Gülden Çoktan – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, , dün Demokrasi ve Özgürlükler Adası’nda 27 Mayıs darbesinin 62’nci yıldönümü nedeniyle İstanbul 2 Nolu Barosu’nun düzenlediği “Yassıada Mahkemesi Yargılanıyor” başlıklı anma programına katıldı. Programda TBMM Başkanı Mustafa Şentop, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, İletişim Başkanı Fahrettin Altun da yer aldı. Adnan Menderes, Hasan Polatkan, Fatih Rüştü Zorlu’yu rahmet ve şükranla yad eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Darbe sonrasında kurdukları düzmece mahkemelerle şu an üzerinde bulunduğumuz yeri bir zulüm ve utanç adasına çevirenleri de burada lanetle nefretle anıyorum. Menderes’i ve arkadaşlarını dar ağacına gönderenlerin alınlarına çaldıkları o kara leke, değil 62 yıl, 600 yüzyıl geçse de hiçbir zaman temizlenmeyecektir. Milletimiz merhum Menderes ve arkadaşlarını nasıl gönlüne nakşetmişse Yassıada zulmüne imza atanları da asla affetmeyecektir” dedi.
TÜRGEV ve Ensar’a bağış
27 Mayıs döneminde ‘Eskişehir Örfi İdare Kumandanlığı’nın tebliğini gösteren Erdoğan, “Aynı bugünü göreceksiniz burada. Nedir bu. Diyor ki ‘Beraberlerinde 17 uçak dolusu altın mücevherat ve parayı kaçırmaktayken yakalandılar.’ Bay Kemal’in geçen akşam söylediğinden farkı var mı? Aynı değil mi? ‘Cumhurbaşkanı da kaçırmış’ ve Man Adası dediler, oradan 150 bin lira ceza. Ardından şimdi bir 100 bin lira daha. Şimdi bana düşen ne? Ben de dedim ki, bu 150 artı 100 bini TÜRGEV ve Ensar Vakfı’na verelim. Hiç olmazsa Bay Kemal’in birkaç kuruşu da buralara nasip olsun… Tabii bu paraları nereden bulacağı da önemli. Allahualem, devletin CHP’ye verdiği paralardan bunu da oraya naklediyordur” ifadelerini kullandı.
Erdoğan, “CHP Genel Merkezi tıpkı 27 Mayıs arifesinde olduğu gibi bugün de iftiranın, yalanın, kışkırtmanın merkezi konumundadır. Siyaset üretemeyenler, eser ve hizmet üretemeyenler, bugün de fitne üretmenin, nifak üretmenin, yılan dilleriyle siyaseti zehirlemenin çabası içerisindeler. Bizzat başındaki zatın dillendiği kavga siyaseti 27 Mayıs öncesi uyguladıkları siyaset tarzının yeni bir sürümünden ibarettir” diye konuştu. “62 sene evvel Türkiye’yi derin acılara sürükleyen, demokrasimizi kesintiye uğratan bu çirkef siyaset tarzının yeniden sahnelenmesine asla izin vermeyeceğiz” diyen Erdoğan şöyle devam etti: “27 Mayıs’ın yıldönümünde Türkiye Cumhurbaşkanı ve Türkiye’nin en büyük siyasi partisinin Genel Başkanı olarak şu ikazı yapmak istiyorum. Buradan Batılı efendilerinin kulaklarına fısıldadığı suflelerle iktidar serabı gören kifayetsizlere sesleniyorum. Meşru zeminde sivil siyaset yapmak yerine demokrasimize pusu kurmaya niyetlenen sırtlanlara sesleniyorum. Siyaset mühendislikleriyle milletimizin iradesini yönlendirmeye çalışan dikta heveslilerine sesleniyorum. Herkes bilsin ki Türkiye, demokratik bir hukuk devletidir. Türkiye, egemenliğin bilakayduşart millete ait olduğu büyük bir devlettir. Türkiye, ekonomisiyle, dış politikasıyla, tarihiyle en önemlisi de 85 milyon insanıyla güçlü bir devlettir… Türk demokrasisinin altını kimse oyamaz. Bu milletin hakkını, hukukunu hiç kimse çiğneyemez. Bu millete hizmet edenlerin kılına kimse dokunamaz. Ebedi ve ezeli kardeşliğimizi hiçbir sinsi senaryo bozamaz, bozamayacaktır. Sandık dışında yol arayanlar daha şimdiden 2023 seçimlerine gölge düşürmeye çalışanlar akıllarını başlarına toplamalıdır.”
‘Seyirci kalamayız’
Türkiye’nin istikrarsızlık bataklığına sürüklenmesine göz yummayacaklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan uyarılarını şöyle sürdürdü:
“15 Temmuz ile beraber artık bu ülkede antidemokratik yöntemlerle iktidara gelme kapıları bir daha açılmamak üzere kapanmıştır. Yok altılı masaymış yok yedili masaymış. Ya ne yaparsanız yapın bu masalar sizin için bir hayat göstergesi olmayacak. Tek hayat göstergesi millettir millet, bunu öğreneceksiniz… 15 Temmuz gecesi 251 insanımızın şehadete yürüdüğü o geceyi unutmayız, unutturmayız ve onun bedelini de ödetmeye kesin sözümüz var, ahdimiz var, bunu da böyle bilesiniz. Demokrasi ve Özgürlükler Adası’ndan sesleniyorum. Aklınızı başınıza alın. Ülkenize ve milletinize ihanet derecesine varan söylemlerinizi, hırslarınızı, davranışlarınızı, provokasyonlarınızı artık bir kenara bırakın… Ama şerrinizi sürdürecek, çirkefliğe devam edecek, iftira, hakaret ve tehdit yoluyla insanları sindirmeye çalışacaksanız sizi milletimizin ferasetine havale ediyoruz. Biz, siz kuklalarla değil, sizin iplerinizi elinde tutan efendilerinizle mücadele ediyoruz.”
Kılıçdaroğlu’na 1 milyon liralık tazminat davası
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘ABD’ye kaçış planı’ iddiasına karşı 1 milyon liralık manevi tazminat davası açtı. Avukatı Hüseyin Aydın aracılığıyla Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi’ne başvuran Erdoğan, ‘kişilik haklarını ihlal edici mahiyette gerçek dışı itham ve isnatlar’ nedeniyle, her bir konuşma için 500 bin lira olmak üzere toplam 1 milyon liralık manevi tazminat talebinde bulundu. Dilekçede, davalının esas maksadının, demokratik seçimle iş başına gelen Cumhurbaşkanının kaçacağı iddiası üzerinden ‘kaos oluşturmak, kamu idaresinin işleyişini felce uğratmak’ olduğu kaydedildi. Dilekçede “Davalının Cumhurbaşkanımızın ‘kaçacağına yönelik iddiası’ deli saçması bir iddiadan öte bir anlam taşımamaktadır” denildi.