The Washington Post’a göre ABD Ticaret Bakanlığı Sanayi ve Güvenlik Müsteşarı Alan Estevez’in radarında olası ek yaptırım ve ihracat kontrolleri arasında kuantum hesaplama, biyoteknoloji ve yapay zeka yer alıyor.
Ancak bu yaptırım olasılığı şimdiden uzmanlar tarafından endişe ile karşılanmış durumda. Zira biyoteknoloji gibi yüksek teknoloji içeren endüstriler esasında küresel çapta ortaklıklara sahne oluyor. İklim politikaları ve sağlık gibi alanlarda ülkeler birbirleriyle çalışmak zorunda. Dolayısıyla Çin’deki bilimsel ilerlemenin ABD’de hayat kurtarabileceğinin altı çiziliyor. Olası kısıtlamaların bu alanlardaki ilerlemelere ciddi zarar verebileceği aktarılmakta.
ABD kendi ayağına sıkabilir
Bu bağlamda çeşitli örnekler bulunuyor. Örneğin, iğnesiz enjeksiyon cihazı üreticisi NovaXS şirketinin merkezi ABD’de bulunsa da klinik deneyleri Çin’de yürütüyor. Benzer şekilde Çin’in en çok finanse edilen ilaç firması Xtalpi, Ar-Ge faaliyetlerinin merkezi olarak ABD’yi kullanıyor.
Ek olarak biyoteknoloji endüstrisi inanılmaz maliyetli ve esasında verimsiz bir süreç. Önde gelen biyoteknoloji şirketi Insilico’nun CEO’su Alex Zhavoronkov, araştırmaların karmaşık, belirsiz ve çok riskli bir süreç olduğunu, bir ilacı piyasaya sürmek için 10-15 yıla, 2-3 milyar dolara ihtiyacınız olduğunu ve sürecin yüzde 95-99 oranında başarısızlıkla sonuçlandığını ifade ediyor. Dolayısıyla biyoteknolojide uluslararası iş birliğinin bu büyük risk ve maliyeti paylaşmanın önemli bir yolu olduğu aktarılıyor.
Özet olarak ABD’de 7 Ekim’de yürürlüğe giren en son kurallar, Çin’e gelişmiş bilgisayar çiplerinin ve bunları üretmek için gereken ekipmanın satışını kısıtlıyor. Bu kısıtlamaların yakın gelecekte artması çip krizine benzer durumların tekrardan yaşanmasına neden olabilir.