Galatasaray Sportif AŞ Başkanvekili Erden Timur, deprem bölgesindeki izlenimlerinden bahsetti.
Erden Timur Habertürk’e yaptığı açıklamada, “Biz alana inmeden depoyu tutup yardım toplama işlerine başlıyoruz. Şehre gittiğimizde bir umutla sağlam bir yer bulmaya çalıştık. Sağlam kalan çok az yer vardı. Böyle bir afet yok.” dedi.
Her şirketin çalışanlarına arama kurtarma eğitimi vermesi gerektiğini söyleyen Timur, şöyle konuştu:
“Kocaman bir fuar alanını depo olarak tuttuk. 6 saatte Antakya’yı geçtim. Ayakta kalan binaları sayabiliyordum. Geçmişteki depremlerle kıyaslanamaz bir boyut. Ciddi bir çaresizlik oluyor. Hatay’da ilk gün çok az insan vardı. Yüzlerce araçla dağıtım yapıyorsunuz ama ulaşma ihtimaliniz çok zor. Her şirketin arama-kurtarma eğitimleri vermesi lazım.”
“Antakya diye bir yer kalmamış”
“Bir noktadan sonra yardımı koordine etmek zor. Normalde yerelle birlikte onu koordine ediyoruz ama yerel yok. Hatay’da kimse yok. En çok yardım Hatay’daydı. Toplumun duyarlılığı inanılmaz. Depremde açık ara en kötü durumda olan yer Hatay’dı. Antakya diye bir şey kalmamış.”
“Salgın hastalık bir risktir”
“Mümkün olduğu kadar mobil tuvalet gerekiyor. Şiddetli deprem birçok altyapıyı da yok etmiş durumda. En önemli şey barınma. Salgın hastalık bir risktir. Onu önleyip ondan sonra diğer şeyleri konuşmamız lazım.”
“İki yıllık gelirimizi versek, hiçbir şey kaybetmeyiz”
İnsanların yardımda bulunması gerektiğini söyleyen Timur şunları kaydetti:
“Biz hakikaten büyük bir milletiz. Bunu millet aşacak. 60-70 yılın sorunu bu. Bugünden 50 yıl önce ne yapılıyordu? Bu kadar insanın canı gitti… Para bulmamız lazım. Her yerden para bulmak gerekiyor. Bu insanların gerçekten barınmaya ihtiyacı var. Çoluğundan çocuğundan çok düşüneceksin böyle durumlar olduğunda. Herkesten şunu rica ediyorum; olumlu bir şekilde bu işleri düşünmezsek, bu işin çaresini odak noktasına getirmezsek olmaz. Kendi çocuğundan fazla düşünürsün. İki yıllık gelirimizi buraya versek ne kaybederiz? Kimse bir şey kaybetmez. İmkanı olan herkesin iki yıllık gelirini buraya vermesi lazım.”