Gökhan Karakaş – Deniz Biyoloğu Dr. Mert Gökalp, Akdeniz, Karadeniz, Marmara ve Ege Denizi’nde 15 yılda yaptığı binlerce dalışın ardından edindiği tecrübeleri “Deniz Canlıları” adlı kitapta topladı. Türkiye’nin deniz canlılarına yönelik şimdiye kadar yapılan en kapsamlı kaynak dizisinin ilki olan kitapta yaklaşık 30 tür köpekbalığı yaşadığı vurgulanırken, balıkçıların ağına yakalanarak tezgâhlarda “Canavar Balığı” ya da “Jaws” adıyla sergilenen boz camgöz köpekbalığının ekosistemimizdeki önemine dikkat çekti.
Balıklar, memeliler…
Kitap için 15 yılda 4000 dalış yaptıklarını ve 232 türü bir araya getirdiklerini belirten Gökalp, “Üç kitaptan oluşacak serinin ilk kitabında kıkırdaklıları, balıkları, deniz kaplumbağalarını ve memelileri anlattık. Akdeniz, Karadeniz, Ege Denizi ve Marmara Denizi’nde halen yaşam olduğunu hoyratça yok etmememiz gerektiğini anlatmaya çalıştık. Yerel türler hamsi ve istavritten istilacı balon ve aslan balıklarına kadar tüm balıkları göstererek kıyılarımızın dünya deniz ekosistemi için önemini vurguladık. Halen Akdeniz foku ve deniz kaplumbağası varsa umut var demektir” dedi.
‘Onlar tehdit değil’
Yazdığı uluslararası bilimsel makalelerle kıyılarımızdaki köpekbalıklarını tanıtan Hakan Kabasakal gibi bilim insanları bulunduğunu hatırlatan Mert Gökalp, Türkiye’de yaklaşık 30 tür köpekbalığının yaşamasının büyük şans olduğunu vurguladı. Gökalp, köpekbalıklarının yok edilmemesi gerektiğini şu ifadelerle anlattı:
“Bir zamanlar Marmara Denizi’ne orkinosların peşinden giren büyük beyazlar bile vardı. Geçmişte balıkçıların tuttuğu 5-6 metrelik büyük beyaz köpekbalıkları iç denizimizin bile ne kadar değerli bir ekosisteme sahip olduğunu kanıtlıyor. Köpekbalıkları zararsız canlılar ve esas tehdit bizler yani insanoğlu. Köpekbalıkları tüm denizlerde en çok öldürülen ve nesilleri yüksek seviyede tehdit altında olan canlılar.
Köpekbalıkları da bu gidişle yok olacak. Besin zincirinin tepe yırtıcısı bu canlının korunması için Türk insanına da büyük görevler düşüyor. Köpekbalığını ekosistemden çekerseniz büyük kayıp yaşanır. Boz camgöz yok olursa hamsi de lüferde azalır. Birbirine sıkı sıkıya bağlı bu canlıların bütüncül şekilde korunması gerekli.
Balıkçı tezgâhlarında Jaws ya da Canavar adıyla sergilenen boz camgözün kıyılarımızda özel bir yeri var. Önyargı ve korku kaynaklı bu yakıştırmaların narin canlıların neslini tehdit ediyor. Boz camgöz oysa dünyanın en sakin canlıların biri. Derin denizlerde yaşar ve gece beslenmek için yüzeye yaklaşır. 8 metre, 900 kg’a kadar çıkabilir ama insanlar için tehdit değil.”
Kıyılardaki istilacılar
Kıyılarımızda 100’den fazla istilacı tür olduğuna dikkat çeken Mert Gökalp, “Vatozdan mürene, karides ve orfozdan mersin balığına kadar tüm türleri korumalıyız. Türleri korumak insanoğlunun geleceğini korumaktır. Denizatı ve deniz iğnesi gibi türlerinin besinlerinin bölgesel artışı popülasyonlardaki artışı açıklayabilir. Organik döküntüler ve yaşadıkları alanlardaki kirlilik bu canlılar için uygun ortamı sunuyor” dedi. İstanbul Akvaryum Genel Müdürü Dilek Çapanoğlu ise “Kılavuz niteliğindeki kitap, Türkiye’nin deniz canlılarıyla ilgili en kapsamlı kaynak. Aslan ve balon balıkları gibi hem istilacı hem de lesepsiyen türler avcı balık oldukları için kıyılarımızda yaşayan canlıları tehdit ediyor. Lesepsiyen türlerin baskın özellikleri yerel türlerin besin bulmasını engelliyor” diye konuştu.