Baykar Teknoloji Başkanı ve TEKNOFEST İdare Heyeti Lideri Selçuk Bayraktar, vatanın kıymetini daha yeterli anlamak, neden teknoloji geliştirdikleri sorusunun karşılığını bulmak için Şuşa’ya geldiklerini belirterek, “Yüksek teknolojiyle mana alemi Şuşa’da, Karabağ’da bir manada birleşmiş oluyor.” dedi.
ŞUŞA’YA ZİYARET
TEKNOFEST hasebiyle Azerbaycan’da bulunan Bayraktar, Ermenistan’ın işgalinden kurtarılan Karabağ’ın sembol kenti Şuşa’yı ziyaret etti.
Bayraktar’a ziyaretinde Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır, Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Ömer Fatih Sayan’ın da ortalarında bulunduğu birçok kurumun yöneticisi eşlik etti.
İşgalden kurtarılmasında yerli ve ulusal insansız hava araçlarının değerli rol üstlendiği Şuşa’da Bayraktar; Cıdır Düzü, Aşağı Gövher Ağa Mescidi başta olmak üzere kentte öne çıkan yerleri eşi Sümeyye Erdoğan Bayraktar ve beraberindekilerle ziyaret etti.
“ARAÇLARIMIZIN ŞUŞA’DA KULLANILMASI BİZİM İÇİN ERDEM VESİLESİ”
Selçuk Bayraktar, Cıdır Düzü’nde yaptığı açıklamada, Karabağ’ın, gençlik yıllarında içlerinde kanayan bir yara olduğunu belirterek, “Allah’a şükür Türk orduları, Sayın Cumhurbaşkanlarımız, şehitlerimizin o aziz ruhu sayesinde Karabağ ve Şuşa tekrar hürriyetine kavuştu ve gayrimeşru işgalden kurtuldu. Ulusal olarak geliştirdiğimiz insansız hava araçlarımız burada ordularımıza dayanak oldu. Biz mühendisler için bir yüksek teknoloji yapıtının böylesine manalı bir muharebede kullanılması en büyük onur ve gurur vesilesi.” diye konuştu.
“YÜKSEK TEKNOLOJİ MANA ALEMİ KARABAĞ’DA BİRLEŞİYOR”
Teknolojiyi tek başına geliştirmenin pek bir manası olmadığını vurgulayan Bayraktar, onu manalı kılanın hangi nedenle, niyetle ve gayeyle geliştirildiğiyle ilgili olduğunu söz etti.
Bayraktar, Bayraktar TB2’nin manasını kazandığını aktararak, şunları kaydetti:
“Mühendislik ve teknik grubum ismine merhum babam Özdemir Bayraktar, ağabeyim ve genel müdürümüz Haluk Bayraktar ve bana Karabağ Nişanı tevdi edildi. Bu da hayat uzunluğu taşıyacağımız en büyük onurlardan. Az evvel Karabağ’ın sembolü olan, yakamda rozetini gördüğünüz Har-ı Bülbül çiçeğiyle de tanıştık. Şuşa’nın polis müdürü bizlere burada çok az yetişen Karabağ’ın sembolü olan Har-ı Bülbül’ü de takdim etti. Eşimle birlikte ona İstanbul’a döndüğümüzde odamızın bir köşesinde gözümüz üzere bakacağız.
“GELECEK KUŞAKLARA AKTARILMALI”
TEKNOFEST’in de birinci kere yurt dışında düzenlendiği periyoda denk geliyor bu ziyaretimiz. Bu da çok manalı. Zira TEKNOFEST uluslarımızın, milletimizin bağımsızlığı ve müreffeh olması için yüksek teknolojiyi geliştirme misyonunu tüm toplumla paylaştırma uğraşı.
Bilhassa yeni kuşaklarla buradaki verilen vatan gayretinin nasıl ki gelecek kuşaklara aktarılması çok değerliyse yine birebir acı olaylar yaşanmaması için TEKNOFEST’te de bu yüksek teknolojiyi geliştirerek verilen bağımsızlık eforunun tüm toplumla, gençlerle paylaşılması çok değerli. Yani her iki mana burada. Yüksek teknolojiyle mana alemi Şuşa’da, Karabağ’da bir manada birleşmiş oluyor.”
“TOPRAĞIMIZDA GÖZÜ OLANLA GAYRET EDECEĞİZ”
Tabiat mükemmeli ve bir kültür mirası olan, ecdattan kalan bu mirasın manasını ve vatanın pahasını daha âlâ anlamak, bu teknolojiyi neden geliştirdikleri sorusunun karşılığını bulmak için Şuşa’ya geldiklerini vurgulayan Bayraktar, “Türk milletinin ve TEKNOFEST’in uzandığı tüm coğrafyaları imkanları olursa TEKNOFEST’e buradan davet ediyorum. Tıpkı vakitte imkanları olursa bu kadim topraklarımızı, Karabağ ve Şuşa’yı ziyaret etmelerini tavsiye ediyorum.” değerlendirmesinde bulundu.
Bayraktar, uzaktan yaşamakla gelip gözle görüp dokunma ortasında çok büyük fark olduğunu belirterek, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Vatan hangi uğraşlarla, hangi zorluklarla korunur onu anlamak için gelip toprağı karış karış yürümek ve ecdadımızın bizlere bıraktığı yapıtları de görmek gerekiyor. Orada yaşayan beşerlerle halleşmek gerekiyor. Burada az evvel 11 yaşında burayı işgalden ötürü terk etmek zorunda kalan polis müdürümüzle de görüştük.
CÜRET, TEKNOLOJİ VE BİLİM VURGUSU
30 sene sonra çocuklarıyla birlikte burada kendi mahallesine, kendi çocukluğunun geçtiği yere çocuklarıyla birlikte dönmüş. Öbür öyküler de dinledik. TEKNOFEST’te de yaşlı teyzelerimizden nasıl acılarla buraları bıraktıklarının öyküsünü dinledim. Bütün bunları lakin gelip görüp yaşadığınızda anlayabiliyorsunuz. Bunları bizim çocuklarımıza aktarmamız, o şuuru ve vatan sevgisini aşılamamız gerekiyor. Bizim kimsenin toprağında gözümüz yok ancak bizimkinde gözü olanla da sonuna kadar gayret edeceğimizi, bunu yapmak için her alanda bilimse bilim, teknolojiyse teknoloji, yürekse cüret, bu yüreğe ve inanca sahip olduğumuzu tüm nesillerimizle birlikte bunu yapacağımızı dünyanın bilmesini isteriz.
Şuşa’da arazinin sarp ve kayalık olduğunu biliyorduk. Bu türlü değerli olan yerlerin uğraşı de daha çetin olur. Karabağ eşsiz bir tabiata sahip. Buraların Türk ordularının çabasıyla kurtarılması ve dünya tarihine de SİHA ile kazanılan birinci muharebe olarak geçmesi bizler için çok büyük mana tabir ediyor. Bu tutkuyu ve manası nesillerimizle paylaşmak üzere TEKNOFEST’i düzenliyoruz.
TEKNOFEST, Türkiye’nin sonlarını artık büyük bir coşkuyla aştı. Can Azerbaycan’da birinci sefer yapılıyor ve o vesileyle bizler de buraya gelebildik. İnşallah genç kardeşlerimiz çok daha değerli işlere imza atacaklar. Yalnızca savunma endüstrisinde değil, uluslarımızı, milletimizi bağımsız ve müreffeh kılmak için çok büyük projelere imza atacaklar. Bütün çabamız bunun için.”
Azerbaycan tarih ve kültürünün simgelerinden olmasının yanı sıra hem bölgeye hakim coğrafik pozisyonu nedeniyle stratejik kıymet taşıyan Şuşa, 8 Mayıs 1992’de Ermenistan güçlerince işgal edilmişti.
Azerbaycan ordusu, Şuşa’yı 8 Kasım 2020’de işgalden kurtarmıştı.
Zaferin akabinde Şuşa, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in 7 Mayıs 2021 tarihli kararnamesiyle Azerbaycan’ın kültür başşehri ve tekrar Cumhurbaşkanı kararnamesiyle 2022 yılı “Şuşa Yılı” ilan edildi.