“İhracata dayalı büyüme için yeni yatırımlar şart”

Maruf BUZCUGİL – Hüseyin GÖKÇE

OSBÜK Başkan Yardımcısı ve Ankara Sanayi Odası (ASO) 2-3. OSB Başkanı Seyit Ardıç, elektriğe 2021 yılından itibaren gelen yüzde 250’lik zammın üretim bandından çıkan her ürünün fiyatını yükselttiğini söyledi. Türkiye’nin üretmekten başkaca bir seçeneğinin bulunmadığını belirten Seyit Ardıç, ihracata dayalı üretimin ve büyümenin gerektirdiği katma değeri yüksek ürünler için yeni yatırımlara ihtiyaç duyulduğu ifade etti. Ardıç, “Bunun için; üretim maliyetlerinin özellikle enerji maliyetlerinin, ekonomik belirsizliklerin, kur dalgalanmalarının ve finansmana erişim olanaklarının yarattığı bir takım olumsuzlukların giderilmesi son derece önem arz etmektedir” dedi. Ardıç, döviz cinsinden yüksek borçluluk oranlarının bilançolarda ciddi bozulmalara yol açtığını kaydetti. OSBÜK Başkan Yardımcısı Seyit Ardıç, OSB’lerin doğalgazda tek tüketici olarak kabul edilmesi sebebiyle yüksek dilimden faturalandırma uygulamasının 1 Mayıs’tan itibaren bırakıldığını bildirdi.

DÜNYA gazetesi Ankara Sohbetleri’nin konuğu olan OSBÜK Başkan Yardımcısı ve ASO 2-3’üncü OSB Başkanı Seyit Ardıç, genelde ekonominin ve özelde OSB’lerin gündemindeki konularla ilgili sorularımızı yanıtladı.

OSB’LERE YÜKSEK DİLİMDEN DOĞALGAZ FATURASI UYGULAMASI DURDURULDU

OSB’lerin “tek bir tüketici olarak kabul edilmesi sebebiyle, doğalgaz faturalarının normal sanayi tesislerine göre daha yüksek olması’’ sorunun çözümü noktasında ne gibi adımlar atıldı?

Bu konuda uzun zamandır OSBÜK Başkanımızla birlikte, gerek yetkili bakanlıklar gerek EPDK gerekse de BOTAŞ nezdinde en üst düzeyde etkin, sürekli ve ısrarcı girişimlerde bulunduk. OSB’de faaliyet gösteren sanayicilerle, OSB dışındaki sanayiciler arasında adil olmayan haksız rekabete yol açan bu duruma son verilmesini tüm OSB’ler adına talep ettik. Uzun temaslar sonucunda ve özellikle Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Sn. Hasan Büyükdede’nin önemli ve kararlı katkılarıyla, mevcut uygulamanın düzeltilmesi konusunda mutabakata varılmıştır.

Sözkonusu mutabakat sonucunda, 01.05.2022 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere mevcut uygulamanın yürürlükten kaldırılmasına yönelik gerekli düzenleme yapılmıştır. Sanayicilerin üretiminde önemli bir maliyet kalemini oluşturan doğalgazdan dolayı, böylece ulusal/uluslararası rekabet gücüne olumlu bir katkı yapacaktır. Yani, yıllık 300 bin metreküpün altında doğal gaz kullanan OSB sanayicilerinin, Kademe-2 yerine, Kademe-1 üzerinden faturalandırılması işlemi 1 Mayıs’tan itibaren başladı.

SAVAŞ İTHALAT MALİYETİNİ ARTIRDI

Gelinen noktada sanayinin ve üretimin yaşadığı temel sorunlardan bahseder misiniz? Bunların çözümüne yönelik önerileriniz nelerdir?

Ülkemizde imalat ve üretim sektörlerinde yaşanmakta olan ortak temel sorunları, dünyada ve yakın coğrafyada yaşanan pandemi dönemi, global düzeyde olumsuz ekonomik gelişmelerin yarattığı enflasyon, enerji fiyatları ile bunların üstüne Ukrayna-Rusya savaşından dolayı alınan yaptırım kararları ile birlikte ele almak gerekmektedir. Savaş, özellikle ithalat maliyetlerinde ciddi artışa neden olurken, üretimin önünde önemli bir kısıt olarak karşımızda duruyor.

Bu olumsuzlukların, ülkemiz ekonomisine yansımasının yol açtığı kendi enflasyonumuz üretimi, maliyetleri, fiyatları doğrudan etkilemiştir. Yüksek enflasyon reel sektörün yatırım kararlarını olumsuz yönde etkilemektedir. Enflasyon, yurt içinde belirsizliği artıran, ara mallardaki yüksek fiyat artışları kanalıyla üretimde aksamalara yol açan ve uluslararası piyasalarda rekabet gücümüzü aşındıran etkileriyle, hâlihazırda reel sektörün karşı karşıya kaldığı zorlukların derecesini artırmaktadır.

Geride bıraktığımız dönemde ve halen devam eden, tedarik zincirindeki bozulmalar, lojistik maliyetlerindeki artışlar, hammadde tedariki ve ürüne kanalize edilmesindeki problemler, sanayi üretimimizi olumsuz etkilemesine rağmen üretim yapmaya devam ediyoruz.

“ÜLKEMİZİN ÜRETMEKTEN BAŞKA SEÇENEĞİ YOK”

Ülkemizin üretmekten başkaca bir seçeneği yoktur. Ancak, ihracata dayalı üretimin ve büyümenin gerektirdiği katma değeri yüksek ürünler için yeni yatırımlara ihtiyaç duyulduğu, her kesimin kabul ettiği bir gerçektir. İhracatta ivmelenmeyle, iç talepten daha ziyade dış talebe dayalı bir büyüme stratejisi ortaya koyuyoruz. Bunun sürdürülebilirliği için ihracat tarafında kapasite arttırıcı yatırımların devreye girmesi gerekiyor. Bunun için; üretim maliyetlerinin özellikle enerji maliyetlerinin, ekonomik belirsizliklerin, kur dalgalanmalarının ve finansmana erişim olanaklarının yarattığı bir takım olumsuzlukların giderilmesi son derece önem arz etmektedir.

Sanayinin en önemli girdilerinden olan elektriğin 2021 yılından bugüne kadar yaklaşık yüzde 250 yükselmesi, doğal olarak üretim bandından çıkan her üründe fiyatının yükselmesi anlamına gelmektedir. Dolayısı ile elektrik enerjisi maliyetlerini daha uygun seviyelere çekebilmek, artışları öngörülebilir kılmak son derece önemlidir. Enerjide dışa bağımlılığı azaltıcı politikalar ile özellikle yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik üretiminin desteklenmesi, teşvik edilmesi daha uygun koşul ve fiyatlardan enerji maliyetlerinin sağlanması öncelikli hedef olarak planlanmaktadır.

“BÜYÜME İTHALATA DAYALI YAPIDAN KURTARILMALI”

Diğer taraftan, büyüme ve üretim ithalâta bağımlı yapıdan kurtarılmalı. İç tasarruf seviyesinin artırılması, yerli girdilere yönelen ithal ikameci bir politika tercihinin ortaya konması gerekiyor. Bunu yapabilmek için öncelikle sanayi ürünlerinin envanteri çıkartılmalı, maliyet, vergi, satış fiyatını sıralayarak bunlar dünya fiyatlarıyla karşılaştırılmalı, kapsamlı bir teşvik politikası devreye alınmalı.

Diğer önemli bir sorun, yüksek kaldıraç oranları, yüksek dış finansman gereksinimi, döviz riskleri ve düşük kar oranları ile kırılganlığı devam etmektedir. Yüksek kaldıraç seviyesi, reel sektörün düşük öz sermaye yatırımlarını ve yüksek düzeydeki borçluluğunu yansıtmaktadır. Borç birikimi, kur artışlarına bağlı olarak Türk Lirası’nın keskin değer kaybı ve döviz cinsinden borçların artmasıyla daha da şiddetlenmektedir. Yabancı para cinsinden yüksek borçluluk oranı, TL’deki değer kaybı ile firmaların bilançolarında ciddi bozulmaya neden olmaktadır. Güven ortamının azaldığı dönemlerde, firmaların yurt içi satışları azalırken diğer taraftan yabancı para cinsinden borçları ise artmaktadır. Bilançosu bozulan firmaların zaten zor olan krediye ulaşma maliyetleri ciddi anlamda artarken ve talep edilenden daha az kredi ya da yüksek faizle borçlanır hale geliyor. Kısa vadede firmaların işletme sermayelerinin negatife dönmesi maalesef zor durumda olan firmaların sayısını arttırıyor.

Sürdürülebilir bir sanayi için yeni dönemin en önemli kavram verimliliktir. Daha az kaynakla daha çok üretim, daha nitelikli üretim, kaynak verimliliğini ortaya çıkaran yenilikçilik, üretimin ana belirleyicisi olacaktır. Büyümenin lokomotifi verimlilik oldukça hem karlılığımız hem de rekabetçiliğimiz paralel olarak artacaktır. Güçlü bir sanayi için verimlilik artışının önündeki engellerin tespiti ve bunları ortadan kaldıracak politikaların tasarımı ve uygulaması olacaktır. Ülke olarak, verimlilik, insan kaynağı planlaması, rekabet gücü ve ihracat artışına yönelik ekonomi politikaları revize edilerek, üreten ve katma değer yaratan bir ekonomi yapısına dönüşmemiz gerekiyor.

Türkiye’nin ekonomik kazanımlarını devam ettirmek ve üst gelir seviyesinde bir ülke olmak için şimdiye kadar başardıklarının ötesine geçebilmeli. Burada yapılması gerekenler de bellidir: Daha fazla teknolojik yatırım, verimlilik artışıyla desteklenen bir büyümeyi devam ettirmek, inovasyonu teşvik etmek ve iş ortamını daha rekabetçi ve çekici bir hale getirmek.

Biraz da ASO 2. OSB’nin yapısından bahseder misiniz?

ASO 2. OSB aslında genç bir OSB. 2010 yılında imar ve parselasyon planları onaylanan talep ve ihtiyaçlara göre plan değişiklikleri sonucunda bugün itibariyle bölgemizdeki sanayi parseli sayısı 308 olup, bunların tamamı sanayicilere tahsis edilmiş bulunmaktadır.

Son iki yıldır dünyayla birlikte ülkemizde de yaşanan yatırım, üretim ve istihdam dahil, hayatımızın her alanını olumsuz etkileyen ağır pandemi sürecine rağmen, bölgemizdeki yatırım ve üretim kesintiye uğramamıştır.

Sanayicilerimizin bu dönemin belirsizliklerine ve olası risklerine rağmen cesur ve fedâkar tutumu, dünyaya örnek başarısı, ülkemiz ekonomisi için her türlü takdirin üstündedir.

Nitekim Sayın Cumhurbaşkanımız 16 Ağustos 2021 tarihinde Bölgemizde düzenlenen toplu açılış törenini Sanayi ve Teknoloji Bakanımız ile birlikte teşrif ederek, bizzat sanayicilerimizi kutlamış ve onurlandırmıştır.

Katılımcılarımızın yüzde 70’i, bölgemizdeki üretimlerini toplamda 50 ülkeye ihraç ederek, ülkemiz ekonomisine döviz girdisi sağlayarak hizmet etmektedir.

“SIFIR ATIK BELGESİ ALAN İLK OSB OLDUK”

Peki, son dönemlerin en önemli unsurlarından birisi olan yeşil dönüşüme hazır mısınız?

Yeşil Mutabakat’ın yayımlanmasıyla birlikte, tüm katılımcılarımızın yeşil dönüşüme hazırlanması için hızlıca eylem planımızı oluşturduk. Dünya bu konuda ne yapıyor bunu anlamak üzere Glasgow’da düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’na katıldık. Ülkemizin Yeşil Mutabakat Eylem Planı’na uygun olarak hazırladığımız yol haritamızı, işbirliği ve destek talebimizle birlikte Ticaret Bakanlığı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına da ayrıca sunduk.

ASO 2 OSB olarak kuruluşumuzdan bu yana etkin bir su, atık ve çevre yönetimi sağlamayı görev edindik.

Yeşil Dönüşüm yolundaki çalışmalarımızdan önce 27 yeşil yakalı personel ile yürüttüğümüz çevre faaliyetlerimizden bahsetmek isterim.

2018 yılında devreye alınan atıksu arıtma tesisimiz ile OSB içindeki bütün tesislerin atık sularının merkezi olarak arıtılmasını ve çevre mevzuatına uygun biçimde deşarj edilmesini sağlıyoruz. Atıksu Arıtma tesisimiz fiziksel, kimyasal ve ileri biyolojik arıtma ünitelerinden oluşmakta ve Bölgemiz ekipleriyle 7/24 esasına göre işletilmektedir. Ayrıca tüm sanayicilerin atıksuyu periyodik olarak kontrol ediliyor ve gerekli önlemler alınıyor. Bu sayede sanayiden kaynaklı su kirliliğinin önlenmesi konusunda üzerimize düşen sorumluluğu yerine getiriyoruz. Bölgemizdeki tüm katılımcıları kapsayan hızlı ve etkin çalışmalarımız sonucunda Ankara ilinde sıfır atık belgesini alan ilk OSB olduk.

ASO-2 OSB, 454 HEKTAR GENİŞLEDİ

OSB’nin genişletilmesi çalışmalarından bahseder misiniz? Bölgede yeni yatırım yapmayı planlayan şirketler var mı?

Sanayicilerin/yatırımcıların yoğun bir şekilde devam eden arsa tahsis taleplerinin karşılanabilmesi için 454 hektar daha ilave alan çalışmaları tamamlanarak tahsise hazır hale getirilmiştir. Böylece bölgemizin toplam alanı 1.072 hektara ulaşmıştır. 212 hektarlık sanayi parseline tekabül eden bu alanda, değişik büyüklüklerde toplam 142 adet parsel planlanmıştır.

Yeni nesil OSB kapsamı ve tanımına uygun bir yaklaşımla planlanan ilave alanın tüm altyapı projeleri hazırlanmıştır. 11 km endüstriyel atıksu hattı, 10 km evsel atıksu hattı, 12 km yağmursuyu hattı, 15 km kullanma suyu, 15 km grisu, 27 km doğalgaz, 11 km elektrik, 11 km telekom hatları, 19 km yol ve altyapılar, parsel tesviye ve istinat duvarlarının metraj ve keşifleri gerçekleştirilmiştir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir