‘Endişeye değil tedbire gerek var’

Mert İnan – Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), ilk vakanın 7 Mayıs’ta genellikle yayıldığı ülkeler dışında bildirilmesinden bu yana Avrupa, ABD, Kanada, Avustralya, Danimarka ve İsrail dahil olmak üzere 19 ülkede, 131 onaylanmış maymun çiçeği vakası ve 106 şüpheli vaka bulunduğunu açıkladı. DSÖ, salgının olağandışı olmasına rağmen “kapsayıcı” olmaya devam ettiğini ve üye devletleri salgınla nasıl başa çıkılacağı konusunda daha fazla tavsiye ile desteklemek için daha çok toplantı yapılacağını bildirdi. DSÖ yetkilileri, şu ana kadar yapılan araştırmaların hastalığın ana yayılma nedeninin cinsel ilişki olduğunu gösterdiğini açıkladı. Uzmanlar ise virüsün, insan vücudu dışında kararlı olduğunu, battaniye ve kıyafet gibi eşyalarda hayatta kalabileceği konusunda uyardı. Bu tip bir bulaşmanın kalabalık nüfuslu şehirler için yıkıcı olabileceğine dikkat çekildi.

Türkiye’de henüz tespit edilmiş bir vaka olmamasına karşın Sağlık Bakanlığı’nın olası risklere karşı şimdiden ciddi önlemler alması gerektiğini dile getiren Gazi Üniversitesi İmmünoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vedat Bulut, “Sağlık Bakanlığı, risk grubundaki kişileri belirleyerek ek aşılanma programını planlanmalı, hasta bakımlarının daha önceden çiçek aşısı ile bağışıklanmış daha az riskli kişiler tarafından yapılması sağlanmalı” dedi. Virüsün Türkiye’de de görülmesi ve yayılımını arttırması durumunda özellikle toplu taşıma araçlarındaki yoğunluğa bağlı risklere de dikkat çeken Prof. Dr. Bulut, “Maymun çiçeği sadece yakın deri teması değil, yakın solunum yolu temasıyla da bulaşabilir. İki yıldır anlatmaktan dilimizde tüy bitti! Dünya’da ne yazık ki ekosistem bozuldu. Bundan sonra her iki yıllık periyotta pandemiler görmeye devam edeceğiz. Asıl mesele bozulan ekosistemin iyileştirilmesine yönelik kökten çözümler geliştirmek. Virüs ülkemizde de tespit edilir ve yayılımı hızlanırsa özellikle toplu taşıma ve kapalı alanlarda tedbirler alınmalı” önerisinde bulundu.

Su çiçeğinin akrabası

Maymun çiçeği virüsünün, çiçek hastalığı virüsüyle aynı aileden olduğunu söyleyen Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İsmail Balık ise hastalığı geçirme riski yüksek gruptaki sağlık çalışanları için aşılama düşünülebileceğini söyledi:

“Ayrıca temaslı olmuş kişilere ilk beş gün içinde çiçek aşısı yapılması durumunda, aşı işe yarıyor ve ağır hastalık tablosunu önüne geçiliyor. Çiçek aşıları ömür boyu koruma özelliğine sahiptir. Virüs ortaya çıktığı yıllardaki kadar öldürücü değil.                 Hastalık ateş, baş ağrısı, kas ağrısı ve sırt ağrısı gibi bulgularla başlıyor. Ardından ciltte kızarıklık ve nohut büyüklüğüne kadar varan içi sıvı dolu döküntülerle seyrediyor. Özellikle bu sıvı çok bulaştırıcı. Bu şekilde olan kişilerin kendilerini izole etmeleri, başkalarıyla temas etmemeleri gerekiyor. Festivaller riski arttıran faktör olarak gözüküyor. Turistlerin, restoranlarda oturup, otellerde konaklaması ile hastalık bulaşmaz.”

‘Çiçek aşısı etkili’

Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji uzmanı Prof. Dr. İftihar Köksal, hastalığın solunum yolu ile bulaşması için çok yakın ve çok uzun süreli temas olması gerektiğini, virüsün özellikle deri temasıyla bulaştığını belirtirken, şunları söyledi:

“Çiçek aşısı hastalığa karşı yüzde 80 koruyucu. Birçoğumuz çiçek aşısını yıllar önce olduk ancak söz konusu aşının ömür boyu koruyucu olduğu unutulmamalı. 1980 sonrası doğumlularda çiçek aşısı yapılmadı ancak ihtiyaç halinde aşının kökeni ve nasıl elde edileceği bilindiğinden hızlıca devreye alınabilir. Kaldı ki, şüpheli veya temaslılara 5 gün içinde aşı yapılırsa koruyucu oluyor. Semptomlar ortaya çıksa da ilk 5 günde aşı yapıldığı takdirde hastalık çok hafif seyirli seyrediyor. Hastalığın özel bir tedavisi bulunmuyor.”

Virüsle ilgili bilinmesi gerekenler

Maymun Çiçeği salgınına ilişkin KLİMİK tarafından yayınlanan bilgilendirme notunda ise hastalığa ilişkin merak edilen sorular maddeler halinde cevaplanıyor…

İlk nerede tespit edildi?

Hastalık maymunlarda 1958’de tespit edildikten sonra insanlarda ilk olgu 1970 yılında Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nde görüldü. Nijerya ve Kongo Demokratik Cumhuriyeti başta olmak üzere, Orta ve Batı Afrika’daki tropikal yağmur ormanlarının bulunduğu 11 ülkede görülen bu hastalığın, Afrika dışına Afrika’dan gelen insanlar veya getirtilen kemirgenlerden bulaştığı biliniyor. Ancak Afrika dışında tespit edilen olgu sayısı son bir hafta içinde, bugüne kadar Afrika dışında görülen toplam olgu sayısını aştı.

Maymunlardan mı bulaşıyor?

Adında ‘maymun’ geçmekle birlikte virüs maymunlardan daha çok sincap, sıçan, fare gibi kemirgenlerden insanlara geçiyor. Hastalığın Maymun Çiçeği hastalığı olarak isimlendirilmesinin nedeni, ilk olarak 1958’de araştırma laboratuvarındaki maymunlarda çiçek benzeri bir hastalık salgını yapmasıyla farkına varılmış olmasından kaynaklanıyor. Virüs insana, enfekte hayvan, enfekte insan veya virüsle kirlenmiş giysiler, havlu, çarşaf ile yakın temas sonucunda bulaşıyor. Virüs sağlıklı kişilere, ciltteki gözle görülemeyecek çatlaklar, çizikler ile ağız, burun, göz veya solunum sistemi aracılığı ile bulaşıyor. Enfekte hayvandan insanlara (zoonotik) bulaşma ısırık, tırmalama, hayvanın kan ve vücut sıvıları ile veya etiyle temas, lezyonlara direkt temas veya tüm bunlarla kirlenmiş cansız materyalden indirekt yolla gerçekleşiyor. İnsandan insana bulaşmanın esas olarak büyük solunum salgısı damlacıkları ile olduğu düşünülüyor.

Belirti ve bulguları neler?

Maymun çiçeği hastalığı, ateş, baş ağrısı, yorgunluk, yaygın vücut ağrıları, lenf bezlerinde şişlik ve cilt döküntülerine neden oluyor. Yakınmalar, virüs ile temas ettikten sonra ortalama 6-13 gün sonra ortaya çıkıyor. Ciltteki döküntüler, ateş başladıktan sonra 3 gün içinde ortaya çıkıyor. Hastalıklı hayvan veya kişilerin, son temastan sonraki 21 gün boyunca belirti ve bulgular açısından izlenmesi öneriliyor.

Hastalık öldürücü mü?

Maymun çiçeği genellikle 2-4 hafta içerisinde kendiliğinden iyileşiyor. Ancak bağışıklığı baskılanmış kişilerde ve küçük çocuklarda ağır seyredebiliyor. Hastaların yüzde 3-6’sı, çoğunluğu küçük çocuklar olmak üzere kaybediliyor. Orta Afrika alt tipinde öldürücülük yüzde 11’e kadar çıkabiliyor.

Tedavisi ve aşısı var mıdır?

Maymun çiçeği hastalığı için yaygın kullanılan bir ilaç bulunmuyor. Şimdiye kadar görülen olgular, sidofovir, brinsidofovir, tekovirimat (ST-246) isimli antiviral ilaçlar ve çiçek immünoglobulini uygulanarak kontrol altına alındı.

Çiçek aşısı korur mu?

Dünya Sağlık Örgütü Afrika’daki tecrübelerden yola çıkarak çiçek aşısının maymun çiçeğinden yüzde 85 kadar koruma sağlayacağını bildiriyor. Ancak çiçek aşısı 1980’den beri uygulanmıyor. Bu nedenle çiçek aşısı yapılmış kişiler bugün 40-50 yaş ve üzerindeki kişilerdir. Aradan geçen bu uzun süre sonunda koruyuculuğun hangi düzeyde devam ettiğini söylemek zordur.

Pandemiye yol açma olasılığı var mı?

Hastalığın Kovid-19 gibi bir pandemiye yol açması beklenmiyor.

‘ABD ve Avrupa aşıyı üretebilir’

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, DHA’nın haberine göre, maymun çiçeği virüsüne karşı yüzde 85 etkili olduğu belirtilen çiçek virüsü aşısının 1972’de görülen son vakanın ardından dünyada üretiminin yasaklandığını söyledi. Ceyhan, 1990’da Körfez krizinde Saddam Hüseyin’in çiçek virüsünü biyolojik silah olarak kullanacağı iddiası üzerine ABD ve Batı Avrupa ülkelerinin çiçek aşısı üretmeye başlamasıyla aşıyı sakladıklarının ortaya çıktığını belirtti. Türkiye’de o yıllarda kendisinin de içinde bulunduğu komisyon kurulduğunu belirten Ceyhan, “O zaman Refik Saydam’da çiçek aşısının çok az miktarda saklandığını söylediler sonra onu çoğaltmaya kalktık, çoğalmadı; çünkü canlı değildi virüs. Şu anda ABD ve Batı ülkelerinin birkaç tanesi bu aşıyı geliştirip çoğaltabilme imkanına sahip” dedi.

Nasıl ortaya çıktı?

Enfeksiyon hastalıkları uzmanı Doç. Dr. Duran Tok, virüsün, ağırlıklı olarak cildin çatlak yerlerinden girmesiyle oluştuğunu ancak hapşırık ve öksürük ile ortaya saçılan damlacıkların da yakın temas durumunda risk yaratabileceğini söylerken, “Hastalık ve virüs riskine karşı özellikle toplu taşıma ve kalabalık kapalı mekanlarda maskeler çıkarılmamalı. Çiçek aşılarının ömür boyunca koruma sağladığını biliyoruz. Hastalığın batı türü hafif klinik tablo ile seyrediyor. Maymun Çiçeği virüsünün Kovid-19 kadar hızla yayılacağını düşünmüyorum. Tek soru işareti aynı anda çok uzak, farklı yerlerde hastalığın ortaya çıkması” dedi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir