Çağını, çağının sanatsal ve toplumsal dönüşümlerini takip eden, çalışmalarında birikimini, o büyük dönüşümleri yansıtan Atagök, insanın bitmeyen öyküsünü malzemenin diliyle anlatıyor.
Sanatçının eserle izleyici arasına koyduğu boşluk, sadece izlemeye dair bir mesafeyi değil, aynı zamanda yapıttan alımlayıcıya ve ondan tekrar yapıta dönen algının yaşam alanını ifade ediyor. Geçmişe, bugüne, kişisel olduğu kadar politik olana vurgu yapan eserler, öncesi ve sonrası olmayan zamanda ve mekânda her seferinde yeniden anlam üretiyor. Atagök’ün insana, bitmeyen sorgulamalara, arayışlara, çıkışlara, yüzleşmelere, gelgitlere dair yapıtları, sessiz bir iletişimin olanaklarının hangi sınırlarda gezinebileceğini anlatıyor. Küratörlüğünü Nilgün Yüksel’in yaptığı sergi 24 Aralık’a kadar görülebilir.