ENI ve Total, sondaj çalışmalarına yeniden başladı

Rum basınında yer alan habere göre, Rum Enerji Bakanlığı, ENI ve Total konsorsiyumunun hidrokarbon arama çalışmalarını yürütecek olan “Tungsten Explorer” isimli sondaj gemisinin sözde 6’ncı parselde yer alan “Cronos-1” hedefindeki çalışmalarına başladığını duyurdu.

Rum kesiminin hukuksuz olarak lisans verdiği ENI ve Total konsorsiyumu, Doğu Akdeniz’de, Rum yönetiminin sözde MEB içerisindeki 6’ncı parselde yapmayı planladıkları 3 bin 420 kilometrekare alandaki sondaj faaliyetlerini, salgın nedeniyle Mayıs 2020’de ertelemişti.

Rumlar salgın sonrasında da tek taraflı adımlarını sürdürdü

Rumların sondaj programlarının geçen yıl ekimde yeniden başlayacağını duyurması, bölgede yeni bir gerginliğe yol açmıştı.

GKRY tarafından Nautical Geo araştırma gemisinin faaliyetlerine yönelik 29 Eylül 2021’de NAVTEX (Denizcilere Duyuru) yayımlanması ve Malta bayraklı, İtalyan sahipli Nautical Geo’nun 3 Ekim 2021’de çalışmalarına başlaması tansiyonu artırmıştı. Nautical Geo araştırma gemisi, dün Deniz Kuvvetleri Komutanlığına bağlı unsurlarca Türk kıta sahanlığının dışına çıkarılmıştı.

Öte yandan Exxon Mobil-Qatar Petroleum konsorsiyumu tarafından sözde 10’uncu parseldeki “Glafkos” yatağında 19 Kasım 2021-22 Ocak 2022 tarihleri arasında bir teyit sondajı yapılması amacıyla NAVTEX yayımladığı bildirildi.

İlan edilen NAVTEX ile birlikte, 19 Kasım 2021-22 Ocak 2022 tarihleri arasında ön hazırlık çalışmaları ve sondaj faaliyetlerinin yapılacağı duyurulmuştu.

GKRY, 14 Aralık 2021’de de KKTC tarafından Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığına (TPAO) lisans verilen ruhsat sahası ile çakışan bölgede Odin Finder isimli İtalyan bayraklı geminin 17 Aralık 2021-1 Ocak 2022 tarihlerinde bölgede faaliyet göstereceğine ilişkin NAVTEX ilan etmiş ve KKTC makamları buna tepki göstermişti.

Rum kesiminden gelen “Doğu Akdeniz’de tek yanlı adımlarını sürdüreceklerine” yönelik adımlara ve açıklamalara karşın Türkiye ve KKTC makamları, iş birliği önerileri ile bölgedeki hak ve çıkarlarını korumak için gerekli tedbirleri almaya devam edeceklerine ilişkin açıklamalar yapmıştı.

Rum tarafının tek taraflı adımları

Doğu Akdeniz’de ve özellikle Kıbrıs çevresinde yürütülen petrol ve doğal gaz aramalarıyla belirli bölgelerdeki kaynak keşifleri, Akdeniz’e komşu ülkelerin enerji arz güvenliğini yakından ilgilendiriyor.

GKRY, Türkiye’nin itirazlarına rağmen, Ada’nın tek otoritesi gibi davranarak Doğu Akdeniz’de 13 parselden oluşan sözde MEB ilan etti. Rum kesimi, bu sözde MEB sahaları için Eni, Total, Amerikan ExxonMobil gibi uluslararası enerji firmalarına hidrokarbon arama ve çıkarma ruhsatları verdi. Bu da Türkiye ve KKTC ile olan gerginliği artırdı.

Rumların bu çerçevede Türkiye ve KKTC tarafından tanınmayan üç anlaşması bulunuyor. Mısır’la 2003’te deniz yetki alanı sınırlandırmasına imza atan GKRY, 2007’de Lübnan’la, 2010’da ise İsrail’le anlaşma yaptı.

GKRY tarafından ilan edilen sözde MEB parsellerinden, Kıbrıs’ın güneybatı açıklarındaki 1, 4, 5, 6, 7 numaralı parsellerin Türk kıta sahanlığı ile 2, 3, 8, 9, 12 ve 13 numaralı parsellerin de KKTC’nin hak iddia ettiği alanlarla çakıştığı görülüyor. GKRY, bu alanlarda Türkiye ve KKTC’ye ait hak ve menfaatleri ihlal ediyor.

Bölgede yalnızca sözde 10. ve 11. parsellerde çakışma meydana gelmiyor. Rum kesiminin ilan ettiği sözde 6. parseldeki sondaj sahasının bir bölümünün Türkiye’nin kıta sahanlığının bulunduğu alana girmesine karşın, İtalyan ENI ve Fransız Total’in görevlendirdiği sondaj gemisi çakışan alanın dışında bulunuyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir