Beşiktaş Kulübünün 29 Mayıs’ta yapılacak olağan seçimli genel konseyinde lider adayı olan Fuat Çimen, seçimi kazanacaklarına inandığını söyledi.
Taksim Midtown Hotel’de düzenlenen toplantıda basın mensuplarıyla bir ortaya gelen Çimen, “Bu seçimi alacağımıza eminiz, hiç kuşkumuz yok. İdare şurasındaki arkadaşlarımızın projelerini Ahmet Beyefendi de takip ediyordur. Onun bu türlü bir idare şurası olduğunu düşünmüyorum. Bence Ahmet Beyefendi de oy verme kabinine girdiğinde bizi seçecek. Hesap soracağız diye gelen, birbirinin devamı olan idareleri matruşka idareler olarak görüyorduk. 29 Mayıs’taki seçim, matruşka idarelerin son bulacağı seçim olacak. Biz Beşiktaş için son umuduz, köprüden evvelki son çıkışız” sözlerini kullandı.
Yaptırdıkları anketlerde önde olduklarını aktaran Fuat Çimen, “İkili seçimlerde Beşiktaş istatistiği 4-5 bin iştirak halinde. Saha anketlerinde ve genel konsey üyeleri ortasında yapılan anketlerde başta çıkıyoruz. Çok büyük fark yok, iştirak yükseldikçe teveccüh bize hakikat dönüyor. Genel heyet üyelerinin durumdan mutluysa Ahmet Bey’e, değillerse bize oy vermesi gerekiyor. Şikayet ediyorsunuz, oy vermeye gelmiyorsunuz, o vakit şikayet etmeye hakkınız yok. 29 Mayıs, Beşiktaş’ta demokrasi şöleni olmalı. Beşiktaş’ın son 40 yıldır en berbat istatistiklerini yapan idareden mutlu olanlar, Ahmet Bey’e versinler” değerlendirmesinde bulundu.
“ÇOK GÜZEL BİR İÇ KONTROL YAPACAĞIZ”
Birinci işlerinin siyah-beyazlı kulüpte iç kontrolü gerçekleştirmek olduğunu söyleyen Çimen, “Mazbatamızı aldıktan sonra birinci iş olarak çok yeterli bir iç kontrol yapacağız. Öncelikle sarfiyatları kapatmamız lazım. Kasa kolaylığı, Beşiktaş’ın kasasının kolay kolay açılması, para saçılması olmuş. İki yıldır Beşiktaş bu borç sarmalından nasıl kurtulabilir, Beşiktaş nasıl daha güzel yönetilebilir diye dünyadaki örnekleri Beşiktaş’a uygun hale getirmeye çalıştık. Tüm motivasyonumuz Beşiktaş’ı Beşiktaşlılarla birlikte iştirakçi bir idare haliyle yönetmek” diye konuştu.
Futbolcu transferlerinde önceliklerinin Beşiktaş’ın lehine mukaveleler yapmak olduğunu aktaran Fuat Çimen, “Dijital varlık projemiz var, stat isim hakkı ile ilgili görüşmelerimiz var. 14 futbolcumuzun mukavelesi bitti. Yeni yapılacak mukavelelerde kaynağından atletler alıp Beşiktaş’ın menfaatine mukaveleler yapacağız. Beşiktaş’ın parasının savrulmaması için tedbirlerimiz var. Mali disiplini sağlayıp, Beşiktaş’ın borçlanmaması ve borcun azaltılması için çalışacağız. Bunu yaparken de yarışmacı olacağız. Enkaz devraldık edebiyatı yapmayacağız, zira her gelen bu türlü geldi. Biz Beşiktaş’ı devralacağız” değerlendirmesinde bulundu.
“PARALI LİDERLER HAKİKAT YÖNETMİYORLAR”
‘Paralı başkan’ modelinin bir tahlil olmadığını belirten Çimen, şunları kaydetti:
“Paris Saint-Germain’in çok paralı lideri var lakin Şampiyonlar Ligi başarısı ne? Paralı liderine karşın çok borçlanan bir kulüp. 6 milyon dolar borçtan 450 milyon dolar borca ulaşan bir Beşiktaş var. Demek ki paralı liderler hakikat yönetmiyorlar. Buraya lazım olan finans aklı bir idare. Biz Beşiktaş’ın parasını cebimizdeki para olarak görüyoruz, paralı liderler bu türlü görmemişler. Bu parayı ne kadar temkinli harcayacağımızı da biliyoruz. Savrulan Beşiktaş’ın parası. Biz Beşiktaş’a küskün herkesle barışacağız. Ben Beşiktaş lideriyim, benim ayağıma gelsinler diye beklemeyeceğim, ben herkesin ayağına gideceğim. Beşiktaş içerideki parçalanmalardan ötürü dışarıya karşı canlı değil. Kulüpler Birliğinde oy temsilinizi Trabzonspor yapıyor. Bu kadar mı insan kaynağımız yok? Biz bu bahislerde da faal, liyakatli isimlerin gelmesi konusunda Beşiktaş’ın ögelerini, kaynaklarını sonuna kadar kullanacağız. Beşiktaş’ı ayağa kaldırmak yalnızca Beşiktaşlılarla mümkün.”
Çimen ayrıyeten 28 Mayıs Cumartesi günü yapılacak idari ve mali genel heyette Ahmet Işık Çebi idaresini ibra etmeyeceklerini kaydetti.
Beşiktaş’ın futbol yapılanması hakkındaki bilgileri ise Çimen’in idare şurası üyelerinden Ercüment Meriç Öztürk anlattı.
“Sportif yöneticilik havada kalan bir kavram. Bireye nazaran konum oluşturulan bir olgu. Kulübü idari ve sportif olarak ikiye bölüp yine yapılandırmak istiyoruz. İspanya, Almanya, İngiltere ve Portekiz’deki futbol akıllarıyla son bir yıldır fikir alışverişinde bulunduk. Türkiye’nin kendi dinamikleri var. Her sistemin içinden alabileceğimiz hoş yanları bu dinamiklerle birleştirerek buna uygun futbol aklıyla ilgili karara vardık. Avrupa’dan bir futbol aklıyla prensip mutabakatı yaptık. Duyulduğunda kimsenin aklında soru işareti bırakmayacak, Türkiye’ye gelmesine inanmanın güç olduğu bir isim. Kendi işine karışılmayacak. Haziran ayının birinci haftası prestijiyle grup olarak Türkiye’ye gelecekler. Hocamızla konuşacaklardır. Kesinlikle onun da aklında çeşitli isimler vardır. Sportif yönetici, futbol konusunda tek yetkili olacak. Hala Talisca, Aboubakar, Sörloth konuşuluyor. Bunun için sportif yöneticiye gereksinim yok. Transferde bonservisine 8-10 milyon avro verilen isimler olmayacak. Düşük bütçeyle yarışmacı bir grup kurmak istediğimizi söyledik.”