Macron yönetiminin yeni kabinesi dikkatleri üzerine topladı

24 Nisan’da yeniden cumhurbaşkanı seçilen Macron’un 16 Mayıs’ta Borne’u başbakanlık görevine atamasıyla Fransa’da 5. Cumhuriyet tarihinde başbakanlık görevine getirilen kadın sayısı 2 oldu. Kurulması yaklaşık bir ay süren yeni kabinedeki bazı siyasiler ise farklı tepkilere yol açtı.

Aşırı sağcılar yeni kabineyi “sola kayan” bir hükümet olarak görürken, aşırı solcular tarafından ise “sağcı” bir kabine olarak değerlendiriliyor.

Başbakan Borne kendisini sol görüşlü bir siyasetçi olarak nitelendiriyor, ancak 13’ü kadın olmak üzere 27 isimden oluşan kabinede, önemli bakanlıkların başında sağ görüşlü siyasetçiler bulunuyor.

Başbakan Borne’un enflasyon, tartışmalı emeklilik reformu ve çevre konusunda atacağı adımlar merak ediliyor

Siyasi hayatına 1980’li yılların sonunda başlayan ve çeşitli bakanlıklarda danışman olarak görev yapan Borne, Macron’un ilk cumhurbaşkanlığı döneminde sırasıyla Ulaştırma Bakanlığı, Ekoloji Bakanlığı ve Çalışma Bakanlığı yaptı.

Borne’nun, ülkenin gündemindeki enflasyon ve alım gücü sorunları, tartışmalı emeklilik reformunun yanı sıra çevreyle ilgili atacağı adımlar merakla bekleniyor.

Yeni Başbakan Borne, Macron’un isteği üzerine aynı zamanda “ekolojik planlamadan” sorumlu. Borne’a çevre konusunda destek olacak Ekolojik Geçiş ve Bölgesel Uyum Bakanlığına Amelie de Montchalin, Enerji Geçiş Bakanlığına da Agnes Pannier-Runacher getirildi.

Borne, TF1 kanalına verdiği demeçte, Ulusal Meclis’e gelecek ilk yasa tasarısının, alım gücüne ilişkin olacağının sinyalini verdi. Borne ayrıca, ekolojik geçişin tüm kamu politikalarına sirayet etmesi gerektiğine işaret etti.

Yeni hükümetin eski bakanları

Yeni kabinde, İçişleri Bakanı Gerald Darmanin, Ekonomi Bakanı Bruno Le Maire ve Adalet Bakanı Eric Dupond-Moretti görevlerine devam ediyor.

Kabinenin en tartışmalı ismi olarak bilinen Darmanin, son yıllarda güvenlikçi tutumu ve ülkede polis şiddetini göz ardı ettiği gerekçesiyle eleştiriliyor.

İnsan hakları mücadelesi veren STK’lerin sıkça hedef aldığı Darmanin, talimatları ve yürüttüğü politikalarla Müslüman toplumuna ait camilerin kapatılması ve derneklerin feshedilmesinde de kilit rol oynadı.

Görevine devam etmesi beklenmeyen Adalet Bakanı Dupond-Moretti hakkında da rüşvet ve yolsuzluk dosyaları bulunuyor.

Dupond-Moretti, bakanlığı sırasında avukatlık yaptığı dönemde takip ettiği davalara bakan hakimleri cezalandırmak için görevini kötüye kullanmakla ve “yasa dışı menfaat sağlamakla” suçlanıyor.

Ekonomi Bakanı’nı, ülkede derinleşen ekonomik sorunlar bekliyor

Eski Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy döneminde Avrupa Birliği (AB) İşlerinden sorumlu Devlet Bakanlığı, ardından Tarım Bakanlığı görevini üstlenen Le Maire, 2017’den bu yana Fransa’da Ekonomi Bakanlığını yürütüyor.

Sağ görüşlü siyasetçi Le Maire’i, Ukrayna-Rusya savaşıyla derinleşen ekonomik sorunlar, artan gıda ve enerji fiyatları, yüksek enflasyon ve düşen alım gücü gibi meselelerin çözümü bekliyor.

Eski Denizaşırı Topraklar Bakanı Sebastien Lecornu da yeni kabinede Savunma Bakanı olarak atanırken, yeni görevinde ilgilenmesi gereken konuların başında, Mali’de kalan Fransız askeri unsurlarının tamamen geri çekilmesi ve Nijer’e konuşlandırılması olacak.

Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle Lecornu’un, Fransız ordusunun olası uzun vadeli savaşlara karşı hazırlıklı olmasını sağlaması gerekecek.

Dışişlerinde AB taraftarı yeni bir isim

Yeni kabinede, Fransa’nın Londra Büyükelçisi olan Catherine Colonna da Dışişleri Bakanı olarak görevlendirildi.

Fransa’da çok sayıda “üst düzey” devlet yöneticisinin mezun olduğu Ulusal Yönetim Okulundan (ENA) mezun olan Colonna, daha önce Devlet Bakanlığı ve Jacques Chirac’ın cumhurbaşkanlığı döneminde Elysee’nin sözcülüğü görevlerinde bulundu.

Colonna, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) ve Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) nezdinde Daimi Temsilcilik ve Fransa’nın Roma Büyükelçiliği görevlerini üstlenerek, Fransa’yı daha önce de uluslararası arenada temsil etmişti.

AB savunucusu olan Colonna’nın Dışişleri Bakanlığına getirilmesi, gelecek 5 yılda Fransa’nın AB’ye daha da yoğunlaşacağının sinyalini veriyor.

Sağlık Bakanlığına getirilen Brigitte Bourguignon’nun ülkenin gündemine oturan personel yetersizliği nedeniyle acil servislerde yaşanan “kriz” hakkında atacağı adımlar, Fransızlar için hayati önem taşıyor.

Bu yaz çeşitli vilayetlerde su kıtlığı riskiyle karşı karşıya kalma ihtimali bulunan Fransa’da, bu durumun tarım sektörünü nasıl etkileyeceği bilinmezken, yeni hükümetin ve Tarım Bakanı Marc Fesneau’nun bu konuda ne gibi tedbirler alacağı da merak ediliyor.

Kabinenin “sürpriz ismi” Pap Ndiaye

Yeni kabinenin “sürpriz ismi” olarak nitelendirilen, siyaset geçmişi olmayan ve babası Senegal asıllı bir tarihçi olan Pap Ndiaye, Eğitim ve Gençlik Bakanı olarak atandı.

ABD ve “azınlıklar” hakkında uzman Ndiaye, aşırı solcular tarafından memnuniyetle karşılanırken, aşırı sağcı siyasetçilerin ağır itham ve eleştirilerinin hedefi oldu.

Irkçılıkla mücadele derneği SOS Racisme’nin Başkanı Dominique Sopo, Ndiaye’nin hükümetteki tek siyahi olduğuna, bu nedenle aşırı sağcılar tarafından hedef gösterildiğine işaret etti.

Yeni kabinede Yüksek Öğrenim ve Araştırma Bakanlığına, Başkanlığını üstlendiği Paris-Saclay Üniversitesinin Şanghay Sıralaması’nda 2021’de 13. sıraya çıkmasını sağlayan Sylvie Retailleau getirildi.

Kültür Bakanlığına Beyrut doğumlu Rima Abdul Malak atanırken, Macron’nun ilk döneminde de kabinede görev yapan Olivier Dussopt Çalışma Bakanlığını üstlendi.

2024’te Yaz Olimpiyatları’na ev sahipliği yapacak Fransa’nın yeni Spor, Olimpik ve Paralimpik Oyunlar Bakanlığına da Amelie Oudea-Castera atandı.

Yeni kabinede Dayanışma, Özerklik ve Engelli Bireyler Bakanlığına Damien Abad, Dönüşüm ve Kamu Hizmeti Bakanlığına Stanislas Guerin, Denizaşırı Topraklar Bakanlığına Yael Braun-Pivet ve Hükümet Sözcülüğüne Olivia Gregoire getirildi. Ayrıca, Devlet Bakanlıklarına yeni isimler geldi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir