Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın maskeli olduğu, “Paraları sıfırladık babacım” sözlerinin yer aldığı afişlere açtığı dava ve eski Ankara Büyükşehir Belediyesi Lideri Melih Gökçek hakkında yürütülen ‘FETÖ’ soruşturmasının kovuşturmaya yer olmadığı kararıyla sonuçlanmasına ait Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu.
BİLAL ERDOĞAN’IN ŞİKAYETİNE DAVA
Gazete Duvar’dan Serkan Alan’ın haberine nazaran CHP 2013 yılında, 17-25 Aralık soruşturmalarının üzerine dört bakan ve devrin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın fotoğraflarının da olduğu afişleri vilayet ve ilçe binalarına asma kararı aldı. Bilal Erdoğan ise “Siyasetçi olmadığı, toplumda tanınan biri olmadığı, fotoğrafının kullanılarak kişilik haklarının zedelendiği” teziyle Fikir ve Sanat Yapıtları Kanunu’na dayanarak vilayet başkanlıkları ve CHP’ye yönelik başka farklı davalar açtı.
Bu davalardan biri de Bilal Erdoğan’ın maskeli bir biçimde temsil edildiği ve üzerinde “Paraları Sıfırladık Babacım” tabirlerini yer aldığı afişle ilgili periyodun CHP Kırşehir Vilayet Lideri Yılmaz Zengin’e ve CHP’ye yönelik oldu. İstanbul Anadolu Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi, Bilal Erdoğan’ın fotoğraflarının müsaadesiz olarak “kişilik haklarına ziyan verecek” biçimde kullanıldığını belirterek CHP’nin ve Zengin’in farklı ayrı 15’er bin TL manevi tazminat ödemesine hükmetti. CHP’nin karara ait yaptığı tüm itirazların reddedilmesinin akabinde evrak AYM’ye taşındı.
MHP DETAYI
Anayasa Mahkemesi’ne yapılan müracaatta, afişlerin asıldığı devir kamuoyunda yolsuzluk operasyonlarıyla ilgili tartışmaların ağır olarak yürütüldüğü, lokal mahkemenin kararında Bilal Erdoğan’ın “kamuya mal olmuş kişi olduğu” durumunun es geçildiği vurgulandı. CHP müracaatında o periyot MHP’nin, 17-25 Aralık tarihlerinin “Rüşvet ve Yolsuzlukla Gayret Haftası” olarak kabul edilmesi konusunda kampanya yürüttüğünü de hatırlattı.
Müracaatta, siyasi partilerin halkı yanlışsız bilgilendirme ve aydınlatma gayesi güttüğünü, halkın gerçeklerden haberdar olma hakkının bulunduğunu belirtilerek, “Bilgi ve fikir verme özgürlüğü birebir vakitte fikir alma özgürlüğüdür” dendi.
Bilal Erdoğan’ın siyasi bir kişi olduğunu vurgulayarak vakıflara başkanlık yaptığını, cumhurbaşkanıyla yurtdışı ziyaretlere katıldığını hatırlatan CHP, “Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti”, “Seçme, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma, parti kurma, partilere girme hakkı” ve “Hak arama hürriyeti”nin ihlal edildiğini belirterek AYM’nin başvuruyu kabul edip ihlallerin sonuçlarının kaldırılmasını talep etti.
“GÖKÇEK HAKKINDAKİ KARAR BİLDİRİM EDİLMEDİ”
CHP’nin Anayasa Mahkemesi’ne taşıdığı bir öbür dava ise 2017 yılında Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı vazifesinden istifa etmek zorunda bırakılan Melih Gökçek’e ait oldu.
Gökçek hakkında 2016 yılında ‘FETÖ’yle irtibatı olduğu gerekçesiyle soruşturma başlatıldı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma “Terör örgütü üyeliği” ve “Anayasal Nizama muhalif suçlar” kapsamında yapıldı. Kapalılık kararı olan belgede Gökçek hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı Şubat 2022’de basına yansıdı.
Bu süreçte şikayetçiler ortasında yer alan CHP’ye ‘kovuşturmaya yer olmadığı’ kararı bildirim edilmedi. Evrakın içeriğine bildiri edilmediği için erişemeyen ve basın yoluyla kimi bilgileri edinen CHP, karara 16 Şubat 2022 tarihinde itiraz etti. Ankara 8’inci Sulh Ceza Hakimliği, “doğrudan hatadan ziyan gören olmadığı” gerekçesiyle CHP’nin Gökçek hakkındaki itirazını reddetti. Gökçek hakkındaki soruşturmaya dair iç hukuk yollarını tüketen CHP, bu karar üzerine Anayasa Mahkemesi’ne müracaatta bulundu.
BİRÇOK KANIT OLDUĞU VURGUSU
CHP, AYM’ye yaptığı itirazında, soruşturma evrakının içerisinde Gökçek’in 15 Temmuz Darbe teşebbüsünün akabinde “FETÖ ile iltisaklı” şahısları belediyede istihdam ettiği, Ankara Ticaret Odası seçimlerini etkilemek için yasa dışı dinleme yaptığı üzere birçok kanıt bulunduğunu vurguladı.
CHP’nin AYM’ye yaptığı müracaatta, soruşturma sürecinde Gökçek’in HTS kayıtlarının incelenmediğinin basındaki tabirlerle anlaşıldığı da belirtildi. FETÖ mensuplarıyla Gökçek’in görüşme ve buluşmaları konusunda bir araştırma yapılmadığını, tüm kanıtların “kişisel husumet” üzere münasebetlerle değerlendirdiğini belirten CHP, AYM’ye yaptığı müracaatta, hak arama hürriyeti, tesirli soruşturma hakkı, silahların eşitliği unsuru, mahkemeye erişim hakkı, gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğinin tespit edilmesini ve ihlal sonuçlarının kaldırılmasını talep etti.