturduğuna inanıyoruz. Amacımız, büyüme stratejimizin merkezinde yer alan “Çevresel, Sosyal ve Yönetişim” hedeflerimiz ve inisiyatiflerimiz için bir payanda vazifesi görüyor. Aralarında “Atıksız Dünya, Suyun Geri Kazanımı, Şeker Azaltımı, İklim Değişikliği, Sürdürülebilir Tarım ve Tedarik Zinciri, Kadınların Ekonomik Olarak Güçlendirilmesine Destek, Birey ve Toplumlar İçin Bir Fark Yaratmak” olmak üzere toplam yedi alanda politikalar ve projeler geliştiriyor, verdiğimiz taahhütlerle üzerimize düşen sorumluluğun fazlasını yapmaya çalışıyoruz.

Söz konusu çalışmalarda, global bakış açımızla faaliyet gösterdiğimiz bölgelerin, ihtiyaç ve beklentilerini uyumlu bir şekilde entegre etmeye özen gösteriyoruz. Bu bakımdan; sektör, STK ve kamu kurumlarıyla sektörel ve toplumsal sorunların çözümüne katkı sunabilmek için paydaş ilişkileri, stratejimizin önemli bir kısmını oluşturuyor. Şirketimizin global vizyonunu, doğru iletişim araçları ve platformlar üzerinden topluma aktarabilmek ve farkındalık oluşturmak, işimizin en değerli kısmı.

Bölgesel pazarlama direktörü sıfatıyla şu anda Türkiye, Afrika ve Orta Doğu’yu kapsayan Gelişmekte Olan EMEA bölgesinden sorumluyum. Hizmet verdiğimiz ülkeler çok ama ana ofislerimiz Türkiye, BAE, Suudi Arabistan, Fas ve Güney Afrika’da. Hem diller hem de yerel nüanslar açısından çeşitlilik arz eden bir bölge olduğu için yerelleştirme bizim işimizde büyük rol oynuyor. Yerelleştirme hakkında düşündüğümüzde, bu sadece içeriği çevirmekle ilgili değil. Aynı zamanda daha doğru, ilgili ve etki yaratacak iletişim yöntemini ve tonunu bulmakla da ilgili. Bir bölgede tüketiciye çok dokunan bir sosyal sorumluluk projesi bile başka bir bölgede aynı etkiyi yaratamayabiliyor.

SAS bir matris organizasyonu ve bu da hepimizin küresel ve bölgesel ekiplerle uyumlu çalıştığımız anlamına geliyor. Benim inandığım ve uyguladığım üç kuralım var: İlgili ol, verimliliğe önem ver ve büyüt. Bu yaklaşımın, yerel ihtiyaçları asla gözden kaçırmadan küresel yaklaşım ve stratejileri kullanmanın iyi bir karışımı olduğunu düşünüyorum.

Bölgesel Pazarlama Direktörü olarak, kurumsal iletişim iş alanımın önemli bir parçasını oluşturuyor. Bölge düzeyinde, iletişim faaliyetlerine liderlik eden deneyimli iletişim profesyonellerinden oluşan bir ekibi yönetiyorum. Odak noktam her zaman stratejiyi göz önünde bulundurmak, şirket genelinde tek ses birliği ile iletişimi sağlamak, net iletişim ve şirket hedeflerinin gerçekleştirilmesini desteklemek oluyor. Bunları yaparken ülkelerin hassasiyetlerini göz önünde bulundurarak ülke özelinde de projeler geliştirmeyi ihmal etmiyoruz.

Philips olarak iletişimde tek ses olmayı, dünyanın her yerinde bu stratejiyi korumayı ama aynı zamanda yerel değerleri göz önünde bulundurmayı önemsiyoruz. Philips’te hem müşterilerimizle hem de sosyal paydaşlarımızla organik bağ kuracak bir iletişim zemini oluşturuyoruz.

Kurumsal iletişim kapsamında yaptığımız çalışmaları 5 başlıkta toplayabiliriz: Marka ve itibar yönetimi: Temel stratejileri, hedefleri, marka değerlerini ön planda tutarak şirketin itibarını ve markamızın güvenirliğini üst seviyede yönetmek. Basın ilişkileri ve liderlik iletişimi: Şirketimizin basın ile olan iletişimini efektif ve sağlıklı bir şekilde yönetiyoruz. Sürdürülebilirlik ve sosyal sorumluluk çalışmaları: Sürdürülebilirliği tüm iş süreçlerimizin merkezinde konumlandırıyoruz. Sosyal sorumluluk projelerimizle de katma değer sağlıyoruz. Kriz yönetimi: Markamızı korumak için gündemi sürekli takip etmek, olabilecek kriz durumlarını değerlendirmek, global ve yerel kriz yönetim ekipleri ile sürekli iletişimde kalmak, doğru ve stratejik biçimde krizi yönetebilmek en önemli sorumluluğumuz. Kurum içi iletişim: Kurum içi yaptığımız çalışmalarla sağlıklı, ekip çalışmasının olduğu, şirket vizyonunu özümsemiş, birbiriyle iletişim halinde bir çalışma kültürünün oluşması için insan kaynakları ve yönetim ekibimize birlikte çalışıyoruz.

Philips Orta Doğu, Türkiye ve Afrika pazarımızın merkezi Dubai. Günümüzde lokasyonun özellikle belli fonksiyonlar için önemi kalmadı. İletişim ekibimiz de bölge içinde farklı ülkelere yayılmış durumda. Ben de 15 ülkeden sorumluyum ve sık sık seyahat ederek ekibimi ve iletişim faaliyetlerimizi Türkiye’den yönetiyorum.

Türkiye’de gıda, biyoendüstriyel ürünler ve hayvan beslemesi alanlarında hizmet veriyoruz. Türkiye, Orta Doğu, Afrika ve Hindistan’ın olduğu, 67 ülkeyi içine alan ve 3 milyara yakın nüfusu olan geniş bir coğrafyayı İstanbul’daki merkez ofisimizden yönetiyoruz.

Küresel düşünüp yerel hareket ediyoruz. 155 yıllık bilgi birikimimiz ve marka duruşumuz var. Bunu yerelde korumaya özen gösterirken faaliyette olduğumuz bölgenin değerleriyle uyumlu ürünler geliştiriyoruz. Toplumu ve beklentilerini derinlemesine analiz ediyoruz. İletişim mesajlarımızı da bu eksende oluşturarak en doğru kanallar aracılığıyla paydaşlarımıza ulaştırıyoruz.

Hedef kitlemiz kamu, müşteriler, tedarikçiler ve çalışanlarımız… Her bir hedef kitlemize uygun mesajları doğru kanallar aracılığıyla ulaştırmaya, paydaşlarımızla ilişkilerimizi güçlendirmeye çalışıyoruz. İletişimin dinamiklerinin değişmesiyle bu kanallarımız hem iç hem de dış paydaşlarımız için çeşitlendi. Amacımız Cargill’in varlığını tüm medya kanallarında güçlendirmek. Dünyadaki gelişmeleri yakından izliyor, trendleri takip ediyoruz. Bunun yanı sıra iklim krizi, sürdürülebilirlik konularında fayda ve paylaşılabilir bilgi yaratmaya odaklanıyoruz.

Türkiye’de 1960 yılından bu yana varız. Özellikle pandemi döneminde Türkiye önemli bir üretim ve yatırım bölgesi olarak öne çıkıyor. Üretimin bu tarafa kayması, lojistik avantajı bizi de bölgesel merkez haline getirdi. Hindistan, Orta Doğu ve Afrika arasındaki ticari ilişkiler de gelişmeye devam ediyor. Cargill, Türkiye merkezli operasyonlarımızın gücünden daha fazla yararlanırken üreticiler de farklı pazarlara ihracat fırsatları yakalıyor.

Türkiye, jeopolitik gücünün yanı sıra P&G’nin 1987 yılından bu yana önemli yatırımlar yaptığı ve başarılı performans sergilediği bir ülke. P&G Türkiye’nin üretim kapasitesi, iş gücü kalitesi, güçlü tedarik zinciri ve yerlileşme politikası bizi güçlü kılıyor.

Ben; Türkiye, Azerbaycan, Gürcistan, Özbekistan, Türkmenistan, Ermenistan, Tacikistan, Moğolistan ve İsrail olmak üzere dokuz ülkeden sorumluyum. Bu bölgelerdeki iş ortaklarımızla, iletişim ve medya ajanslarımızla ve AmCham gibi derneklerle yakın temas halinde çalışıyoruz. İlgili STK’lar ve hükümet yetkilileriyle iş birlikleri yapıyoruz. Projelerimizin erişimini artırmak için medyanın tüm kollarıyla bir araya geliyor, kendilerini P&G ile ilgili güncelliyoruz.

Tüm projelerimizin temelinde Çevresel Sürdürülebilirlik, Eşitlik ve Kapsayıcılık, Yönetişim, Cinsiyet Eşitliği ve Topluma Katkı’dan oluşan 5 Kurumsal Vatandaşlık ilkemiz bulunuyor ve bunlar tüm stratejilerimizi doğrudan etkiliyor. Hedefimiz bu başlıklar ışığında İyilikle Güçlenmek.

Bu vizyonumuz, faaliyet gösterdiğimiz diğer ülkelerde de geçerli. Bu ülkelerin dokusuna uygun çalışmalar hayata geçirirken ülkeler arası proje ihracından da geri kalmıyoruz. Mesela Türkiye’de başlattığımız, 2014 yılından bu yana devam eden Olimpik Anneler projemizi Azerbaycan’a da taşıdık. Aynı şekilde COVID-19 sürecinde Türkiye’de düzenlediğimiz bağışlarımızı Özbekistan ve Azerbaycan’da da gerçekleştirdik. Ülkemizde bu yönde çalışmalar gerçekleştiren Head & Shoulders’la Azerbaycan Milli Futbol Takımının “özgüven sponsorluğunu” üstleniyoruz, Old Spice’la da ülkenin önde gelen spor kulüplerinden Neftçi PFK’nın sponsoruyuz. Ülkemizde Prima ve Orkid’le yaptıklarımıza benzer olarak Pampers’la anneleri, Always ile de genç kızları bilgilendiriyoruz. Ariel markamız da aynı ülkemizde olduğu gibi Kıyafet Bağışı programı gerçekleştiriyor.

Signify olarak, dünya genelinde 70’ten fazla ülkede 37 bin çalışanımızla evleri, ofisleri, binaları ve kentsel mekanları dönüştürmede nesnelerin internetini kullanarak aydınlatma çözümleri üretiyoruz. Tüm bunları yaparken global misyonumuz “Hem Dünyayı İyileştirme Hem de İnsanların Hayatını İyileştirme” prensibiyle hareket ediyor ve sürdürülebilirlik alanında önemli adımlar atıyoruz. Ben, Signify Ortadoğu, Türkiye, Afrika ve Pakistan Kurumsal İletişim Direktörü olarak 50’den fazla ülkeden sorumluyum.

Yönettiğim bölgelerde yerelleşme çok kritik bir konu. Her ülkenin kendi dinamiklerini, kültürünü ve değerlerini göz önüne alarak süreçleri yönetiyoruz. Bu doğrultuda her bölgede görevli olan iletişim liderlerimiz ve ülke yöneticilerimizle sık sık görüşmeler gerçekleştiriyoruz. Görüşmelerin sonucunda ülkelerin genel stratejimiz çerçevesinde lokal ihtiyaçlarını ve önceliklerini belirliyoruz. Bunlar üzerinden de planlarımızı yapıp aksiyonlar alıyoruz. Dijital platformlar ve sosyal medyanın başrolde olduğu bir dünyada takibi kuvvetli, dataları iyi okuyabilen, iş disiplinine sahip bir ekibin olması mutlaka büyük bir avantaj. Bu bize ülkelerin nabzını tutmayı, olayları anında ölçümlemeyi ve gereken durumlarda hızlı aksiyonlar almayı sağlıyor.

Öncelikle büyük resmi gözetip adeta bir helikopter bakışıyla tüm bölgeye bütünsel yaklaşıyoruz. Ülkelerin detaylı iletişimini de bütünün kırılımları şeklinde belirliyoruz. Ülkelerin kendi dinamiklerinin yanı sıra birbirlerinden ilham almaları ve kritik konularda beyin fırtınası yapılabilmesi amacıyla ekibin bir araya gelmesine önem veriyoruz.

Kurumsal iletişimin kapsadığı tüm alanlara dokunuyoruz ve hatta ötesini de zorluyoruz diyebilirim. Kriz iletişiminden, itibar yönetimine, sosyal sorumluluktan, sürdürülebilirlik vizyonumuzun uygulanmasına kadar her noktada dahiliyetimiz ve katkımız var.

Sorumlu olduğum ve “Gelişen Pazarlar Bölgesi” olarak adlandırdığımız bölgede 80’den fazla dil konuşulan, 130 ülke var. Biz bu farklılıkları ve çeşitliliği ana değer olarak benimsiyor ve gelişimimizde rol oynayan faktörlerden birisi olarak görüyoruz.

“Ev” kavramı her kültür ve çevrede farklı davranış, ihtiyaç ve talepleri geliştirebiliyor. Ama herkesin hayatında en kıymetli şeyin kültüründen bağımsız olarak ev olduğunu biliyoruz. Bu bağlamda müşterilerimizin evleri için hiç durmadan, yenilikçi ve tüketici odaklı ürünler ve hizmetler sağlayarak ekonomik, çevresel ve sosyal olarak sürdürülebilir bir iş yürütüyor ve bu doğrultuda kesintisiz iletişim yapıyoruz.

Sorumlu olduğumuz bölgede; sosyal, ekonomik, ekolojik, politik, kültürel açılardan farklı ve çok renkli bu ülkelerde BSH’nin tek ses, tek yürek ve uyum içinde, tek bir takım olarak kurumsal marka iletişimi ve itibar yönetimini sürdürüyoruz. Bu; sıklıkla değişen koşulları barındıran, tansiyonu yüksek bölgelerde daha çeşitli ve hızlı stratejiler geliştirmeyi gerektiriyor.

Birbirinden bu kadar farklı kültürde toplumlara hitap eden ve bazen birbirinden çok başka iş yapış şekilleri geliştirmeyi gerektiren bu bölgede; farklı olmak ve bu farklılıkları günlük yaşamımıza dahil etmek bizi yalnızca geliştirmekle kalmıyor. Sadece insan olarak değil, şirket olarak da daha iyi kılıyor. Bu nedenle işimizin her aşamasında çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık başlıca ilkelerimiz arasında yer alıyor. İnovasyon ve tüketici faydası odağında ürün ve hizmetler geliştirmek ve müşteri odaklılık en önemli önceliklerimiz. Bu kapsamda yenilikçi iletişim çalışmalarına ve bütüncül fayda odaklı sürdürülebilirlik projelerine odaklanıyoruz

NTT DATA 50 farklı ülkede faaliyet gösteren 134.000’den fazla çalışanı olan dev bir teknoloji şirketi. Türkiye bu global organizasyonda çevik yaklaşımı, yüksek inovasyon gücü ve yeni nesil projeleri hayata geçirme misyonuyla 1.600 kişilik genç ve dinamik yapısıyla ayrı bir öneme sahip.

Türkiye’de sınırları aşan başarılara imza atan organizasyonumuzun büyümesiyle birlikte MENA Bölgesindeki NTT DATA Business Solutions ofisinin yönetim sorumluluğunu da üstlenmiş bulunuyoruz. Global markamızın pazarlama stratejilerini bölgesel olarak pazar dinamiklerini, tüketici eğilim ve beklentilerini gözeterek karar veriyoruz. Stratejilerimizi yine bu bakış açısıyla uyguluyoruz.

İletişim stratejimizi bölgesel olarak var olan müşterilerimiz ve hedefimizdeki kurumlar özelinde ayrı ayrı kurguluyoruz. 1.600 kişilik ekibimizle NTT DATA Business Solutions Türkiye ve MENA çatısı altında yürütülen pek çok değerli dijital dönüşüm projesini başarıyla hayata geçiriyor ve ilk nitelikli pek çok uygulamaya imza atıyoruz. Ayrıca dijital pazarlama ve sosyal medya süreçlerimiz çerçevesinde, projelerimizde yer alan dijital liderleri adresleyen çalışmaları da hayata geçiriyoruz.

Kurumsal iletişimi sadece medya ilişkileriyle sınırlı tutmuyor, projelerimizi çok kanallı pazarlama yaklaşımlarımızla müşteri odağında kurguluyoruz. Dijital pazarlama dünyasındaki yeni trendleri teknoloji dünyasıyla buluşturma vizyonumuzla sosyal medya etkileşimini, basın iletişimini kapsayacak şekilde hayata geçiriyoruz. CEO iletişiminden, çalışan deneyimine, dijital dönüşüm yolculuğuna rehberlik ettiğimiz müşterilerimizin iletişiminden tedarikçilerimizin iletişimine uzanan geniş kapsamlı her paydaşımızı kapsayacak bir kurumsal iletişim stratejileri geliştiriyoruz. Çağın ve günün değişen koşullarına çevik bir şekilde adapte ettiğimiz planlamalarımızı tüm B2B pazarlama ve iletişim kanallarını kullanarak dizayn ediyoruz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir