Türk havacılığı burada doğdu! Cumhuriyet’ten bile eski: İstanbul’un unutulan havalimanı

Derleyen: Betül Yasemin Keskin / Milliyet.com.tr – Takvimler 1911 yılını gösterirken Osmanlı İmparatorluğu yönetimi, askeri havacılık faaliyetlerini gerçekleştirmek için ilk hava meydanı olarak bugünlerde İstanbul’un Sarıyer ilçesinde yer alan Büyükdere semtini seçti. 1900’lü yılların başında Osmanlı İmparatorluğu modernleşme çalışmaları kapsamında askeri havacılığa ehemmiyet veriyordu. Böylece İstanbul’un kuzeyinde yer alan Büyükdere Çayırı, hava faaliyetleri için uygun bir alan olarak belirlendi. Bu dönemde havacılık askeri amaçlarla sınırlı olsa da Büyükdere Çayırı, Osmanlı’nın ilk hava meydanı olarak kabul edildi. Uçuş havacılık eğitimlerinin denendiği bu alanda Fransa’dan getirilen uçaklar da deneniyordu. Sivil havacılığın henüz başlamadığı yıllarda askeri havacılığının temellerinin atıldığı yer olarak kabul gören Büyükdere Havalimanı, Osmanlı’nın ilk hava birliği olan ‘Tayyare Bölüğü’ öğrencilerinin de eğitim gördüğü bir alandı. Bu sebeple havacılık okulu olarak da kullanılıyordu.

Havacılık çalışmaları yalnızca Büyükdere ile sınırlı kalmadı. Aynı dönemde, hem askeri hem de sivil amaçlarla kullanılmak üzere Yeşilköy’de de bir havaalanı kuruldu. Başlangıçta iki hangar ve küçük bir meydanla hizmete giren Yeşilköy Havaalanı, Harbiye Nazırı Mahmud Şevket Paşa’nın orduda kullanılacak uçaklar için bir tesis oluşturma isteğiyle hayata geçirildi. Ancak Kurtuluş Savaşı yıllarında, bu iki havaalanından biri olan Büyükdere, işgalci güçler tarafından ele geçirildi ve faaliyetleri tamamen durduruldu.

İTALYANLARLA KARŞILIKLI ANLAŞMA İMZALANDI

Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılmasının ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasından sonra yetkililer hem ordunun hava gücünü geliştirmek hem de yolcu ve posta taşımacılığında hava yolunu kullanmak için adımlar attı. 20 Aralık 1923’te altı kişilik subay heyeti havacılık alanında gelişmiş ülkelerdeki okulları, uçak fabrikaları ve havaalanlarını incelemek, Türk pilotların eğitim olanaklarını araştırmak ve uçaklarla ilgili rapor hazırlamak için Avrupa’ya gönderildi. Heyet özellikle İtalya’nın çalışmalarını daha yakından gözlemleme fırsatı bulmuş ve ülkesine geri dönmüştü. Cumhuriyet hükümeti, havacılık faaliyetlerinin başlamasını Türkiye’nin dünyaya bağlanmasında bir adım olarak görüyordu. O yıllarda İtalyanlardan 8 deniz uçağı satın alındı. Bu alışverişten İtalyanların umduğu şey, Türkiye bağlantılı sivil seferler konusunda ayrıcalık elde edebilmekti. Tam o yıllarda Alman ve Fransız şirketler de Türkiye üzerinden yapılacak seferler konusunda talepte bulunuyordu. Görüşmeler devam ederken bir İtalyan firması olan Aero Espresso ile Türk hükümeti arasında 27 Ağustos 1924’te bir anlaşma imzaladı. Türk hükümeti Aero Espresso’ya deniz uçuşlarıyla ilgili yirmi yıllık imtiyaz verdi.

ASKERÎ YASAK BÖLGEDE YER ALIYORDU

Anlaşmanın ardından Türk hükümeti Aero Espresso’ya Küçükçekmece Gölü’nün kuzeyinde 43 dönümlük bir arazi verdi, şirket inşaat çalışmalarına hızla başladı. Ancak inşaatın başlamasından kısa bir süre sonra arazinin askerî yasak bölge sınırları içinde olduğu ve buradan uçuş yapılamayacağı konusunda anlaşma yapıldı. Küçükçekmece Gölü projesi yetkililerin Büyükdere Çayırı’nı işaret etmesiyle rota yeniden oluşturuldu. Uçaklar Büyükdere koyuna inip kalkıyor, sahildeki yirmi dönümlük arazide hangarlar ve şirkete ait diğer binalar bulunuyordu.

Aero Espresso 1926 yılının mayıs ayında seferlere başladı. İtalya’dan gelen uçaklar Büyükdere’den kalkıyor, Atina’ya uğradıktan sonra İtalya’da Brindisi’ye iniyordu. Aynı şekilde Brindisi’den kalkan uçaklar da önce Atina’ya ve ardından İstanbul’a geliyordu. 1928 yılına kadar seferlerde İtalyan Savio-Marchetti uçakları kullanılıyordu bu tarihten sonra daha güvenli olan Alman Dornier Wal deniz uçakları kullanılmaya başlandı. Uçaklar Büyükdere iskelesine yanaşıyor, iskeleden karaya çıkan yolcular özel otobüslerle kentlere yolculuk ediyordu. Büyükdere Uçak Alanı’na gelen ya da buradan kalkan uçaklar, dünyaca ünlü kişileri yolcu olarak ağırlamış ve bu yolculuklar gazete manşetlerinde de yer edinmişti. 

ROTAYI YEŞİLKÖYE ÇEVİRDİLER

Takvimler 1935 yılını gösterdiğinde Aero Espresso uçaklarının yasak bölgelerde uçuş yaptığı ortaya çıktı. Şirket birkaç kez uyarıldı ancak ikazlara uymayan Aero Espresso firmasıyla yapılan  anlaşmanın feshedilmesine ve şirkete ait Büyükdere’deki tesislerin Türk hükümeti tarafından satın alınmasına karar verildi. Bu olay 6 Şubat 1936 tarihli Cumhuriyet gazetesinde şu haberle yer aldı:

“İtalyan Aero Espresso şirketine ait hangarlarla telsiz istasyonu ve sairesi Nafıa Vekaleti’nce 200 bin liraya satın alınmıştır. Şirketin büyük üç motorlu tayyaresi ile diğer iki tayyaresi bu satışa dahil değildir. Devlet Havayolları İdaresi, Karadeniz ve Akdeniz limanlarımıza tesis edeceği hava hatlarında Büyükdere’deki hangar ve tesisattan istifade edecektir.”

Gazetede yer alan bu ibareden sonra Büyükdere’deki havalimanı ve tesislerin kullanılacağı düşünülse de o yıllarda yetkililer Yeşilköy’e yöneldi. II. Dünya Savaşı’nın patlak vermesinin ardından 1946 yılına kadar Büyükdere’de hiçbir faaliyet yapılmadı ve 1946’da Büyükdere’deki arazinin havacılık faaliyetlerine son verildi. Bir zamanlar havaalanı olarak kullanılan Büyükdere tesisi, günümüzde Sahil Güvenlik Marmara ve Boğazlar Komutanlığı tarafından kullanılıyor.

ATATÜRK HAVALİMANI’NIN AYAK SESLERİ DUYULDU

Büyükdere’deki havacılık hizmetinin devam ettiği yıllarda hükümet tarafından 1925’te kurulan Türk Tayyare Cemiyeti’yle sivil havacılığın ilk adımları atılmaya başladı. Osmanlı döneminde de kullanılan Yeşilköy’deki tesis 1933 yılına kadar askeri amaçla kullanıldı, Büyükdere’nin faaliyetlerine son verilmesinin ardından ABD’den alınan iki King Bird modeli uçakla Yeniköy’de sivil uçuşlara başlandı. Türkiye’nin 1944 Chicago Sivil Havacılık Sözleşmesi’ni imzalamasının ardından Yeşilköy Havaalanı (Atatürk Havalimanı)’nın uluslararası hale getirilmesi kararlaştırılmış oldu.

1947’de havaalanıyla ilgili proje hazırlandı ve Bayındırlık Bakanlığı’nın verdiği yetkiyle Amerikan Westinghouse-IG White firmaları 1949’da Yeşilköy Havalimanı’nın yapımına başladı. Hızla artan uluslararası yolcu trafiği beraberinde özellikle geniş gövdeli uçakların yaygınlaşması ve doğal olarak havalimanının da alanının yaygınlaşmasına neden oldu. Takvimler 2019 yılını gösterirken İstanbul Atatürk Havalimanı, İstanbul Havalimanı’ndaki hava trafiğiyle çakıştığı gerekçesiyle tarifeli uçuşlara kapatıldı ancak pistler kargo, bakım/onarım, genel havacılık, hava taksi, iş uçuşları, devlet uçakları ile yapılan uçuşlarla hizmet vermeye devam ediyor.