Merkez Bankası faiz kararı Mayıs ayında sabit tutma tarafında olması bekleniyor. Merkez Bankası faiz kararı 26 Mayıs Perşembe günü saat 14:00’da açıklanacak. Merkez Bankası, faizin enflasyona sebep olduğu görüşünü savunan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talepleri doğrultusunda geçen yılın sonunda siyaset faizini kademeli olarak 500 baz puan indirerek %14’e çekmişti. Kur krizine ve enflasyonun yükselmesine sebep olan karar sonrası Merkez Bankası son dört toplantısında faiz kararı sabit kararı aldı.
Merkez Bankası faiz kararı ocak, şubat, mart ve Nisan’da sabit tutmak istikametinde oldu. Merkez Bankası faiz toplantısı 26 Mayıs tarihinde yapılacak, birebir gün faiz kararı da açıklanacak. Uzmanlar Merkez Bankası’nın yüksek enflasyona karşın para siyaseti duruşunun değişmesinin düşük ihtimal olduğuna dikkat çekiyor.
MERKEZ BANKASI FAİZ KARARI NE VAKİT AÇIKLANACAK?
Merkez Bankası faiz kararı 26 Mayıs Perşembe günü saat 14:00’da açıklanacak.
MERKEZ BANKASI FAİZ KARARI NE OLUR?
Reuters anketine katılan 15 ekonomistin tamamı Mayıs ayı Para Siyaseti Şurası (PPK) toplantısında faizlerin sabit bırakılacağı görüşünde.
Yılsonu için varsayım veren toplam 8 iştirakçiden 2’si TCMB’nin yıl bitmeden faiz artırmak zorunda kalacağını öngörüyor. Ankete katılan ekonomistlerden biri siyaset faizinin yıl sonunda %15’e yükseleceğini varsayım ederken öbür bir iştirakçi ise %20 düzeyine artttırılacağını öngördü. Ekonomistlerin beklentileri 20 yılın en yüksek düzeyine ulaşan enflasyonda doruğun şimdi görülmediği ve birkaç ay daha yükselişin sürebileceğini gösteriyor ama anketteki iştirakçilerin birçok Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın üretim ve ihracatı önceleyen iktisat programı çerçevesinde düşük faiz kararlılığı nedeniyle faiz reaksiyonu verilmeyeceği beklentisini koruyor. TCMB, faizin enflasyona sebep olduğu görüşünü savunan Erdoğan’ın talepleri doğrultusunda geçen yılın sonunda siyaset faizini kademeli olarak 500 baz puan indirerek %14’e çekmişti. Gevşeme döngüsü geçen sene kur krizine sebep olarak dolaylı yoldan enflasyonun sert yükselmesine sebep olurken, Şubat ayında Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin akabinde artan global güç maliyetleri ise fiyat artışlarını daha da körüklemişti. TCMB ise enflasyondaki yükselişe karşın son dört toplantısında siyaset faizini değiştirmedi. Banka daha sonra faiz değişikliği yapabileceğine dair de sinyal vermedi. Birtakım ekonomistler ise TCMB’nin kararlarının öngörülemezliği sebebiyle son aylardaki anketlere katılmamayı seçiyor. Geçen yıl gevşeme döngüsünün tetiklediği kur krizi TL’nin 2021’de dolar karşısındaki kayıplarını %44 düzeyine taşımış, bu da artan ithalat fiyatları sebebiyle enflasyonu körüklemişti. Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı sebebiyle uzun müddet dar bantta süreç gören TL, finansal piyasalardaki global gelişmelerin de öncülüğünde, dolar karşısında bu yıl yaklaşık %18 paha kaybetti.
S&P’DEN ENFLASYON VE FAİZ UYARISI
S&P Küresel Ratings, Türk bankacılık bölümünün kârlılığının yükselen enflasyon ve negatif gerçek faizden ötürü baskılanacağını söyledi.
Kurumun Türkiye’de bankacılık kesimi ile ilgili yayımladığı raporda, bankaların TÜFE’ye endeksli tahvil getirilerinden yarar sağlayacağına dikkat çekildi ve şu sözlere yer verildi:
“Yükselen enflasyonun bankaların 2022 gelirleri açısından olumlu tesiri olacak… Lakin, bu tesir artan provizyon muhtaçlıkları ve negatif gerçek faizden ötürü dengelenecek ve gerçek manada kârlılığı zayıflatacak.”
TÜKETİM TALEBİNDE AZALMA BEKLENTİSİ
Negatif faiz oranları nedeniyle bankaların kredi iştahının artmasının beklendiğinin belirtildiği raporda, yüksek enflasyon nedeniyle tüketim talebinin ise azalmasının beklendiği kaydedildi.
S&P raporunda baz senaryoda bankacılık kesiminde takipteki kredi rasyosunun (NPL) artmasını beklediklerini belirterek, yükselen enflasyonun perakende ve kurumsal müşterilerin kredibilitesini daha da zorlayacağını ve bankacılık sistemi için de riskleri artıracağını söyledi.
NPL 2023’E KADAR YÜZDE 9 OLABİLİR
BDDK’nın Eylül 2021’de kredilerin sınıflandırılması müddetlerinin uzatılmasının sona ermesinin de, bankalarda faal kalitesi sıkıntılarını daha belirginleştireceği söz edildi.
Lakin nominal olarak yüksek beklenen kredi büyümesinden ötürü NPL üzerindeki net etkiyi görmenin biraz vakit alacağının belirtildiği raporda NPL rasyosunun 2023’e kadar yüzde 9’un üzerine çıkmasının beklendiği tabir edildi.
Son yıllarda artan risk maliyetinin gelecek iki yılda da yükselmesinin beklendiği söz edilen raporda, pandemi, 2021 sonundaki kur krizi ve Ukrayna-Rusya çatışmasının ortaya çıkaracağı dolaylı tesirlerin de bunda tesirinin olacağı söz edildi. (REUTERS)