DEVA Partisi Genel Lideri Ali Babacan, Ankara’da partisinin vilayet liderleri toplantısında “Huzur ve barış içerisinde, tereyağından kıl çeker üzere bir iktidar değişikliği olacak. Kazanılmış hakları sonuna kadar koruyacağız. Hiç kimsenin helal tek bir lokması bile elinden alınmayacak.” dedi.
DEVA Partisi Genel Lideri Ali Babacan, Ankara’da partisinin vilayet liderleri toplantısında konuştu.
Partisinin Gaziantep’teki birinci mitingini kıymetlendiren Babacan’ın gündeminde iktisat, borç krizi, geçiş süreci, tweet nedeniyle açılan soruşturma tartışması ve TTB’nin 29 Mayıs mitingi vardı.
Devletin ve milletin borca battığını söyleyen Babacan, “Merkez Bankası bile borçlu. Ülkenin para basan kurumu borca batar mı? Net döviz konumu eksi 60 milyar doların dahi altına düşmüş. Dışarıdan swap muahedeleriyle aldıkları 60 milyar dolarlık borç dövizi de art kapıdan sata sata tükettiler. Tam bir mirasyedi” dedi.
AKP hükümetinin artık sıkıştığını belirten Babacan, “Ekonomi dışındaki alanlarda kendilerine yeni maceralar arıyorlar. ‘Acaba iktisat dışındaki birtakım alanları istismar edip ekonomik durumun üzerini kapatabilir miyiz’ kederine düştüler. Biz bu oyunu çok âlâ görüyoruz. Bununla ilgili daha söyleyeceğimiz çok şey var. Vakti gelince hepsini konuşacağız.” sözünde bulundu.
“BİZ, KRİZ ÇÖZMEYİ GÜZEL BİLİRİZ”
“Biz, kriz çözmeyi ve ülke yönetmeyi biliriz” diyen Babacan, “Biz, bu ülkede iki büyük ekonomik krizi çözen bir takımız. Avrupa Birliği sürecinde, hukuk, adalet, insan hakları, özgürlükler ve demokrasi konusunda sessiz ihtilali gerçekleştiren insanlarız. Ülkede yaşayan herkesin hayat standartlarını yükselten, ulusal gelirimizi dörde katlayan bir grubuz. Ayinesi iştir kişinin. Lafa bakılmaz. Bu krizi 6 ayda çözeriz. Bu iş bizde.” diye konuştu.
“ŞEHİR KENT KAZANACAĞIZ”
“Hem önümüzdeki seçime hem de sonraki seçimlere damgamızı vuracağız.” diyen Babacan kelamlarını şöyle sürdürdü:
* Partimizi bir seçimlik kurmadık. Yalnızca meclis ve cumhurbaşkanlığı seçimleri için hazırlanmıyoruz. 2024 mahallî seçimleri için de bugünden hazırlanıyoruz.
* O seçim günleri geldiğinde Türkiye haritasını maviye boyayacağız. Kent şehir, ilçe ilçe kazanacağız. Halkımız kararların istişareyle alınmasını istiyor. Dürüst ve liyakatli takımların iş başında olmasını istiyor. Biz buna talibiz.
“TEREYAĞINDAN KIL ÇEKER ÜZERE İKTİDAR DEĞİŞİKLİĞİ OLACAK”
*Hiç merak etmeyin hır gür çıkmayacak, kaos olmayacak. Huzur ve barış içerisinde, tereyağından kıl çeker üzere bir iktidar değişikliği olacak. Kazanılmış hakları sonuna kadar koruyacağız.
*Hiç kimsenin helal tek bir lokması bile elinden alınmayacak. Bu devirde kendilerini yasalar önünde, kontroller karşısında soruna sokacak işlere bulaşmış bir avuç insan olabilir. Onlar da yaptıklarının karşılığını bağımsız ve tarafsız yargının önünde öderler.
* ‘Çivi çiviyi söker’, ‘Bunlar yıllarca bunu yaptı, biz de onların haklarından gelmek için şunu yaparız’ yok.
*Hukuk devletine yakışan; her türlü hukuksuzlukla hukuk içinde kalarak gayret vermektir.
“MİLLET YAŞAMAK İÇİN BORÇLANIYOR”
*Herkes gereksinim kredisi, kredi kartı borcu sarmalına girdi. Haftalık borç istatistiklerine nazaran kredi ve kredi kartı borçları son bir haftada 132 milyar lira artmış. Toplam borç 5 trilyon 776 milyar 995 milyon liraya çıkmış.
* Altı sıfırı atmamış olsak 5 kentilyon. Beşerler günlük gereksinimlerini karşılamak için geliri ile masrafı ortasındaki farkı borçlanarak kapatıyor. Her ay borç ekleyerek geçimini sürdürüyor.
* Millet yaşamak için borçlanıyor. Çocuğu okula aç gitmesin diye borçlanıyor. İçi boş baklavayı gösterdiler, yetmedi. İçi boş tost, içi boş akaryakıt deposunu gösterdiler, yetmedi. Artık de içi boş tweet istiyorlar. Tabir özgürlüğü; en temel özgürlük. En temel hak. Biz, tabir özgürlüğü konusunda çok netiz.
* Kanıyı ve ifadeyi özgürleştireceğiz. İktidara geldiğimizde kimsenin tweet atarken elleri titremeyecek. Toplumsal medya paylaşımını fav’ladı, like’ladı diye kimsenin kapısında sonraki sabah polis belirmeyecek.
* Teminatı da hukuk olacak. Biz kimsenin haksız yere adliye koridorlarında sürünmesine razı olmayacağız.
“GÖRECEKLERİ TABLODAN KORKTULAR”
*İktidarın türlü türlü oyunlarına, türlü türlü engellemelerine karşın on binlerce vatandaşımızla Gaziantep’i salladık. Zorluklar, zahmetler çıkarmaya çalıştılar.
* Eyvallah her birinin üstesinden geldik. Miting vaktinden 2 saat önce çektikleri drone imgelerini ivedilikle basına servis ettiler. Daha miting vakti gelmemiş, beşerler yavaş yavaş alana gelmeye başlamış. O dronu miting başladıktan sonra uçursalar da görseydik. Yapamadılar. Göreceği tablodan korktular.
* Evvel mitingin ayak seslerinden korktular. Miting olduğunda da elleri ayaklarına dolaştı. Pazar günü Yenimahalle İlçe Teşkilatımızın bir öbür programa da engelleme teşebbüsleri oldu. Yenimahalle muhtarlarımızın da katılacağı bir programdı.
* Arkadaşlarımız muhtarlarımızı davet ettiler. Muhtarlarımız da ‘Geleceğiz’ dediler. Programı ilan ettik. Gece yarısı bir anda Kaymakamlığın aklına muhtarlarımızı bir muhtar-bürokrat toplantısına davet etmek geldi.
* Durdular, muhtarlarımızın taleplerini dinlemek tam da o akşam akıllarına geldi. Ayıp… Sen iktidarı ele geçirip, devletin bütün imkanlarını tek bir partiye, tek bir partinin teşkilatlarına, tek bir partinin mensuplarına kullandırırsan, bu adalet değildir.” dedi.
“DEMOKRASİ TEK SES DEĞİLDİR”
Babacan, son olarak Türk Tabipleri Birliği’nin 29 Mayıs’ta miting yapmak için müracaat yaptığı Ankara Valiliği’nden 1 aydır cevap alamamasını şu sözlerle eleştirdi:
* İktidar partisinden değilsen hareketin yasaklanıyor diye. Demokrasi tek ses değildir. Demokrasi tüm meslek örgütlerinin, sivil toplumun, tüm milletin, tek bir partiyi yahut tek bir kişiyi düşünmesi değildir. Şu yoldan bir çekilin kenara. Demokratik haklarını kullanmak isteyen insanların önüne geçmeyin.