Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Kanal7 Ankara Temsilcisi Mehmet Acet’in sunduğu Başşehir Kulisi programında soruları yanıtladı. Bekir Bozdağ bir soru üzerine CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığı ihtimalini de yorumladı. Bozdağ, Maltepe mitingini, “Sayın Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı adaylığını üstü kapalı olarak açıkladı” diye kıymetlendirdi. Bozdağ’ın tweet mahkumiyetlerine ait savunması da dikkat çekti.
Bekir Bozdağ, “Kılıçdaroğlu küme toplantısında, ‘Ya bana katılın ya da önümden çekilin’ dedi. Bir açıklama yaptı Meclis kümesinde. Gerisinden İmamoğlu’nun Karadeniz gezisi oldu ve İmamoğlu’yla ilgili pek çok açıklamalar yapıldı, ‘Siyaseten cumhurbaşkanlığı yürüyüşü bitti’ biçiminde, kendi içlerinde önemli tartışmalar oldu. Gerisinden miting yapıldı ve mitingde de Sayın Kılıçdaroğlu adeta kendi cumhurbaşkanı adaylığını üstü kapalı demeyeyim de arif olanın anlayacağı formda anlattığını düşünüyorum” dedi.
‘ESASINDA BEN KAVRAMINI HALK PEK SEVMEZ’
Bozdağ, “Sayın Kılıçdaroğlu konuşmasıyla yalnızca bu değil, meskenden çektiği görüntüler, gençlerle, değişik meslek kümeleriyle bir ortaya gelmesi, değişik kurumların kapısına gitmesi, oralarda birtakım aksiyonlar yapmasıyla bütün bunlarla ve kullandığı kavramlarla ‘Ben yapacağım, ben yapacağım’ demesiyle… Temelinde bu ‘ben’ kavramını Türk halkı pek sevmez. Lakin orada kendini öne çıkarmak için bunları kullandığını düşünüyorum. Sayın Kılıçdaroğlu, benim gördüğüm kadarıyla öncelikle CHP içinde cumhurbaşkanlığı adaylığı yarışında olanları kendinin Cumhurbaşkanlığını adaylığını kabul etmeye zorluyor” tabirlerini kullandı.
‘MİLLET İTTİFAKI’NIN MUVAZAALI ORTAĞI HDP’DİR’
Bozdağ, “Bütün bu hareketleriyle 6’lı değil, bana nazaran tam da 7’li masaya da kendi Cumhurbaşkanı adaylığını kabulden diğer bir seçenek olmadığına ikna etmeye çalışıyor. 7’ncinin HDP, 7’li masa olduğu konusunda sokaktaki Türk halkının en ufacık bir tereddüdü yok. Aksini söylemek bu milletin basiretiyle, aklıyla alay etmek olur. Hepimiz görüyoruz. Herkesin gördüğünü, ‘yok o denli değil, bu türlü değil’ demenin bir alemi yok. İstedikleri kadar masada oturtmasınlar. Herkes de biliyor ki bu Millet İttifakı’nın muvazaalı ortağı HDP’dir. Ve bu hususta da tereddüt yok. Münasebetiyle masadakileri de Kılıçdaroğlu dışında Cumhurbaşkanı adayı seçeneklerini devre dışı bırakmaya Sayın Kılıçdaroğlu zorluyor. Bir nevi emrivakiler yapıyor. Kendi adaylığını kabule evvel CHP’nin içindeki muhalifleri, sonra masada olanları zorluyor. Onlar, bu zorlama sonucunda neler yapacaklar? Vakit içerisinde göreceğiz” diye konuştu.
‘TÜRKİYE’DE TWEET ATTI DİYE HAKKINDA SORUŞTURMA BAŞLATILAN BİR KİŞİ YOK’
Bozdağ, Canan Kaftancıoğlu’nun yargılanma sürece ile ilgili de, “Ben, devam eden yargılamalarla ilgili hiç konuşmadım. Lakin burada bir karar çıktı. Kararlar eleştirilebilir. Kılıçdaroğlu da eleştirilebilir. Fakat bunun pak lisanla, hürmet içinde olması lazım. Kılıçdaroğlu, ‘Ben mahkemeyi tanımıyorum’ diyor. Türkiye bir hukuk devletiyse, mahkemeler bir karar verdiyse, hukuk devletini lisanından düşürmeyen kişinin, ‘Kararı beğenmedim. Ben karşıyım fakat ortada mahkeme kararı vardır. Elbette gereği yapılacaktır’ demesi icap eder. Bu kanunlara uymamaktır. Kanunlara uymamaya tahrik suçtur” dedi.
Kelamlarının devamında Kaftancıoğlu’nun aldığı cezayla ilgili konuşan Bozdağ, “Türkiye’de tweet attı diye hakkında soruşturma başlatılan bir kişi yok. Tweet’in içinde yazandan ötürü soruşturma açılıyor” dedi.
Bozdağ, şöyle devam etti: “Sayın Cumhurbaşkanı ve annesine küfrü tabir özgürlüğü olarak görüyorsa, Kılıçdaroğlu mitingde çıkıp tekrar etseydi. Hakaret yalnızca Türkiye’de değil, dünyanın her yerinde hatadır. Küfrediyor, hakaret ediyor, tabir hürriyeti diyor. Sayın Kılıçdaroğlu’nun kendine karşı açtığı hakaretlerle ilgili kaç tane açtığı dava var, bilmiyoruz. Sayın Akşener’in kaç tane şikayetçi olduğu kişi var, ne kadar tazminat var? Kaftancıoğlu için de geçerli. O vakit bunların kendileri hakkında söylenen hiçbir kelam hakkında şikayetçi olmaması lazım.”
‘İKİ, ÜÇ KİŞİ ÜZERİNDEN TÜRKİYE’DEKİ HUKUK SİSTEMİNİ KİMSE SORGULAYAMAZ’
Türkiye’nin hukuk devleti olmadığı istikametindeki tespitler hakkında da konuşan Bozdağ, Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş’a gönderme yaparak, “Sadece bir, iki isim üzerinden hem Avrupa Kurulu hem Türkiye içinde kararlar veriliyor. Türkiye’de cezaevinde o kadar kişi var, onlar üzerinden bu savlar lisana getirilmiyor. İki, üç kişi üzerinden Türkiye’deki hukuk sistemini kimse sorgulayamaz, buradan da adil bir sonuca varamaz” dedi.
AÇIK CEZAEVİ MÜSAADELERİ UZATILACAK MI?
Korona virüsü salgını tedbirleri kapsamında verilen açık cezaevi müsaadeleriyle ilgili de konuşan Bakan Bozdağ, “Geçenlerde AK Parti MYK’da bu bahis konuşuldu. Yarın da kabinede benim de sunumum olacak, orada bir kıymetlendirme yapılacak. O değerlendirmeden sonra bu bahiste karar çıkarsa kamuoyuyla paylaşılacak. Bugüne kadar 413 bin 652 kişi bundan istifade etti. Bunların içinde çıkıp suça karışanlar var. Onlarla ilgili isimli süreç başlatıldı. Şu anda tutuklanmış olanlar var” bilgisini paylaştı.
KİRACILARLA İLGİLİ DÜZENLEME YAPILACAK MI?
Bozdağ, ‘Bazı konut sahiplerinin kiracıları zorla yahut birtakım mazeretlerle çıkartıp, konutunu yüksek ölçüyle kiralamaları’ konusunda, “Bizim borçlar kanununda temelinde kiracıları, kiralayanları koruyan değerli kararlar var. Makus niyetli formda bu mevzuda hareket edilmemiş olsa bu düzenlemeler hem kiracıları hem konut sahiplerini koruyor. Lakin son vakitlerde kiracıları zorlayan, onları zorla çıkarmak isteyen ve bu hususta kiracının karşılayamayacağı ölçüde artış talep eden mesken sahipleri olduğuna dair önemli haberler var. Bu husus Etraf, Şehircilik ve İklim Bakanlığımızın konusu. Onlar bu bahiste Maliye Bakanlığıyla bir arada çalışma yapıyor. Biz de Adalet Bakanlığı olarak dayanak veriyoruz. Şimdi çalışma bitmiş değil, sürüyor fakat bu bahiste ortada bir sorun var, bu sıkıntı de vaziyet ediliyor, bununla ilgili bir çalışma yürüyor” tabirlerini kullandı.
‘NE ÇIKACAĞINI ŞU ANDA SÖYLEME İMKÂNIM YOK’
Bozdağ, “Devletin koyduğu bir standart yok da, bizim kanunlarımızın kararları var, onların koyduğu bir standart var, yoksa bu mevzuda bir ölçü yok. Hür kontrat unsurları çerçevesinde kiralayan ile kiracı ortasındaki bağ ile şekilleniyor. Ancak yasa, bu noktada minimum müşterekleri ortaya koyuyor ve yordamı koyuyor, burada haksızlık yapmak isteyene karşı kiracıyı da koruyor, mesken sahibini de kiracıya karşı koruyan
pek çok kararlar var. Burada ne çıkacak şu anda bir şey söyleme imkanım yok. Şu kadarını tabir edebilirim, hem konut sahibinin hukukunu, hem de kiracının hukukunu koruyacak makul bir formül ortaya çıkarsa biz bu formülle ilgili adım atabiliriz. Lakin şu anda şimdi bu türlü bir formül ortaya çıkmış değil, dediğimiz üzere ilgili bakanlıklar çalışıyor” dedi. (HABER MERKEZİ)