1) Lig yarışını doludizgin sürdüren Fenerbahçe ve Konyaspor, bu haftaki maçlarını da kazandılar. Sarı lacivertlilerde İsmail Kartal’ın bu parlak performansına rağmen teknik direktörlüğe Jorge Jesus’un getirileceği söylentilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
UĞUR MELEKE: M.UNiTED MODELi OLABiLiR
Gerçekten zor bir karar. Jesus büyük bir teknik adam. Eğer futbolu hâlâ seviyorsa, hâlâ çalışmak için iştahlıysa kolay kolay ‘Hayır’ diyebileceğiniz bir isim değil. Cruyff modelini benimser, geriden pasla çıkan, sadece kazanmayı değil eğlendirmeyi amaçlayan, ofansif mantalitesiyle çalıştığı her santrforunu yıldız yapan bir teknik adamdır. Cardozo, Teofilo, Gomis… Bir sürü örnek var Jesus’la uçan… Ancak İsmail Kartal’ı bu performansından sonra kaybetmek de akıl dışı. Acaba Manchester United’ın gelecek sezon Rangnick’e vereceği ‘danışman’ rolünü Fenerbahçe de İsmail Kartal’a mı önerse?
MEHMET ARSLAN: OLMAK YA DA OLMAMAK
İsmail Kartal’a büyük saygı duyuyorum. Başarısını ayakta alkışlıyorum. Ve bir şansı da hak ettiğini düşünüyorum. Ama bu şimdi değil. Ali Koç ve yönetimi çok dikkatli karar almak zorunda. Onlar için önümüzdeki sezon “Olmak ya da olmamak” sezonu. Ve bu riski de İsmail Kartal ile almayacaklardır. Ve almamakta da haklılar. Taraftarın, camianın beklentisi çok yüksek. Keşke şampiyonluğun her şey demek olmadığı bir ülkede yaşasak ve İsmail Kartal o şansı elde etse.
GÜNTEKiN ONAY: HAKSIZLIK OLUR
İsmail Kartal çok başarılı ve bu büyük çıkışı tartışılmaz. Jorge Jesus da büyük bir tecrübe ve kariyerinde büyük başarılar yaşamış bir teknik adam. Takdir Fenerbahçe yönetiminin. Lakin Kartal’ın takımı aldığı ve getirdiği noktayı görmezden gelmek haksızlık olur.
“AVCI’NIN OLDUĞU YERDE BiR PLAN, PROJE MUTLAKA VARDIR, ÖNEMLi OLAN YÖNETiMiN TAVR”
2) Aylardır açık farkla zirvede yer alan Trabzonspor, 38 yıl aradan sonra büyük sükseyle gelen şampiyonluğa artık 1 puan mesafede. Siz bordo mavililerdeki bu yapılanmanın 1 yıllık mı yoksa daha uzun vadeli mi başarılı olacağını düşünüyorsunuz?
MEHMET ARSLAN: TRABZON iÇiN YENi BiR TARZ
Abdullah Avcı’nın olduğu yerde bir plan, bir proje mutlaka vardır. Önemli olan Trabzon yönetiminin bu projeyi hayata geçirme niyetidir. Avcı’yı diğer Türk hocalardan ayıran özellik saha içi konsantrasyonu ve motivasyonudur. Saha dışı polemiklerden takımını da, kendisini de uzak tutar. Bu Trabzonspor’un karşılaştığı yeni bir tarz. Avcı’nın futbol aklı ile yönetimin duruşu örtüştüğü sürece ortada bir plan vardır. Yeter ki yönetim kararlılık sergilesin.
UĞUR MELEKE: TEDBiR ALDILAR
Bu sezon şampiyonlukta anahtar rol oynayan oyuncuların yaşlandığı bir gerçek: Hamsik’in, Nwakaeme’nin, Visca’nın, Peres’in, Djaniny’nin gelecek sezonlarda ne vereceklerini kestirmek şu anda çok kolay değil. Ancak Trabzon’un bu yıl transfer de Taha gibi, Batuhan gibi, Enis ve Emrehan gibi önemli genç yetenekleri de kadrosuna kattığını düşününce, kadro dönüşümüne ihtiyaç duyulursa bunu da başara bileceklerini söyleyebiliriz.
GÜNTEKiN ONAY: VERiMSiZLERi GÖNDERMELi
Başarıya ulaşmak, zirveye çıkmaktan daha zor olan orada kalmaktır. Bakın, son şampiyonlar Başakşehir ve Beşiktaş bir sonraki sezonlarda nasıl da döküldüler. Kadronun önemli taşlarını muhafaza etmek ama gerektiğinde verimli olmayanlar ile vedalaşabilmek bu işin önemli bir parçası. Kontrat süreleri özellikle yabancı oyuncuların performansı için başarıda en belirleyici faktör. Trabzon bu dengeyi bulursa önümüzdeki yıl da en güçlü aday olur.
“KASIMPAŞA’NIN BiR OYUN SiSTEMi VARDI, BEŞiKTAŞ’IN iSE ACELESi”
3) Valerien İsmael, 3-0 kaybettikleri Kasımpaşa maçından sonra, “Mesele 3’lü ya da 4’lü oynamak değil. Hatalar olunca nasıl oynadığınız fark etmiyor” dedi. Bu sizce doğru bir yaklaşım mı?
UĞUR MELEKE: SiSTEM KADROYA UYGUN OLMALI
Maalesef bu açıklamaları, Pereira’nın demeçlerine benzetiyorum. Evet, bence de mesele 3’lü-4’lü oynamak değil. Mesele alanı doğru parsellemek, bütüncül oynamak, topluca hücum etmek, topluca savunmak. Ve oyuncu listen neye uygunsa, formasyonu öyle belirlemek. Peki madem mesele 3’lü-4’lü meselesi değil; neden İsmael çalıştığı son 4 takımda 160 maçın tamamında üçlü savunmayı tercih etmiş? Beşiktaş kaotik bir futbol sergiliyor, hızlı oynamakla telaşlı oynamayı karıştırıyor. Pazartesi Kasımpaşa’nın bir sistemi vardı, Beşiktaş’ın ise acelesi. Maçın özeti bu.
GÜNTEKiN ONAY: SiSTEMSEL SORUN ORTA SAHADA
Beşiktaş’ın sistemle ilgili sorunu orta sahanın merkezindeki Josef ve Pjanic’in çok geniş bir alanı kontrol etmek zorunda kalmaları. Siyah beyazlılar, Rıdvan ve Rosier kenar çizgilere yakın oynayınca orta alanın kontrolünü eline alamadı. Benzer sorunu Fenerbahçe’de Pereira da yaşamıştı. Beşiktaş, son 2 maçtır gol bölgesinde sorun yaşamakla birlikte, Kasımpaşa karşısında da rakibin geçiş hücumlarına çare üretemedi. İsmael’in son 2 maçtan dersler çıkarması şart.
MEHMET ARSLAN: SONU PEREiRA GiBi OLMASIN
Bu konuda İsmael ile aynı paralelde düşünüyorum. Savunma da hücum da bir takım sorumluluğu ve disiplinidir. Önemli olan bunu uygulama becerinizdir. 3’lü ya da 4’lü defans oynadığınızda savunma kadar hücum özelliğiniz de etkilenecektir. Bunu dengeleyebilecek olan oyuncu ve teknik adam performansıdır. İsmael bir sistem geliştirmeye çalışıyor. İnşallah sonu Pereira gibi olmaz. 3’lü, 4’lü diyerek onu da kaçırmazlar ülkeden.
“MUSTAFA DENiZLi’NiN iSMi ALTINDA EZiLDiLER”
4) Yeni Malatyaspor ve Göztepe düştü, Altay ile Rizespor’un işi mucizelere kaldı. Alt taraftaki takımların bu kadar erken kopması ve çabalarının zayıflığı Süper Lig için enteresan değil mi?
MEHMET ARSLAN: BUZ DAĞININ GÖRÜNEN YÜZÜ
Özellikle Altay’ın küme düşmesine yol açan olay, hırs ve ‘küçük olsun benim olsun’ anlayışıdır. Onlar esasında Mustafa Denizli ile yollarını ayırdıkları an zaten küme düştüler. Onun ismi altında ezildiler. Ve kaçınılmaz son geldi. Önümüzdeki sezon ise Süper Lig’de daha çok küme düşme adayı olacaktır. Çünkü yayın gelirleri dibe vuracak ve güç süz kadrolar daha da fazlalaşacak. Bu sezon Süper Lig’de yaşananlar buz dağının ancak görünen yüzüdür ne yazık ki.
GÜNTEKiN ONAY: NESTOR GiTMEMELiYDi
Bu takımlar sürekli teknik adam değiştirerek çözüm aradı. Altay iyi mücadele etti ama kadrosu zayıftı. Göztepe’de Nestor El Maestro’nun bir oyun kimliği vardı ve gönderilmesi bence hataydı. Çaykur Rizespor ise teknik direktör Bülent Korkmaz’ı daha önce getirmiş olsa kümede kalma şansı daha fazla olurdu.
UĞUR MELEKE: YÖNETiM BECERiKSiZLiĞi
Ben de bu sezon dört takımın birden bu kadar erken kopmalarını beklemiyordum doğrusu. Ancak küme düşmeleri kesinle şen takımların hikayelerini incelediğimizde benzer sebepler gözlemliyoruz: Yönetim beceriksizlikleri. Altay’ın Serkan Özbalta’yla, Göztepe’nin Nestor el Maestro’yla yolları ayırmaları gerçekten inanılmaz kararlardı. Zaten o kararları aldıkları gün fişi de çekmişlerdi. Çaykur Rizespor ve Yeni Malatyaspor ise zaten uzun yıllardır çok kötü yönetilen takımlar.
“GALATASARAY SiL BAŞTAN DEĞiŞMELi AMA YETERLi BÜTÇE YOK, GELECEK KARANLIK”
5) Hemen herkesin ‘iyi oynamadığı’ konusunda hemfikir olduğu Galatasaray’ın son 9 maçta 6 galibiyet almasını nasıl değerlendirmeli? Bunlar bireysel yeteneklerin marifeti mi?
MEHMET ARSLAN: OYUN KiMSEYE UMUT VERMiYOR
Galatasaray’ın çizgisi mizgisi, planı mlanı yok. Yaşlı, kendine güvenini yitirmiş, fizik olarak zayıf ve sadece bireysel becerilerle kazanan bir takım. Ve o galibiyetler ile oyun kimseye umut vermiyor. Teknik direktörü Domenec Torrent ise neredeyse her maçta ıslıklanan bir hoca. Silbaştan yeni bir Galatasaray’a ihtiyaç var. Bu ise ciddi bir bütçe gerektiriyor. Açıkçası onlar açısından gelecek son derece karanlık görünüyor. Ve tünelde de ışık görünmüyor.
UĞUR MELEKE: PULGAR’I 2.5 AY SAKLAMASI iLGiNÇ
Ben de Galatasaray’ın Malatya ve Altay’ı yenerken çok iyi oynamadığını düşünenlerdenim. Muhtemelen kulüpteki gelişmeleri takip eden Torrent, sezonun kalan bölümünde sonuç odaklı düşünüyor ve tecrübelilerle hanesine daha fazla galibiyet yazmayı hedefliyor. Önceki hafta Halil iyi oynarken çıkmış, yerine giren Gomis 20 dakikada sadece 4 kez topla buluşmuştu. Torrent o 4 topla buluşmayı beğenmiş olmalı ki İzmir’de de Gomis’le başladı! Ayrıca Pulgar’ı 2.5 ay saklayıp takımı Taylan-Berkan’a mahkûm etmesi de enteresan.
GÜNTEKiN ONAY: KIPIRDANMA VAR AMA YETMEZ
Galatasaray, kabul etmek gerekir ki, Süper Lig’de kazandığı son 2 maçını küme düşme hattında bulunan sorunlu takımlarla oynadı. Akıcı ve güçlü bir oyun hâlâ yok. Kaleci Muslera, Marcao ve Nelsson’un istikrarlı performansları; son 2 maç Pulgar’ın katılımı ile olumlu anlamda bir kıpırdama var ama yeterli mi? Hayır. Galatasaray çok daha iyi olmak zorunda.
“OYUNCULARI BEN Mi ALDIM BEN Mi OYNATMIYORUM”
6) Hem Torrent hem İsmael, çok gol kaçırdıklarından yakınıp, “Golcümüz yok” dedi. Bu kadar gol kaçması, forvetlerin kalitesiyle mi ilgili? G.Saray ve Beşiktaş transferde buna mı ağırlık vermeli?
MEHMET ARSLAN: GÖRÜNMEZ GÜÇLER
36 yaşındaki Gomis savunma oyuncusu mu? Batshuayi kaleci mi? Kadro ve teknik seçimlerini medyaya, hakeme, Futbol Federasyonu’na ve futbolcular ile görünmeyen düşmanlara havale etmek ne kadar güzel! Ondan sonra da Sayın Saffet Sancaklı’dan özür beklerler. Bu ülke futbolseverinin, (dikkat buyurun futbolsever dedim, taraftar değil) içinden gönlün den geçeni en güzel cümlelerle özetliyor Saffet Sancaklı. Golcüleri yokmuş… Ben mi aldım o futbolcuları? Ben mi oynatamıyorum?
UĞUR MELEKE: GOLCÜDEN YANA ŞANSSIZ
Bu da aslında netameli bir konu. Bazı teknik adamlar var ki geliştirdikleri oyun, santrfora bağımlı değildir. Guardiola’nın oyunu santrforsuz da olsa ritmini kaybetmez mesela. Ancak birkaç ay önce sevgili Güntekin (Onay) konseyde “Ben Süper Lig’de santrforuna rağmen şampiyon olan takım hatırlamıyorum” diye süper bir teşhis yapmıştı. Bu sezon gerçekten de Beşiktaş ve Galatasaray’ın santrfor noktasında şanssız olduklarını kabul etmek gerek.
GÜNTEKiN ONAY: GOMiS ESKiSi GiBi DEĞiL
Hücumda pozisyona giremiyorsanız, sorun oyun anlayışı ve oyuncu kalitesindedir. Pozisyona girip sonuçlandırmıyorsanız santrforların bitiriciliği ve vuruş kalitesi burada dev reye girer. Şurası bir gerçek; Gomis eski Gomis değil. Bir hayli ağırlaşmış. Michy Batshuayi ise rakip savunmaların arasında zaman zaman yalnız kalıyor ve çok hareketli oynadığı için de final işini yapacakken yeterli güce sahip olmadığı için çok gol kaçırıyor.